19 Eylül 2021 00:10

Yeşilçam’ın ‘çilekeşleri’, ötekileri, kötü adamları (4)

'Savulun Battal Gazi Geliyor' filminden bir sahne

Fotoğraf, 'Savulun Battal Gazi Geliyor' filminden bir sahne

PAZAR
Paylaş

Geçen hafta 12 Eylül1980 Amerikancı faşist darbesinin 41. Yıl dönümüydü. 41 yılda 12 Eylül’den, 12 Eylülcülerden, darbeyi hazırlayanlardan, yapanlardan, uygulayanlardan hesap sorulmadı. İki generalin rütbelerini sökmek, 12 Eylül’le hesaplaşmak, hesap sormak, yargılamak sayılamaz.

12 Eylül tarihi aynı zamanda “12 Eylül ile yüzleşmek”ten söz ederek oy isteyen AKP iktidarının, AKP’ye, Erdoğan’a inanıp güvenen sağ-sol liberallerden, sol cenahtaki “sağ sapma”dan, “mezardakilere bile ‘evet’ oyu kullandırmak lazım” diyen Gülen ve FETÖ’den aldığı destek oylarıyla gücünü katlayarak kalıcılığını sağlayan, her türlü gücü, vesayeti tek adamda toplayarak bugünlere gelinmesine yol açan, 2010 referandumunun da yıl dönümüydü. Son 41 yılda yaşanan öngörüsüzlüğün, sezgisizliğin de yıl dönümü diyebiliriz.

Türkiye tarihinin en kanlı en acımasız, tüm toplumu yeniden yapılandırma projesi olan yapanlar açısında “başarılmış” olan 12 Eylül 1980 darbesi 41 yıldır yaşadığımız bütün kötülüklerin miladıydı.

Geçen yıl 13 Eylül’de yayımlanan yazımda 12 Eylül darbesinin sinemaya etkilerini ve yansımalarını yazmıştım.

Yeşilçam’ın “kötü adamları”nı yazmayı sürdürdüğüm geçen haftaki yazıya “41 yıldır süren kötülüklerden, darbeci olarak üstümüze yağan kötü adamlardan, darbeyi ve tüm kötülükleri hazırlayan, yaptıran, yapan, 41 yıldır uygulayanlardan daha kötü olunamaz” cümleleriyle başlamıştım. Kaldığımız yerden sürdürelim…

SÜHA DOĞAN

Oynadığı filmlerde ürkütücü kötü adam rolleriyle tanınan Süha Doğan, eski vali ve bakanlardan Avni Doğan’ın oğlu olarak 8 Şubat 1920 yılında Yozgat’ta doğar. İktisadi ve Ticari İlimler Akademisini bitirir. 1952 yılında yönetmenliğini Vahi Öz’ün yaptığı “Kan Kardeşler” filminde oynayarak sinemaya girer. 1953 tarihli Türk-Yunan ortak yapımı Beyoğlu Güzeli filminde ilk ve son kez jön olarak başrolde oynar. Oyunculuğun yanı sıra yönetmen, yönetmen yardımcısı, senaryo yazarı ve yapımcı olarak da sinemada var olur. 59 yıllık kısa sayılabilecek yaşamında 214 filmde oyuncu olarak yer alır, 21 senaryosu filme çekilir, 2 filmin yapımcılığını üstlenir, 24 filmin de yönetmenliğini yapar.

Sinemaya verdiği bunca emeğe karşın, yüz olarak unutulmayan fakat adı çok fazla anımsanmayan Süha Doğan, 1978’de bir beyin rahatsızlığı dolayısıyla kaldırıldığı Bakırköy Akıl Hastanesinde, 1 yıl sonra hayatını kaybeden Süha Doğan’ın yapayalnız geçen son 1 yılı çok çileli ve acılı geçer. Hayat Süha Doğan’a da acımasız yüzünü gösterir, acılar içinde kıvranarak ayrılır bu hayattan.

