14 Eylül 2021 00:20

Virüs, aşı ve evrim

Aşı karşıtı miting

Fotoğraf: DHA

Paylaş

İki yıldır kovit-19 ile yüzleşiyoruz.

Çin’de ortaya çıkan virüs tüm dünyayı cenderesine aldı, sıktıkça sıktı. Sonuç herkesçe biliniyor.

Virüsü kuşatıp en hızlı denetim altına alan Çin oldu. Bugünlerde bu ülkede neredeyse virüse hiç rastlanmıyor. Ancak dünyada yol açtığı can kaybı 4.7 milyona yaklaşıyor.

Bu yıl ağustos sonunda günlük vaka sayısı yeniden “pik” yapmış durumda ve yükselişini sürdürüyor. Bu, üçüncü pik. Ocakta 17 bine yaklaşmış olan ölüm sayısı, nisan ikinci pikinde 14 bini geçmişti, şimdiyse 11 binden fazla. Görece yaygınlaşmış olan aşı, vaka sayıları artsa bile ölümlerin aynı oranda yükselmesini önlüyor.

Bugüne kadar dünya yüzeyinde koronavirüsü kapıp hastalananlar 225 milyonu aştı. Toplam hasta sayısında ABD yaklaşık 42 milyonla başı çekiyor. 33 milyonla Hindistan ikinci. Ardından giderek azalan sayılarla Brezilya, İngiltere, Rusya, Fransa ve Türkiye geliyor. Türkiye 6.5 milyondan çok toplam hasta sayısıyla dünyada 7. sırada. Virüsün ilk görüldüğü Çin ise ancak 109. sırada. Türkiye’de geçtiğimiz ağustos sonunda 21 binden fazla kişi günlük olarak kovite yakalanırken Çin’de yeni vaka sayısı sadece 46.

Özetle; sıkı bir denetimle baskılanabilen virüs Trump’la ABD, Bolsanaro’yla Brezilya ve Türkiye’deki adam sendecilikle etkisini hâlâ yüksek oranda göstermeye devam ediyor.

Aşı, virüsün etkisini kırmanın başlıca ve temel aracı. Maske ve mesafe bulaşının hızını kesmede küçümsenemez bir öneme sahipken, filyasyon denen virüsün bulaşma olasılığı olan temaslı kişilerin takibi ve karantina vb. yollarla denetlenir olmasıysa şart. Bu otoriter siyasal örgütlenmesiyle Çin’de katı biçimde uygulanmışken, Türkiye ve ABD, Brezilya, İngiltere gibi ülkelerde bir yandan ekonominin ihtiyaçlarına öncelik veren kâr hırsına dayalı yaklaşım ve “sürü bağışıklığı” politikasıyla yüksek sayıda ölümlerin nedeni oldu. Bu ülkelerde sayıları düşüren görece yaygın aşılama olabildi ve aşı virüsle mücadelenin vazgeçilmezi.

Ancak bu yönüyle de insanlık önemli bir sıkıntı içinde. Kimilerince “demokratik hak” olarak savunulan, kimilerinin de düpedüz bilim karşıtı bir gericilikle soyunduğu aşı karşıtlığı ülkelerin sınırlarını aşmış bir sorun oluşturuyor. En küçük bir bilimselliği olmayan gerekçelerle aşı karşıtları toplanıp mitingler düzenliyor ve sözde hak savunuculuğu yapıyorlar. Hak savunma adına olumlanabilir mi? Aşı olmayı reddetme ne tür bir hak kapsamına girebilir? Bu açıdan bir haktan söz edilecekse, bu ancak insanlara hastalık bulaştırma hakkı olabilir ki, bu kabul edilebilir şey değildir!

Bilimle ilişkisi bakımından virüsün yayılmasının gösterdiği bir diğer önemli şeyse, artık herkesin adlarını öğrendiği yeni mutasyonlar. Virüs şekilden şekilde giriyor ve aşıyla alınan diğer önlemler karşısında o da savunma mekanizmasını harekete geçirerek kendisini yeniliyor. Kent virüsü, delta, delta+ ve en son mu ve arada orada burada türemiş daha pek çoğu. Virüs olduğu ve Çin’de ilk görüldüğü haliyle kalmadı. Artık öğrendik ki, her yeni tip virüs, kovit-19’un her yeni mutasyonu eskisinden daha dayanıklı olmakla kalmıyor, yayılma hızı yükseliyor ve daha hızlı bulaşıyor.

Yani, virüs evrim geçiriyor. Yok olmaktan kurtulmak için evrime uğruyor. ABD’de kaç eyalette müfredattan çıkarılmış, Türkiye’de Adnan, Cübbeli Ahmet ya da Ali Hocalar başta olmak üzere kimler inkar ederse etsin, evrim canlı yaşamın gelişmesinin temel bir yolu.

Virüs son derece hızlı biçimde evrimden geçiyor.

Her şey yedi gün içinde yaratıldı ve bir daha değişmedi” denir. Öyle değildir. Daha geçtiğimiz günlerde Mısırlı bilim insanlarının araştırmalarından evrimin başka bir kanıtından daha haberdar olduk. Mısır’ın batı çölünde 43 milyon yıl önce yaşadığı tespit edilen dört ayaklı bir balina fosili bulundu. Balina zaten memeli hayvan, ancak kara ile ilişkisi önceden yalnızca öngörülürken, şimdi amfibi bir canlı olarak kanıtına da ulaşılmış oldu. Ne hayvan ne bir başka canlı, hiçbiri olduğu gibi kalmıyor, ama zamanla farklılaşıp değişime uğruyor. Koşullara uyum sağlayan yaşamını sürdürürken farklılaşan koşullara ayak uyduramayan yok oluyor.

Evrim bu. Canlılar evrim geçirirler, geçiriyorlar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa