Teknoloji devlerinin rutini

Fotoğraf: Dweider/Wikimedia Commons(CC BY-SA 3.0)
Bilgi teknolojileri dünyasında şirket büyüklüğü sıralamasında yukarılara doğru çıktıkça çalışma koşullarının devasa bir perdeyle örtülmesi eğilimi artar. İfşa etmeme sözleşmeleri, zorunlu hakemlik uygulamaları gibi yasal pratikler şirketi koruyup kollamaya dayalı bir şirket kültürü ile de desteklenerek pek çok vaka ya da tartışma daha gün yüzü göremeden ortadan kaldırılır. Ya da eskiden kaldırılırdı… Son yıllarda teknoloji emekçilerinin “ofis” tarafında çalışanları arasında giderek artan bir şekilde çalışma koşullarına, iş yerindeki eşitsizliklere, cinsiyetçiliğe vb. karşı mücadele eden, örgütlenmeyi ve sendikayı tartışan, çeşitli şekillerde örgütlenen ve mücadele eden bir eğilim belirgin bir şekilde görünür hale geldi.
Temmuz ayı sonunda Activision Blizzard çalışanları zorunlu hakemliğin kaldırılması, işe alımlarda ve terfide çalışanların da söz hakkı sahibi olması, maaşlarda adaletin sağlanması gibi taleplerle güçlü bir eylem gerçekleştirmişti. Ağustosun sonlarında ise Apple çalışanları #AppleToo kampanyası ile şirkette yaşadıkları kötü muamele, taciz ve eşitsizlikleri ortaya döktüler. #AppleToo’nun başlangıcından birkaç gün sonra iki Apple çalışanı, işyerinde çalışma koşullarını, ücret adaletini ve cinsel tacizi açıkça tartışmalarının ardından baskı ve misillemeye uğradıkları şikayeti ile Apple’a karşı ABD Ulusal Emek İlişkileri Heyetine başvuruda bulundu.
Apple’ın bu başvuruların ardından takındığı tutum Apple çalışanlarının itirazlarının haklılığını da gösterir nitelikte: Apple, Ulusal Emek İlişkileri Heyetine başvuruda bulunan iki çalışandan biri olan Ashley Gjovik’e “hassas bir fikri mülkiyet meselesi” hakkında kendisi ile görüşmek istediklerini bildiriyor. Gjovik’in görüşmenin kayıt altında olması için e-posta üzerinden yapılmasını talep etmesinin ardından “iddiaların ciddiliği” ve “Soruşturmaya yardımcı olmamak” bahaneleri ile önce Apple sistemlerine erişimi kesiliyor, ardından da “Ürünlerle alakalı gizli bilgileri açıklamak” ve “Soruşturmaya iştirak etmemek” gerekçeleri ile işten çıkartılıyor. Gjovik yaşadıklarını kendi sitesinde belgeleri ile detaylıca anlatıyor. Bu nedenle bütün süreci aktarmadım ancak The Verge tarafından Gjovik’in işten çıkartılması sorulduğunda Apple’ın verdiği yanıtı da ayrıca not düşmek gerek: “…Konuyla alakalı bireylerin gizlilik haklarına saygımızdan, tekil çalışanlara dair meseleleri tartışmıyoruz.”
Activision Blizzard eylemi, #AppleToo ve Gjovik’in başına gelenler kapitalizmin parlayan yıldızı olarak pazarlanan teknoloji devlerinde çalışanların durumunun hiç de iyi olmadığını bize bir kez daha hatırlatıyor. Cinsiyetçilik, taciz, baskı, zorbalık, ayrımcılık ve kötü muamele daha pek çok kapitalist şirkette olduğu gibi buraların da rutini. Bu rutin ile mücadele edecek güç ise -şimdilik daha lokal ve anlık örgütlenmeler şeklinde olsa da- giderek daha örgütlü ve mücadeleci hale geliyor.
Evrensel'i Takip Et