1979 tarihli Özgür Dicleli imzalı iç acıtan haberde şunlar yazılıdır: “Türk sinemasından bir yaprak daha koptu. 1978’in son yitiği Diclehan Baban’dı, 1979’un ilk yitiği Süha Doğan oldu. (…) Tanınmış karakter oyuncusu, Akıl Hastanesinin taş duvarları arasında doldurduğu son bir yıllık çileli yaşamını sessiz sedasız sona erdiriverdi. Aslında Süha Doğan bir yıl önce ölmüştü. Yaşıyordu ama, yaşadığının bilincinde değildi. Yaşam koşulları, sinema dünyasının acımasız ortamı, bu yetenekli sanatçıyı sonunda akıl hastanesinin boşluğuna dek sürüklemişti. Bir yıldır sevenlerinin, dostlarının, arkadaşlarının uzağında çile doldurduğu akıl hastanesinde bir deri bir kemik kalmıştı. Ayakta kalabilmesi için serum veriliyordu. Bir deri bir kemik kalmıştı. Beyni giderek ufalıyordu. Ne söyleneni anlayabiliyor ne kendini tanıyor ne de ağzından bilinçli bir söz çıkıyordu. Yemekle içmekten gayrı bir şey yapmıyordu. Görkemli nutuklarla emekçilerin sosyal güvencelerine sahip çıkmaya kalkışan sinema kuruluşları, akıl hastanesi köşelerinde bir mum gibi eriyen bu sanatçının acılı yaşamının farkında bile değildi. Birçok benzeri meslektaşı gibi Süha Doğan da aynı yolu izleyerek beklenen acı sona doğru yuvarlanıp gitmişti.” (Cumhuriyet 4 Şubat 1979)

SENİH ORKAN

Tiyatro, sinema ve dizilerde oynayan, akademi desen bölümü mezunu ressam olan 6 Haziran 1932 İstanbul doğumlu Senih Orkan, oyunculuğa 1954 yılında tiyatro sahnesinde, Gençlik Tiyatrosunda, Avni Dilligil’in öğrencisi olarak başlar. Çeşitli topluluklarda değişik birçok rolde oynamayı sürdürürken 1957’de sinemaya geçen Senih Orkan, 117 sinema filminde yer alır.

Gecelerin Ötesi, Otobüs Yolcuları, Mahalle Arkadaşları, Üç Tekerlekli Bisiklet, Dişi Kurt, Rüzgâr Zehra (Sünger Avcıları), Bitmeyen Yol, Son Kuşlar, Kızılırmak Karakoyun gibi önemli filmlerde de oyuncu olarak yer alan Senih Orkan, oynadığı geniş yelpazedeki filmlerde “kötü adam” rolleriyle adını sinema tarihine yazdırır.

KAZIM KARTAL

İyi kalpli, iyi insan “Yeşilçam’ın film icabı “kötü adam”ı Kazım Kartal.

Simit satar, lokantalarda bulaşıkçılık yapar, bir süre şoförlük, garsonluk, santral memurluğu gibi işlerde çalışır. Fakat hep artist olma isteği vardır içinde. İstanbul’a gelir, Yeşilçam sokaklarında dolaşmaya başlar. Nasıl artist olabileceğini araştırıyordur, film şirketlerini dolaşır. 25-26 yaşlarındadır o sıralar. Sonunda Fer Film ile tanışır. Evrim Fer ve annesi Fahriye Tamkan’ın şirketi Fer Film Hancının Kızı’nı çekecektir.

İlk filminde Eşref Kolçak, Reha Yurdakul, Kadir Savun, Evrim Fer, Diclehan Baban’la oynar. İlk filminde jönün arkadaşını oynayan Kazım Kartal Kemal Film’in çektiği filmlerde kötü adam olarak ünlenir, iz bırakır.

“Kötü”yü oynayanların karşılaştığı tepkilerden Kazım Kartal da nasibini alır. Arkasından “Allah belanı versin senin, niye öldürdün Şirvan’ı?​” diye bağıranlar olur, yaşanan film icabı olsa da.

Sinemanın kötü adamları saymakla, yazmakla bitmez. Birkaç haftadır en akılda kalanlardan söz ettik. Haftaya başka bir konuyla sürdüreceğiz yolculuğumuzu.

Not: 2014’de Yeşilçam’ın iz bırakan yönetmenlerinden Melih Gülgen’in sinemacı oğlu Burak Gülgen’in yönetmenliğinde akışını, metnini benim yazdığım “Yeşilçam’ın Kötü Adamları” adıyla TRT’de yayımlanan bir belgesel çekmiştik. Belgeseli buradan izleyebilirsiniz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa