30 Ağustos 2021

CELAC'ın yeni rolü

İlk zirvenin Caracas'taki Teresa Carreño tiyatrosundaki açılışında CELAC üye ülkelerinin temsilcileri | Fotoğraf: Arjantin Başkanlığı CC BY-SA 2.0

Uzun yıllardır Latin Amerika’da önemli bir yere sahip olan Amerikan Devletleri Örgütünün (OEA) aynı zamanda bölgede ABD politikalarının uygulanmasında kritik bir rol oynadığını söylemek mümkün. OEA, özellikle Küba’nın üyelikten çıkarılmasında ve 1960’lardan beri artan bir biçimde yalnızlaştırılmasında daha sonra da 1980’lerde bölgedeki serbest ticaret ve neoliberal dönüşümün koordine edilmesinde ABD’nin elini kolaylaştırmıştı. 2000’lerde bölgede OEA dışında, soldan bir alternatif geliştirilmesi ve ABD’nin bölgesel politikadaki etkisinin azaltılması çabaları başarısız olmuştu. Son 10 senede ise OEA’nın özellikle bu alternatif bölgesel örgütlenmelerin aktörlerine karşı geliştirilecek olan karşı stratejilerin merkez üssü olduğu söylenebilir.

2019’da Bolivya’da Evo Morales’e karşı gerçekleştirilen askeri darbede OEA’nın bu rolü çok açık bir biçimde ortaya çıktı. Seçim sonuçlarının nasıl çıkacağından bağımsız olarak, askeri darbenin OEA tarafından kolaylaştırıldığı bugün için kanıtlanmış durumda. Aşırı sağ örgütler, seçimlerde hile yapıldığını iddia ederek protestolara başladığında, OEA seçim sonuçlarının işlenmesinde bazı düzensizliklerin olduğu yönünde bir raporu resmi olmayan kanallardan sızdırarak, polis ve asker güçlerinin Morales ve iktidar partisi MAS’a ültimatom vermesinin önünü açmıştı. Darbeden hemen sonra, birden fazla akademik çalışma ile seçim sonuçlarında bir hile yapılmadığı istatistiksel olarak kanıtlansa da OEA hiçbir zaman darbe sürecindeki rolünü kabul etmedi.

Benzer bir biçimde OEA, Venezuela’daki muhalefetin darbe teşebbüslerini de açıktan destekleyen bir örgüt konumda. Venezuela’daki politik krizde tutunduğu tavır, ülkenin 2017’de örgütten çıkma niyetini belirtmesi ile sonuçlanmış, ancak muhalefetin bir kısmının başkan olarak tanıdığı Juan Guadió ve OEA için görevlendirdiği heyetin talepleri OEA tarafından resmi bir niteliğe sahipmiş gibi ele alınmıştı. Hiç şüphesiz, OEA’nın bölgedeki sol ve sosyalist siyasi aktörlere olan bu düşmanca tutumu yeni değildi. Ancak sürecin, Luis Almargo’nun örgütün genel sekreteri olarak 2015’te göreve gelmesi ile daha çatışmacı bir hal aldığı söylenebilir. Almargo, ABD’nin etkisini arttıracak her türlü müdahaleye örgütün desteğini hiçbir zaman eksik etmedi, bölgedeki dışarıdan müdahalelerin demokratik hareketler olarak tanımlanmasında hep en önde yer aldı. Bir başka yandan ise Kolombiya ve Ekvador gibi ülkelerdeki insan hakları ihlallerine her zaman gözünü kapattı.

Bu durum, OEA’nın bölgede hızlı bir biçimde itibar kaybetmesine ve işlevsizleşmesine sebep oldu. Özellikle Bolivya’daki darbe sürecinden sonra bu itibar kaybının telafi edilemez hale geldiği söylenebilir. Meksika ve Arjantin’in darbe sürecindeki etkinliği sonrasında, artık açıktan bir biçimde ABD ve Kanada’nın var olmadığı bir bölgesel örgüt ihtiyacı dillendirilmeye başlandı.

Meksika geçtiğimiz aylarda OEA’nın yerine geçecek örgütü işaret etti. 2011’de kurulan Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu (CELAC); ABD ve Kanada’nın üye olmadığı ama Küba’nın üye olduğu bir örgüt olarak tüm bölgeyi temsil eden ama atıl kalmış bir örgüt olarak bu konuma en iyi namzet olarak gösterildi.

Meksika’nın geçici başkanlığını yaptığı CELAC’ın yeniden canlandırılması ve OEA’nın yerine geçecek bir örgüt olması önerisi önce Peru’nun yeni sol hükümeti tarafından benimsendi ve desteklendi, ardından Bolivya hükümeti tarafından da ülke dış politikasının hedeflerinden biri olarak tanımlandı. Bu bağlamda CELAC’ın bölgede önümüzdeki yıllarda önemli bir rol oynayacağını söylemek mümkün olacaktır. Bununla birlikte, bölgenin en kritik ülkelerinden biri olan Brezilya, Bolsonaro’nun başkan olması ile örgütten ayrılmıştı. Ancak ülkede kaçınılmaz gibi görünen siyasi değişiklik akabinde, Brezilya’nın CELAC’a tekrar üye olarak örgütü güçlendirmesi beklenebilir.

Her halükarda CELAC, önümüzdeki kritik süreçte -örnek vermek gerekirse Peru’da yaşanabilecek bir krizde- hayati bir rol oynayacaktır.

Evrensel'i Takip Et