Kılıçdaroğlu’nun ‘Kürt sorunu çözümü’ adımı olumlu ama çizdiği sınırlar çok tartışmalı
Kemal Kılıçdaroğlu | Fotoğraf: DHA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 19 Eylül günü bir internet sitesinde yaptığı açıklamalar sırasında, “Kürt sorununun çözümünde HDP’nin meşru muhatap, TBMM’nin tek merkez olduğunu” söylemesinden beri “Kürt sorununun çözümü” tartışması siyasi gündemin başlıca sıcak konusu haline geldi.
Sorunun kapsamı ve önemi dikkate alındığında, tartışmanın daha da boyutlanarak uzunca bir zaman gündemde kalacağını söylemek yanlış olmaz.
Nitekim Kılıçdaroğlu’nun açıklamasının hemen arkasından HDP eski eş başkanlarından Sezai Temelli’nin sosyal medya hesabından yaptığı “Çözümün adresi ve asıl muhatabı İmralı’dır” paylaşımı tartışmayı ateşledi.
HDP’nin tutuklu Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da Temelli’nin söyledikleri karşısında “Çözümün adresi de doğal olarak TBMM’dir. Tabii ki HDP, Kürt sorununun çözümünde tüm tarafların ve her kesimin, açık ve şeffaf katılımını, muhataplığını bilecek siyasi birikime ve deneyime sahiptir…” diyerek HDP’nin muhatap oluğunu ve çözümün merkezinde Meclis olması gerektiği konusunda Kılıçdaroğlu’nun adımının olumlu olduğunu söyledi. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Çözüm için adresin Meclis” olduğuna katılırken, “Hiçbir aktörün göz ardı edilemeyeceği” vurgusunu da yaptı. 22 Eylül akşamı TELE 1 TV’ye çıkan Sancar, Kılıçdaroğlu’nun attığı adımın önemine özellikle vurgu yaptı.
KILIÇDAROĞLU KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNÜ CHP’NİN DOSTLARIYLA İKTİDARINA BAĞLIYOR
Bu tartışmalar sürerken Temelli de, söylediklerinden bir adım geri atarak, “Ben sadece çatışmayla ilgili olarak muhatabın İmralı (Öcalan) olduğunu söyledim yoksa elbette ki HDP muhataptır” diyerek sorunu HDP içi bir tartışmaya dönüştürmek isteyenlere de fırsat vermemeyi amaçladı.
Bu tartışma içinde Bahçeli ve ulusalcı çevrelerden gelen ve gelecek olan itirazlara karşı Kılıçdaroğlu; “Çözüm parlamentoda olacaktır. İmralı da Kandil de muhatabımız değildir. Çerçeve Anayasa’nın ilk dört maddesidir. Vatanın bölünmezliği, üniter yapısı, bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri çerçeveyi oluşturur. Bütün sorunlar gibi bu sorun da bu çerçeve içinde çözülecektir. Dostlarımızla birlikte çözeceğiz.” diyerek iddiasının arkasında durduğunu gösterirken, herhalde kimi “dostları” için Kandil ve İmralı’ya “mesafe koyma” garantisi vermeyi amaçladı!
Kürt sorunu ve HDP olur da MHP Genel Başkanı Bahçeli sessiz kalır mı; elbette kalmadı!
“Kürt sorunu diye bir sorun yoktur. HDP de meşru değildir. PKK’nin mazbata almış halidir” diyerek Kılıçdaroğlu’na yüklenen Bahçeli kimseyi şaşırtmadı.
AKP Grup Başkanı Naci Bostancı ise. Konuya ilişkin partisinin görüşünü, “Şiddetin gölgesi altında bu işler konuşulmaz…Temelde biz sadece Kürt meselesi değil, kimliğe ilişkin bir problem görmüyoruz” diyerek, “Kürt sorunu yoktur terör vardır” diyen Bahçeli’nin tezine yaklaştığını gösterdi.
İYİP ise, herhalde bu açıklamadan sonra Millet İttifakını bile tartıştırabilecek gelişmelere sahne olması ihtimali nedeniyle olacak Akşener ve yönetimi kendi içlerinde bir ortak yaklaşım oluşturmadan tartışmaya girmeyecek görünmektedir. Tabii, durumdan vazife çıkarabilecek “ağır” kişiler ortaya çıkmazsa!
KILIÇDAROĞLU’NUN ADIMI ÖNEMLİDİR!
Aslına bakılırsa Kürt sorununda çözümün Meclis olması gerektiği konusu CHP için yeni değil. Tersine CHP “çözüm süreci” döneminde de sorunun Mecliste ele alınması gerektiği, çözüm yerinin Meclis olduğunu öne sürmüştü. Ama, o günlerde CHP’nin iktidar olma imkanı olmadığı için söylediklerine pek itibar edilmemişti.
