“Türkiye’nin en büyük STK’si”

Cuma akşamı Şırnak’ın İdil ilçesinden acı bir haber geldi. 7 yaşındaki Mihraç Miroğlu sokakta bisiklet sürerken zırhlı aracın altında kalmıştı. Olay yerinden geçilen fotoğrafta Mihraç’ın kendi değil ikiye ayrılmış bisikleti, terliğinin teki vardı. Hastaneye kaldırılmış ama kurtulamamıştı. Annesi bile ne olay yerinde ne hastanede görebilmişti oğlunu.

Sonra bir fotoğrafı düştü, evinin salonunda Galatasaray formasıyla “Biz de topçuyuz ha yanlış anlamayın” der gibi bakıyordu hınzır gözleriyle. Bu güzel çocuğu ailesinden, sokağından, bisikletinden, topundan koparan neydi?

Hadise münferit mi, kaza mı, kader mi? Değil. Eksik tutulmuş olması muhtemel kayıtlarımıza göre 2008’den bu yana 40’a yakın insanı zırhlı araçların neden olduğu kazalarda kaybetmişiz. Ölümlerin haritasını çıkarıp koysak “sözde harita”, “bölücüler” diye zıplayacak çok ama hiçbiri bu ülkede neden Kürt çocuklarına has “zırhlı araç ölümü” diye bir şey olduğunu açıklayamaz.

Bu “ırksallaştırılmış” zarar verme biçiminin bir nedeni var: Savaş. Savaşın ve zamanında OHAL’in mümkün kıldığı koşullarda sokakları zapturapt altına almak için sahaya salınan askeri güçler ve onların zırhlı araçları…

Unutmadık mahalleden, halka megafonla hakaret ederek geçen zırhlı araçların görüntülerini. Unutmadık Silopi’de uyurken evinin duvarına çarpıp içeri giren panzerin altında kalarak ölen 7 yaşındaki Muhammet ve kardeşi Furkan’ı. Onların ölümüne neden olup ceza almayanları da…

Kürt çocuklarının canına, vücut bütünlüğüne, sokağında oyun oynama özgürlüğüne böylesi bir tehdit oluşturan zırhlı araç terörüne karşı her kesimden ses çıkması gerekir elbette. Şu an maalesef bir avuç insanın gündemi olan, doğru dürüst haberi bile yapılmayan bu ölümleri duyurmak için tüm ülkeye seslenebilen güçlü kitle örgütlerine ihtiyaç olduğu aşikar.

Mihraç’ın formasını giydiği Galatasaray Spor Kulübü mesela. Başkanları, yöneticileri sürekli “Biz Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşuyuz” diyor. Resmi hesaplarından görebildiğim kadarıyla savaş gelişmelerine de epey duyarlılar. Devamlı TSK gibi bizi bilgilendiriyorlar, nerede hangi operasyon var sayelerinde haberimiz oluyor. Peki bu “savaş gelişmesi” neden kapsama alanının dışında? Galatasaray formalı bu çocuğun ölümü ilgilendirmez mi parçası olduğu camiayı? Ali İsmail Korkmaz gibi, Oğuz Arda Sel gibi… Sorumluluk hissedilmesi gerekmez mi bu kanayan yaranın durması, hafifletilmesi için?

“Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşu” neden sadece Mihraçların ölümünün taşlarını döşeyen politikaların bekçisidir? Bu mudur STK’lik? Öyleyse neyleyelim öyle STK’yi, topunuzu oynayın yeter.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et