24 Eylül 2021

New York’taki Türkevi ve evsiz-yurtsuz Türkler!

ABD'nin New York kentinde bulunan Yeni Türkevi Binası | Fotoğraf: Tayfun Coşkun / AA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kuruluna katılmak ve Türkevinin açılışını yapmak üzere New York’a giderken Atatürk Havalimanında yaptığı açıklamada konut kiralarının artması ve üniversite öğrencilerinin barınacak yurt bulamaması konusunda “Abartılacak bir sorun yok” dedi.

New York’taki Türkevinin açılış töreninde “Gururluyuz çünkü devletimize ve milletimize kalıcı bir eser daha kazandırıyoruz” diyen Erdoğan, 32 katlı ve 171 metre yüksekliğindeki bu gökdelenin “Türkiye’nin büyüklüğünü yansıtan bir başyapıt” olduğunu da söyledi. Elbette söz konusu olan devletimizin itibarı olunca, buraya harcanan 291 milyon doların lafı bile olmazdı!

Ancak gelin görün ki, New York semalarında devletimizin itibar abidesi olarak yükselen bu gökdelen Erdoğan’ın ABD Başkanı Biden’dan görüşme için randevu alabilmesine yetmemiş! Dahası BM Genel Merkezinin hemen karşısında yapılan Türkevinin açılışına katılanlara bakınca dünya liderimizin ülkemizin itibarını nasıl yücelttiğini de görüyoruz!

Yeni rejimin protokol sıralamasının başlarına oturttuğu ve laiklik karşıtı çıkışlarıyla vitrine çıkarttığı Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın duasıyla yapılan açılışa sadece KKTC, Kosova, Letonya ve Litvanya cumhurbaşkanları katıldı.

Eh artık New York’ta Cumhurbaşkanımızın gurur duyduğu bir sırça köşkümüz olduğuna göre; memlekette başını sokacak ev, barınacak yurt bulamayanları da abartmamak gerekiyor, değil mi?

Her biri yüzlerce milyon dolara mal olan Ankara’da 1150 odalı Ak Saray’ı, Marmaris’te yazlık ve Ahlat’ta kışlık sarayı olan Erdoğan için barınma sorununun abartılacak bir tarafı yok elbette. Nasılsa tek adam iktidarında Erdoğan ne zaman ve nerede ihtiyaç duyarsa devletimizin itibarı için yeni sarayların inşa edilmesinin önünde hiçbir bir engel bulunmuyor.

Ancak Ankara, Marmaris, Ahlat’a yapılan saraylar, New York’a dikilen gökdelenle ne kadar gurur duyarlarsa duysunlar ceplerine giren para ve başlarını sokacakları ev kiraları arasında giderek büyüyen eşitsizlik vatandaşları kara kara düşündürüyor.

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Gayrimenkul Değerlendirme şirketinin 2020 ve 2021 arasında kira fiyatlarındaki artışla ilgili yaptığı araştırmaya göre; son bir yılda kiralar Eskişehir’de yüzde 37.95, Ankara’da yüzde 29.09, Antalya’da yüzde 27.61, Muğla’da yüzde 27.21, Maraş’ta yüzde 22.22, Mersin’de yüzde 22.07, Hatay’da yüzde 21.74, Adana’da yüzde 21.18, İstanbul’da yüzde 20.89, Aydın’da yüzde 16.62 ve İzmir’de yüzde 14.72 oranında arttı.

Lüks semtleri geçelim ama bu kentlerin emekçi semtlerinde kiralar büyükşehirlerden taşra kentlerine doğru 2 bin 500 ve 1000 lira arasında değişiyor. Asgari ücretin 2 bin 800 lira olduğu ve 2022 için memur ile memur emeklilerine verilen zam oranının yüzde 5+7 ile yüzde 12’yi bile bulamadığı koşullarda en önemli gider kalemi olan kiralar isteseler de istemeseler de işçi-emekçiler için giderek büyüyen bir sorun haline geliyor.

Yine aynı araştırmanın sonuçlarına göre; 2021’de yurtlarda barınma ücretleri tek kişilik odalarda yüzde 25-30 ve 2-3 kişilik odalarda ise yüzde 20 civarında artış gösteriyor. Erdoğan ve bakanları rakamlara takla attırmayı çok seviyor ama 2002 ile 2020 arasında karşılaştırma yapıldığında söyledikleri ile gerçekler arasındaki fark çok açık şekilde ortaya çıkıyor. Mesela Kredi ve Yurtlar Kurumunun (KYK) 190 yurdunun bulunduğu 2002’de bir yurt başına düşen öğrenci sayısı 9 bin 908 idi. Ancak 773 yurdun bulunduğu 2020’de yurt başına düşen öğrenci sayısı 10 bin 661’e çıktı. Yine 2002’de öğrencilerin yüzde 9.7’si KYK yurtlarında barınabiliyorken bugün bu rakam yüzde 8.2’ye düşmüş bulunuyor. Bu yüzde 1.5’lik düşüş küçük görünebilir ama bugün yükseköğrenimdeki öğrenci sayısının 8 milyon 240 bin olduğu hesaba katıldığında on binlerce öğrenciye tekabül ediyor.

Ancak tablo bundan da ibaret değil. Bugün yaklaşık 800 KYK yurduna karşılık 4 binden fazla özel yurt bulunuyor ve bunların 2 bin 500’ünden fazlası dinci vakıf-cemaatlerin elinde bulunuyor. Sadece iktidarla kurdukları yakın ilişkiler ve skandallarla gündeme gelen İlim Yayma Cemiyeti, TÜVGA ve Ensar Vakfının elindeki yurt sayısı 374’ü buluyor. Üstelik bu vakıflara vergi muafiyetinin yanı sıra “ortak projeler” üzerinden milyonlarca lira kaynak aktarılıyor. Yani milyonlarca genç Erdoğan’ın “kindar ve dindar nesiller” yetiştirme hedefi doğrultusunda çalışan bu yurtların pençesine itiliyor.

Düşünün ki 20 yıldır inşaat yapmakla övünen ve inşaat tekellerine yüzlerce milyar dolar ihale veren bir iktidarımız var ama başını sokacak ev, barınacak yurt bulamayanların sayısı giderek artıyor. TÜİK verilerine göre, Türkiye’de 2012’de kirada oturanların sayısı yüzde 20.9 iken bu rakam 2020’de yüzde 26.2’ye çıkmış bulunuyor. Son 18 yılda (2002-2020) ilk yatırım kalemleri inşaat olan 5 şirkete (Limak, Cengiz, Kolin, Kalyon ve MNG) toplam 203 milyar dolar kamu ihalesi verildi. Oysa bu şirketlere verilen paralarla 223 bin lira üzerinden 7 milyon asgari ücretli ev sahibi yapılabilirdi. Fakat itibarı saraylarla, gökdelenlerle ölçen bir iktidarın tercihinin nasıl olması gerekiyorsa Erdoğan iktidarının tercihi de öyle oluyor. Bir yandan başını sokacak evi olmayan emekçiler, barınacak yurdu olmayan öğrenciler artıyor, öte yandan iktidarın kader birliği yaptığı tekeller kârlarına kâr katıyor.

Erdoğan New York’ta 291 milyon dolarlık Türkevinin açılışıyla gururlanırken ülkenin birçok kentinde ‘Barınamıyoruz’ diyerek yurt sorununa dikkat çekmek isteyen gençler polis tarafından gözaltına alınıyor.

Bu iki fotoğraf, tek adam ve ‘itibarlı’ yönetiminin bu ülkeyi getirdiği noktayı özetliyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et