Bugün ise tersine, AKP’nin artık “normal koşullarda”, iktidar olması, Erdoğan’ın ise Cumhurbaşkanı olmasının mümkün olmadığı görüldüğü için CHP’nin, “Kürt sorununun çözüm merkezi Meclistir” demesi önemli görülüyor ve siyasetin gündeminin baş konusu haline geldiği görülüyor. Nitekim HDP’nin yetkili sözcüleri CHP’nin bu çıkışını çok önemli bulduklarını belirtiyorlar. Dahası, HDP için açılan “kapatma” davasının Anayasa Mahkemesinde son aşamaya yaklaştığı da dikkate alındığında CHP’nin ve çeşitli siyasi partilerin HDP’yi “Kürt sorununun çözümünün meşru tarafı” olarak gördükleri açıklamaları elbette ki, çok önemli görülmektedir.
İçinden geçilen süreç dikkate alındığında, Kılıçdaroğlu’nun attığı adım olumlu bir adımdır. Çünkü Kürt sorununun az çok demokratik çözümünden yana olan herkes Kürt sorununun çözümünün merkezinde Meclisin olması ve HDP’nin meşru muhatap olarak görülmesine bir itirazı olamaz, olmamalıdır da!
KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ TÜM HALKIN SORUNUDUR!
Ancak Türkiye tarihinde kazandığı tarihsel önem ve bölgede ve Türkiye’nin sınırlarının ötesinde de tuttuğu pozisyon dikkate alındığında Kürt sorununun çözümünün Meclis çatısı altına hapsedilmek istenmesi, hele de “CHP ve dostlarının iktidara gelmesi”ne bağlanmasıyla sınırlanması sorunun boyutlarının yeterince anlaşılmadığını göstermektedir.
Nitekim; HDP’nin Eski Eş Genel Başkanı Demirtaş, Kılıçdaroğlu’nun açıklamasını çok önemli bulurken, aynı zamanda da, “Tabii ki HDP, Kürt sorununun çözümünde tüm tarafların ve her kesimin, açık ve şeffaf katılımını, muhataplığını bilecek siyasi birikime ve deneyime sahiptir…” derken, Eş Genel Başkan Sancar’ın da, “Hiçbir aktörün göz ardı edilemeyeceği” vurgusu dikkat çekiciydi.
Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz de Twitter hesabından konuya dair yaptığı açıklamada “Türkiye’de Kürt sorunu vardır. Sorunun kaynağı Kürt halkının demokratik taleplerinin inkar edilmesidir. HDP demokratik, yasal, meşru bir partidir. Kürt sorununun demokratik çözümü HDP’nin de ötesinde bütün halkın sorumluluğudur. Çünkü sorun Türkiye’nin demokratikleşme sorunudur” diyerek Kürt sorununun da tıpkı Türkiye’nin demokratikleşme sorunu gibi Meclis çatısı altına hapsedilemeyeceği gibi “CHP ve dostları”nın iktidar olup olmamasına bağlanamayacağına, tüm halkın demokrasi mücadelesinin parçası olduğuna dikkat çekti.
Ve tabii bu sorun önümüzdeki günlerde, hem partilerin içinde hem de kamuoyunda pek çok yönüyle çok tartışılacak görünmektedir.
- Bakan Tekin ve arkasındakiler laikliğe cepheden savaş açan bir konumdadır! 21 Kasım 2024 04:52
- İktidar 'iç cepheyi güçlendirmek' istiyor, emek ve demokrasi güçleri ise 'birleşik mücadele' diyor 17 Kasım 2024 04:44
- Ülke ve halkın sorunlarını çözmeyen iktidar yeni suç ve cezalar ihdas ediyor 13 Kasım 2024 04:58
- Sermaye ve emek güçleri arasında sert mücadeleler dönemi! 10 Kasım 2024 04:46
- İktidar kayyımı muhalefeti ezmenin koçbaşına dönüştürüyor 06 Kasım 2024 04:58
- Tek gerçekçi seçenek yığınların siyasete doğrudan müdahale ettiği bir mücadeledir! 03 Kasım 2024 04:47
- İnsanca yaşayacakları bir asgari ücret için işçiler kendi ölçütlerini koymalı! 31 Ekim 2024 07:58
- Sermaye tüm güçlerini emekçilere karşı seferber ederken sendikalar ne yapıyor? 27 Ekim 2024 04:45
- Erdoğan-Bahçeli ittifakı: Büyük iddialar küçük hesaplarla nereye kadar? 24 Ekim 2024 12:49
- Emek mücadelesi için son derece önemli bir dönemin eşiğinde! 21 Ekim 2024 05:04
- ‘Kürt sorununun çözümü’ konusunda demokrasi güçlerinin inisiyatif alma zamanı! 17 Ekim 2024 05:14
- İktidarın ‘iç cepheyi güçlendirme’ stratejisi muhalefeti etkisizleştirmekten geçiyor 12 Ekim 2024 05:03