22 Eylül 2021 00:55

İktidarın, öğrencilerin barınma sorununa çözümü: Tarikat-cemaat yurtları!

parkta yatan öğrenciler

İzmir | Fotoğraf: DHA

Paylaş

Üniversiteyi kazanan öğrenciler daha “kazandık” diye sevinemeden ya da 3 yarıyıl boyunca “uzaktan eğitme” mahkum edilen öğrenciler yüz yüze eğitime döneceğine sevinemeden çok ciddi bir sorunla karşılaştı: Barınma sorunu!

Üstelik bu sefer karşı karşıya olunan barınma sorunu, öğrencilerin önceki yıllardaki barınma sorunuyla karşılaştırılamaz büyüklükte; yüzde yüz artışa varan ev kiraları ve özel yurt fiyatlarıyla, tarikat-cemaat yurtları dayatması ve KYK yurtlarının yetersizliği ile!

Ailesinin yaşadığı il dışında üniversiteye giren emekçi ailenin çocukları için barınma sorunu bütün öteki sorunların önüne geçmiş bulunuyor.

Hem de çok sıcak bir sorun olarak!

Kimi öğrenciler, “Barınamıyoruz” diyerek parklarda yatarak seslerini duyurmaya çalışırken, kimi öğrenciler okullar açılıncaya kadar bütçesine uygun bir ev ya yurt bulmak için umutsuz bir çaba içinde, kimileri de yarım gün çalışacağı bir iş aramaya başlamış bulunuyor. Azımsanmayacak bir öğrenci kitlesinin ise, örneğin İstanbul’da barınma imkanı bulamayan öğrencilerin kayıtlarını daha küçük illere aldırmaya çalıştıkları, hatta kayıtlarını dondurup eve dönerek “barınma sorunlarını” çözmeye çalıştıkları haberlere yansıyor.

TEK ADAM YÖNETİMİ BARINMA SORUNUNU ÇÖZMEK İSTİYOR MU?

İktidar, KYK yurtları önündeki uzun kuyruklar karşısında, önümüzdeki birkaç yıl kendisine sıra gelmeyeceğini gören ve kirasını ödeyebileceği bir ev bulmaktan umudunu kesen öğrenci kitlesini adım adım TÜRGEV, TÜGVA, Ensar gibi tarikat-cemaat yurtlarına doğru itmektedir. Parasal bakımdan onların fiyatları da ortalama bir emekçi ailesinin karşılamasının çok ötesindedir ama bu yurtlara devlet öğrenci başına 650-800 TL destek vermektedir. Yani, yeni yurtlar yaptırmak ve mevcut yurtların koşullarını iyileştirmek için para harcamayan devlet, tarikat-cemaat yurtları söz konusu olduğunda kesenin ağzını açmaktadır.

Ancak tarikat-cemaat yurtlarına girmenin bir olmazsa olmaz şartı vardır: Tarikat merkezinden gönderilecek “hocaların” yapacağı “dini sohbetlere” ve “etkinliklere” katılmak!

Yani yoksul ailelerin gençleri için tarikat-cemaat yurtlarında barınmak, seçenekler arasında bir seçenek değil “Zorunlu kalınmış bir hal”, “bir dayatma”dır!

Peki tek adam yönetimi üniversite öğrencileri için hayati ve acilen çözülmesi gereken bir soruna dönüşmüş olan barınma sorununu çözmek için yeni adımlar atacak mıdır?

Bu sorunun yanıtı açıkça “hayır”dır!

Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun, “Öğrencilerin barınma sorununu bir yılda çözeceğim” demesine karşı çıkarken, “Çok yurt yaptık. Barınma sorunu abartılıyor. Ortada çözülmesi gereken bir sorun yok” diyerek yanıt veriyor.

Böyle bir yönetim öğrencilerin yurt sorununu çözmek için adımlar atabilir mi?

ÖĞRENCİLERİN BARINMA SORUNU, DİNDAR NESİLLER DAYATMASIYLA BAĞLANTILI

Bugün gelinen yerde üniversite öğrencilerinin barınma sorununun bir krize dönüşmüş olması rastlantı değil, AKP iktidarının “Dindar nesiller yetiştirme” stratejisinin bir ürünüdür. Pandemi bu krizi sadece görünür hale getirmiştir.

Çünkü iktidar, anaokullarında Kur’an kursları açmaya kadar varmaktan başlayarak üniversiteye kadar eğitim müfredatını İslamist bir çizgide yeniden oluştururken pratikte de tarikat ve cemaatleri, onların vakıflarını, milli eğitimin başlıca “paydaşı” olarak devreye sokmuştur. Cemaat-tarikat yurtları bu “Dindar nesiller yetiştirme” stratejisiyle üniversite öğrencilerini kuşatmanın bir boyutunu oluşturmuştur.

Cemaat-tarikat yurtları bu amacın bir dayanağı olarak, üniversite gençliğini fikri olarak kazanmak, böylece ülkede bir türlü oluşturamadıkları “fikri iktidarı” sağlamanın dayanaklarının başlıcalarından birisi olarak devreye sokulmuştur.

Kısacası iktidarın KYK yurtlarının sayısını artırarak ve var olanların da koşullarını iyileştirerek üniversite öğrencilerinin barınma sorununun gerektirdiği biçimde çözmek gibi bir amacı olmadığı gibi, asıl olarak öğrencileri cemaat-tarikat yurtlarına gitmeye zorlayan önlemleri devreye sokarak, kendi ideolojik-siyasi amaçlarını gerçekleştirmek istemektedir.

GENÇLİK YIĞINLARININ MÜCADELEYE ÇEKİLMESİ BELİRLEYİCİ ÖNEMDE

Öte yandan öğrencilerin önünde kuyruğa girdiği, eğer sıra gelir de girerlerse kendilerini şanslı sayacakları KYK yurtlarından da öğrenciler hiç hoşnut değildir.

16 metrekarelik bir odaya 4 öğrencinin “istif edilmesi”, her yıl enflasyona bağlanan zamlarla, bu yıl 480 TL’ye çıkmış ücretleriyle, bu yurtlar da öğrencilerden “bin ah işitilen” yurtlardır.

Erdoğan’ın “Biz iktidara geldiğimizde 45 TL olan kredileri 650 TL’ye çıkardık. Gözünüze dizinize dursun” diyerek faiziyle geri alınmak üzere öğrencilere verilen kredinin 480 TL’si KYK yurdunun çıplak ücreti olarak geri alınmaktadır.

Bu yüzden öğrenciler;

  • KYK yurtlarının öğrencilerin tümünün barınma ihtiyacını karşılayacak sayıya çıkarılmasını ve mevcut yurtlardaki koşulların iyileştirilmesini,
  • Öğrencilerin üniversite hayatı boyunca sağlıklı, nitelikli ve ücretsiz koşullarda barınma hakkının devlet tarafından karşılanmasını,
  • Mevcut KYK borçlarının iptal edilmesini, kredilerin burs olarak verilmesini istemektedirler.

Bu talepleri elde etmenin yolu da barınma sorununun; parasız, bilimsel, demokratik, ana dilinde eğitim talebinin önemli bir parçası olarak ele alınıp gençlik yığınlarının mücadeleye çekilmesinden geçmektedir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa