06 Eylül 2021 00:35

"I want to play a game"*

Şırnak'ta 7 yaşındaki Mihraç Miroğlu, zırhlı aracın çarpması sonucu yaşamını yitirdi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Şırnak’ın İdil İlçesi Turgut Özal Mahallesi’nden 3 Eylül 2021 gününün akşamı bir haber geldi. Zırhlı araç, 7 yaşındaki Mihraç Miroğlu adlı çocuğa çarpmış ve çocuk yaşamını yitirmişti. Görgü tanıklarının ifadesine göre, zırhlı araç küçük çocuğa bisiklet sürdüğü sırada çarptı.

İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesinin Haziran 2019 raporuna göre; sadece 2009-2019 yılları arasında en az 63 zırhlı araç çarpması olayı gerçekleşti. Bu 63 vakanın 16’sı ise çocuk.

7 Haziran 2016’da, Şırnak’ın Cizre ilçesinde 6 yaşındaki Bünyamin Bayram adlı çocuk zırhlı aracın çarpması sonucu yaşamını yitirdi. 24 Ekim 2016’da yine Cizre’de zırhlı polis aracı 5 yaşındaki Hakan Sarak’a çarptı. Polis kaçarken, Sarak kan kaybından öldü. 9 Şubat 2017’de Mardin Dargeçit’te 7 yaşındaki Berfin Dilek, zırhlı polis aracının çarpması sonucu yaşamını yitirdi. 4 Mayıs 2017’de de Silopi’de zırhlı polis aracının bir eve çarpması sonucu Furkan ve Muhammed Yıldırım adındaki iki kardeş öldü.

Bu liste uzayıp gidiyor. Sonrası da ortak bir kader çizgisi gibi yaşanıyor. Failler ceza almıyor. Bu cezasızlık sürdükçe bu haberler de devam ediyor.

Başa dönelim. Mihraç Miroğlu’ndan geriye üç parçaya ayrılmış olarak, akşamın alacakaranlığında sokağa savrulmuş bisikleti kaldı. Ve Galatasaray formasıyla, afacan bir gülümsemeyle objektife bakan fotoğrafı… Henüz oyun yaşlarında ve okullu yılların başında bir çocuk… 

O parçalanmış bisiklet görüntüsüne bakarken 5 yıl öncesine gidiyoruz. 2016 yılının mart ayının sonu, 29’u olabilir. Haberci olarak bulunduğumuz Cizre’de, İdil’de sokağa çıkma yasağının 04.30’da kaldırılacağını öğreniyoruz. Sabah erkenden 6-7 gazeteci İdil’in girişindeyiz. Polisler önce girişimize izin vermiyor ve bizi başka bir yere yönlendiriyor. Girişe izin verilmeyince uzun kuyruklar oluşuyor. Tepkiler yoğunlaştıkça TOMA sayısı artıyor. Saat 08.00 civarında girişlere izin veriliyor. 

Yaklaşık 27 bin nüfusa sahip bir ilçe olan İdil’in Turgut Özal ve Yeni Mahalle adlı iki mahallesinde operasyonlar yaşanmıştı. En büyük yıkım Turgut Özal Mahallesi’ndeydi. 7 yaşındaki Mihraç Miroğlu’na zırhlı aracın çarptığı mahalledeyiz. Görüntüler Cizre’yi çağrıştırıyordu. Zarar görmemiş bina yok gibiydi. Bir İdilli yeni döndüğü evine, elini yüzüne götürmüş kederli bir biçimde bakıyordu. Kendisiyle birlikte evin içine girdik. Yerdeki fayanslar dahi patlamıştı. Tek bir eşya kalmamıştı. Anlaşılan eşyalar yakılıp yıkıldıktan sonra atılmış olmalıydı. Evin sahibi şaşkındı.

Mahalleyi dolaşırken bir kapının önünde ağlayan bir kadına rastlıyoruz. 14 yaşındaki oğlu Mete Ağın’ı yitirmiş: "Burada kalmak istedi. Odası, bilgisayarı, eşyaları buradaydı. ‘Ben gelmeyeceğim’ dedi. İki üç gün sonra korktu mu ne yaptıysa, gelmek istedi. ‘Anne ben geleceğim’ dedi. Ben de ‘Seni gelip alacağım sakın evden çıkma’ dedim. Evden çıkarken bahçede PKK diye öldürmüşler.”

İdil’de de tıpkı Cizre’de ve ablukanın yaşandığı diğer ilçelerdeki gibi duvar yazıları dikkati çekiyordu. Bunlardan birisi Turgut Özal Mahallesi’nde bir evin duvarındaki İngilizce yazıydı: ‘I want to play a game.’ Yanında da jandarma özel harekatı simgeleyen ‘JÖH’ ve polis özel harekatı simgeleyen ‘PÖH’ imzası vardı. Bir başka duvarda da ‘Bu size ders olsun İdil’ yazıyordu. Böyle gidiyordu duvar yazıları.

"Terörle mücadele" adı altında sergilenen icraatın failleri, vizyona girdiği 2004 yılından itibaren kendisinden uzun süre söz ettiren korku filmi serisi ‘Testere’nin ünlü repliği, “I want to play a game (Oyun oynamak istiyorum)” ifadesini kullanıyor ve İdil’e de, “Bu sana ders olsun” diyordu. Aradan 5 yıl geçtikten sonra yine o sokakta oyun oynamak isteyen 7 yaşındaki Miraç’a oyun alanı dahi bırakmayacak bir “oyundu” oynadıkları. Miraç’ın okulda ders almaya yeni başladığı, oyun oynamaya devam edeceği bir çağda, onların “oyunu”, Miraç’ın yaşamının sonu oldu.

Mahallelerde zırhlı araçların devriye gezdikleri sırada süratli olduklarını belirten baba Miroğlu, “Biz ne dersek diyelim sesimizi duymuyorlar”, anne Nazife Miroğlu ise “Ben oradaki polislere oğluma niye bunu yaptınız diye dahi soramadım. Keşke onu sorabilseydim” diyor.

Çocukların her an oyun oynayabilecekleri, insanların yürüdükleri o sokakta niye sürat yapılır? Soruyu şöyle sormak daha doğru: Daha önce zırhlı araçlarla gerçekleşen ölümler cezasız kalmasaydı Turgut Özal Mahallesi’nde bu yaşanır mıydı?

Bunun son olması için mutlaka bir hesabı olmalı!

* İdil’e sokağa çıkma yasağının kaldırıldığı 2016 yılının mart ayının sonunda girdiğimizde karşılaştığımız ‘JÖH’ ve ‘PÖH’ imzalı bir duvar yazısı: ‘I WANT TO PLAY A GAME’ (Oyun oynamak istiyorum). Korku filmi ‘Testere’nin ünlü repliği.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa