11 Eylül 2021 00:30

Kahramanlarımız

Satranç tahtasında at ve fil

Görsel: Pixabay

Paylaş

Satrançta usta olmak her babayiğidin harcı değildir. Biz amatörler imrenerek inceleriz oyunlarını, hele bu topraklardan yetişmişse imrenmekle kalmaz, gurur da duyarız onlarla. Satrançta büyük usta olmak, satranç kültürüyle yetişmemiş insanlara garip gelebilir ama adeta profesör olmak gibi zordur. Yılda binlerce oyun incelemek, her turnuva öncesi rakiplere günlerce hazırlanmak, masa başında saatlerce dinç kalabilmek, tutkuyla bağlı olduğu satranç için gecesini gündüzüne katmak, her oyun sonunda yine saatlerce oyununu analiz etmek hiç ama hiç kolay değildir. Belki de en acımasız spordur satranç! Yapılan tek bir kötü hamlenin kırk iyi hamleyi boşa çıkarması tıpkı hayatta yaptığınız bir sürü güzel şeyi tek bir hatayla yok etmenize benzer.

Ülkemizde herkesin tanıması gereken satranç ustalarımız var. GM Mustafa Yılmaz, GM Dragan Solak, GM Emre Can, GM Batuhan Daştan, GM Barış Esen, GM Vahap Şanal, GM Cemil Can Ali Marandi, GM Burak Fırat, GM Kıvanç Haznedaroğlu, GM Mert Erdoğdu, IM Oğulcan Kanmazalp, IM Cem Kaan Gökerkan, IM Melih Yurtseven, IM Mert Yılmazyerli, IM Işık Can, IM Deniz Özen, IM Umut Atakişi, IM Bahadır Özen, IM Serkan Soysal, WGM Ekaterina Atalık, WGM Betül Cemre Yıldız Kadıoğlu, WGM Kübra Öztürk Örenli gibi isimler maalesef bu ülkenin yeterince tanınmayan değerleridir. Her birini tanımaktan onur duyacağınız satranç ikonlarıdır onlar.

5 Eylül’de Reykjavik’te sona eren Avrupa Bireysel Şampiyonasında 7.5 puana ulaşan ustalarımız GM Vahap Şanal 10’ncu sırada, GM Mustafa Yılmaz 15’nci sırada bitirerek 2023’te yapılacak olan FIDE Dünya Kupasına katılmaya hak kazandılar. Büyük ustalarımızın bu performansları hepimize gelecek adına umut veriyor, ayakta alkışlıyorum. Diğer yandan alkışlanması gereken ama arka planda harıl harıl çalıştığı için göze batmayan, farkında olmadığımız isimler de var. Ustalarımızın turnuvalara hazırlanmasına yardımcı olan sekundantlardan (yardımcı, antrenör) GM Burak Fırat ve IM Oğulcan Kanmazalp’in büyük emeklerini de tüm kalbimle takdir ediyorum.

SATRANÇ TV

Yaklaşık 32 yıldır satranç aşığı biri olarak en çok dert edindiğim şey, ülkemde satrancın hak ettiği değeri görmemesidir. 85 milyonluk ülkedeki iki satranç köşe yazarından biri olmak ayrıcalıklı olduğunuzu değil, satrancın bu topraklarda kültürel bir öge olmadığını gösteriyor maalesef. Satranç kültürünün gelişmediği ülkelerden dünya şampiyonu çıkabilmesi ancak istisnai bir durum olabilir. Birçok dünya şampiyonunun Rus olması tesadüfle değil satrancın o coğrafyada kültürel bir öge olmasıyla açıklanabilir. Bu ülkede de her kahvehanede, her parkta satranç oynayan insanlar görmek mümkün. Hayal gücüne, iradeye ve buna inanan sizin gibi insanlara ihtiyacınız var sadece. Uydu üstünden yayın yapan bir satranç televizyonu ile ülkedeki tüm evlere girerek insanların bu spora olan ilgisini arttırmanın zor olmadığını satrancın büyüsüne kapılan herkes kolaylıkla anlayabilir. Satrancın görsel bir spor olmadığını söyleyenler ise YouTube üstündeki binlerce satranç kanalından haberdar değilmiş gibi davranmaya devam edebilirler. Yüzde 80 satranç yayını yapan, turnuvaları, oyunları, ustaların hayatlarını, satranç tarihini yayımlayan, yüzde 20 diğer amatör spor dallarına yer veren bir televizyon kanalı ülkenin kılcal damarlarına satrancı enjekte eder ve belki de on yıl içinde bizim de bir dünya şampiyonumuz olur. Satranç televizyonunun diğer önemli misyonu da yayın gelirlerinin satranç kulüplerine ve ulusal takım oyuncularına can suyu vermesi olacaktır. Satranç kulüpleri düzenli gelir elde ederek ekonomik sıkıntılarından kurtulacak, daha çok sporcu kazanacak, ustalarımız antrenörlük yaparak geçimlerini sağlamak zorunda olmayacağından çok daha başarılı olacaktır. Bu geleceği yazmak çok uzak değil, inananları bizimle yürümeye davet ediyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa