‘Kıble’ meselesi
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/144592.jpg)
RTÜK üyesi CHP’li İlhan Taşcı | Fotoğraf: Facebook
Kirvem,
Haftanın yedi günü televizyon ekranlarında birinden bir diğerine dur durak demeden koşuşturup böylece en azından bir düzine söyleşi sığdıran hepsi de birbirinden değerli, hemen hepsi de şu veya bu konunun “uzmanlar”ı olan bu “gezginler tayfası”nın hemen her konuda söyleyecek sözleri, hangi taşı kaldırsan altından kalkıp, dolayısıyla mutlaka yumurtlayacakları bir fetvaları var…
Genellikle ülkemizin o günkü önemli gündemlerinden birinden başlayıp, ardından da sonunun nereye, hangi ummanlara doğru sürükleneceği belli olmayan bu üç-dört saatlik sözde “fikir teatisi” esnasında, daha da doğrusu daldan dala, çayırdan çimene, bağdan bostana, dağdan ovaya doğru uzayıp giden bu “laf ebeliği” yarışına soyunan konuşmacıların neredeyse hemen hepsi, muhataplarının sözlerini yeri geldiğinde edeplice, efendice önce özür dileyip, bir bakıma “Balla kaymakla bölmek” yerine, tam aksine sanki satırla, sanki palayla ya da döner bıçağıyla pattadanak kesip, akabinde de tıpkı makineli tüfek tarrakaları gibi ardı ardına birbirlerinin yüzlerine yağdırdıkları hakaretleri susturmak neredeyse mümkün olmadığı zamanlarda, moderatörün imdadına çarnaçar yetişen “reklam arası” uyarısıyla işin sonu, Mercidabık Meydan Muharebesi’ne varmadan güç bela halloluyor çok şükür!
Kimilerimiz gecenin geç saatlerine kadar bir taraftan memleketimizin bitip tükenmeyen, bitip tükenmesinden ziyade her geçen günün ardından giderek çok daha “kaknem” boyutlara ulaşan maddi manevi, dahili harici sorunlarımızın nasıl çözüleceğini kendi “fıtrat”larınca anlatmaya çalışan bu “aydınlar takımı”na canı gönülden kulak kesilirken buna mukabil kimilerimiz de; yeknesak, biteviye sürüp giden bu karın doyurmayan laklakiyat karşısında horlarken, diğer yandan bazılarımız da, cumhurumuzun reisinin şu veya bu vesilelerle meydanlarda verdiği fermanların hitamında başımıza poşetler içinde fırlattığı çaylarımızı demleyip bunun keyfini yaşıyoruz…
Aslında ülke sathındaki televizyonların kahir ekseriyeti şu andaki “iktidar” cenahının borazancıbaşılığını resmen üstlenip, bu bapta derebeyliğini rahatlıkla sürdürürken, beri taraftan da sayıları bir elin parmaklarını dahi bulmayan kimi “muhalif” televizyonların yanı sıra, ayrıca bu kulvardaki medyanın da, zaman zaman “hak, hukuk” ya da mülkümüzün temeli, çadırımızın orta direği olan “adalet”ten yana söz ederken, başlarına her türlü çorabı örmek için alesta bekleyen RTÜK’ün pençesinden yakalarını nedense, ne hikmetse bir türlü kurtaramıyorlar…
Yani… yani işin aslı faslı, memleket sathında görünen manzaranın özüme kalırsa özeti şu ki; son zamanlarda, özellikle de şu günlerde iktidarın değirmenine su taşıyanların yanında saf tutup veya yalapşap da olsa attığı her adım karşısında “hınk deyici” kesilip, keza bir nevi “yağdanlık”a dönüşen “makbul” yurttaşlarımızın tümü, kendilerince “ooh ne ala memleket” türküsünü çalıp çığırırken, buna mukabil iktidarın “günah”larına eyvallah etmeyip, dahası da; yandan çarklı, yampiri, bu keyfi gidişata “amin” demeyip, tam aksine “kıble”lerini haktan, hukuktan, adaletten yana çeviren vatandaşların işi, ne yazık ki hayli zor!
Öyleyse… zoru aşmak için yola, inatla berdevam Kirvem!..
Evrensel'i Takip Et