‘Aşı’da asıl sorun iktidarın mücadele stratejisinin arkasındaki zihniyettir!
Fotoğraf: Mufid Majnun/Unsplash
Koronavirüsün Dünya Sağlık Örgütü tarafından “pandemi” olarak ilan edilmesinin üstünden 20 ay geçti. Bu sürenin ilk 10 ayından sonra “aşı”nın devreye girmesiyle pandemiye karşı mücadelede önemli adımlar atıldı. Ama bu sürede virüs de boş durmadı, aşının oluşturduğu barikatları aşmak için bulaşı hızı ve ölümcüllüğü daha yüksek yeni varyantlar üretti!
20 aylık virüsle imtihanında insanlık yine de virüsten bir adım önde ama virüse karşı zafer kazanıldığını söylemek için henüz çok erken.
Bilimin gerekleri ve bilim insanlarının önerilerini dinleyen yönetimlerin olduğu az çok demokratik ülkelerde virüse karşı mücadelede başarılı adımlar atılırken, bilim insanlarının önerilerini umursamayan, iktidarlarının bekası ve temsilcisi oldukları sermaye kliğinin dar çıkarları dışında her şeye sırtını dönmüş iktidarlar ise virüse karşı mücadelede başarısızlıkta birbiriyle yarışmaktadırlar.
Bu yüzden süreç ilerledikçe bütün burjuva iktidarlar, halklar indinde koronavirüse karşı mücadele ile zor geçecek bir imtihandalar. En başta virüse karşı mücadeleyi kendi ekonomik ve siyasi amaçlarına varmanın fırsatına dönüştüren popülist, faşizan rejimler için bu imtihan daha da zor geçecek görünmektedir.
20 AYDA BAŞARA BAŞARA GELİNEN YER: 18 BİN VAKA 245 ÖLÜM!
Ülkemizde de tek adam rejimi, virüse karşı mücadelede, virüsün Türkiye’de de olduğunun ilan edildiği 11 Mart 2020’den başlayarak;
“Vaka sayısı”ndan “ölüm sayısı”na, kör gözüm parmağına geçekleri bile halktan saklayan,“5 maskeyi” bile dağıtamayan, bugün aldığı kararı ertesi gün değiştirmeyi bir alışkanlık haline getiren,Virüse karşı mücadelede hiçbir vaadini yerine getiremeyen, Bilim insanlarının önerilerini umursamayan,Virüse karşı mücadeleyi işçi sınıfı ve emekçilerin hakları ve talepleri ile halkların demokrasi ve özgürlük mücadelesini ezmenin fırsatı olarak gören,Krizin ve pandeminin yükünü halka yıkarken, siyasi rakiplerini ezmenin fırsatına dönüştürmeyi stratejisinin merkezine koyan bir tutumu benimsemiştir.
Kısacası 20 ay içinde, gerçekte “Şu konuda başarılı oldu” denebilecek bir tek icraatı bile olmayan Erdoğan-AKP iktidarının sözcüleri, özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ağzını açtığında, “Virüse karşı mücadelede başarılı birkaç ülkeden biriyiz” demeden sözlerine başlamamaktadır.
Sözcülerine bakılırsa 20 aydır virüse karşı zaferden zafere koşan tek adam yönetiminin Sağlık Bakanlığının önceki gün açıkladığı verilerine göre başarılarının somut ifadesi; 17 bin 912 kişinin testinin pozitif çıkmış, 245 kişinin de hayatını kaybetmiş olmasıdır!
20 MİLYON KİŞİ AŞI OLMAYA RAZI EDİLEMİYOR!
Yine Sağlık Bakanlığının verilerine göre, aşı yaptırması için çağrı yapılmış 20 milyon dolayında kişi “tek doz aşı” için bile başvurmamıştır.
Sağlık Bakanı Koca’nın her gün “Aşı ol” çağrısı yaparken tanınmış kimi sanatçıların “Aşı olalım” kampanyası çerçevesindeki videoları da yayımlanmaktadır. Ancak bunların 20 milyonun inadını kırdığına dair bir işaret yoktur.
Elbette ki bu 20 milyonun içinde “aşı karşıtı meczuplar”ın sayısı marjinal düzeydedir. Aşı olmamış büyük çoğunluğun, aşı ile ilgili yapılan kara propaganda ve iktidarın pandemiye karşı mücadeledeki tutarsızlıklarından kafası karışan kişiler oldukları aşikardır.
Bu yüzden sorunun çözümü aşı olmamış kesimlere ulaşmak ve bunların içinde yapılacak aydınlatma faaliyetinin yoğunlaştırılmasından geçmektedir. Elbette sadece sözle değil doğrudan sıcak temas da ederek bu kesimlerin “Aşı ol” kampanyasının içine çekilmesiyle olanaklı olabilecektir.
Ancak iktidarın bugün yukarıda ana hatlarına değindiğimiz koronavirüse karşı mücadele stratejisi, pandemiye karşı mücadelenin diğer alanlarında da olduğu gibi, aşıyı da “tek adam”dan başlayan bir “emir komuta zinciri” üstünden başarmayı amaçlamaktadır. Ancak geçen süre içinde açıkça görülmektedir ki, sorun sözle ulaşmanın ötesindedir ve bu kitleye onları ikna edecek kadar “sıcak temas” sağlayamamaktadır.
TOPLUMSAL SEFERBERLİK OLMADAN PANDEMİYE KARŞI BAŞARI KAZANILAMAZ
Oysa pandemilere karşı mücadelelerin tarihi de açıkça göstermektedir ki, bu konuda başarı ölçütü bu mücadelenin ne ölçüde “toplumsal bir seferberlik” olduğudur.
Ki burada “toplumsal seferberlik” derken, toplumun tüm diri güçlerinin mücadelenin unsurları olarak seferber edilmesinden söz ediyoruz. Örneğin bugün koronavirüse karşı mücadelede “toplumsal seferberlik” demek; TTB ve sağlık sendikaları başta olmak üzere tüm işçi ve kamu emekçisi sendikalarının, meslek örgütlerinin, baroların, iş ve hizmet birimlerinde oluşturulacak virüse karşı mücadele için kararlar alacak ve uygulamaları denetleyecek komitelerin, yerel derneklerin, okullarda öğrencileri, eğitimcileri, öğretim üyeleri ve diğer çalışanlarıyla oluşturulacak örgütlenmelerin, siyasi partilerin, yerel yönetimlerin, muhtarlıkların, site ve apartman yönetimlerinin… az çok kitlesel bir temsiliyete sahip her örgütlenmenin pandemiye karşı mücadelenin bir unsuru olarak seferber edilmesi demektir.
Böyle bir toplumsal seferberlik karşısında ben aşı olmam diyenler için bir alanın kalmayacağı besbelli değil midir?
Ancak bugün iktidar, TTB’yi terörist, tek adam yönetimine karşı olan her odağı “milli güvenlik sorunu” olarak görerek pandemiyi kendi iktidarının tehdidi olarak gördüğü odakları yok etmenin imkanına dönüştürmek istemektedir.
Bu yüzden de nasıl geçmişte iktidar, en basit iş olan maskeyi bile dağıtamamışsa, bugün de pandemiye karşı belirleyici hatta tek silah olan aşıyı kullanamamaktadır. Ki burada da asıl sorun iktidarın pandemiye karşı mücadelesinin arkasındaki zihniyettir!
Bu zihniyet değişmediği sürece de ne aşı olmayanları aşı olmaya razı edebilir ne de pandemiye karşı mücadelede başarılı sonuçlar alabilir!
- İktidar 'iç cepheyi güçlendirmek' istiyor, emek ve demokrasi güçleri ise 'birleşik mücadele' diyor 17 Kasım 2024 04:44
- Ülke ve halkın sorunlarını çözmeyen iktidar yeni suç ve cezalar ihdas ediyor 13 Kasım 2024 04:58
- Sermaye ve emek güçleri arasında sert mücadeleler dönemi! 10 Kasım 2024 04:46
- İktidar kayyımı muhalefeti ezmenin koçbaşına dönüştürüyor 06 Kasım 2024 04:58
- Tek gerçekçi seçenek yığınların siyasete doğrudan müdahale ettiği bir mücadeledir! 03 Kasım 2024 04:47
- İnsanca yaşayacakları bir asgari ücret için işçiler kendi ölçütlerini koymalı! 31 Ekim 2024 07:58
- Sermaye tüm güçlerini emekçilere karşı seferber ederken sendikalar ne yapıyor? 27 Ekim 2024 04:45
- Erdoğan-Bahçeli ittifakı: Büyük iddialar küçük hesaplarla nereye kadar? 24 Ekim 2024 12:49
- Emek mücadelesi için son derece önemli bir dönemin eşiğinde! 21 Ekim 2024 05:04
- ‘Kürt sorununun çözümü’ konusunda demokrasi güçlerinin inisiyatif alma zamanı! 17 Ekim 2024 05:14
- İktidarın ‘iç cepheyi güçlendirme’ stratejisi muhalefeti etkisizleştirmekten geçiyor 12 Ekim 2024 05:03
- 10 Ekim Katliamı davası bölgede barış mücadelesinin alanı olarak da önemli 09 Ekim 2024 04:57