Bugün günlerden kalp
Fotoğraf: Pixabay
Bugün “Dünya Kalp Günü”. Aşk Tanrıları Eros ve Afrodit’in bugüne dahli yok. Ama aşık olabilmek / kalabilmek için sağlık ve esenlik gerekiyor.
Eros ve Afrodit mitinin hüküm sürdüğü antik çağlarda ve hatta Sanayi Devrimi öncesinde kalp denince akla aşk geliyordu. O yıllarda koroner kalp hastalıkları bu kadar sık görülmüyordu.
Peki ne değişti?
Misal, sigara yoktu. Tütünün 18. yüzyılda Amerika’dan İspanyol denizcilerce Avrupa’ya getirilip sonrasında tüm dünyaya yayıldığı malumumuz.
Sigaranın yaygınlaşmasında ise devletler ve savaşların rolü büyük. Özellikle II. Dünya Savaşı, Avrupa ve Amerika’da sigaranın yaygınlaşmasının ana nedenidir. O süreçte sigara Türkiye dahil askerlere genel ihtiyaç bağlamında ücretsiz dağıtılmış, ordularda yaratılan bağımlılık nihayetinde toplumlara sirayet etmiştir.
Hiçbir ülke hiçbir coğrafya böylesine obez değildi. DSÖ tarafından Asya, Avrupa ve Afrika’da yapılan 12 yıllık MONICA çalışmasında obezite prevelansında on yılda yüzde 10-30 arasında artış görülmüştü. “Dünyada 2008 yılında 400 milyon obez ve 1.4 milyar fazla kilolu sayısı 2015 yılında obezlerde 700 milyona, fazla kilolularda 2.3 milyara” ulaşmış oldu.
Obezite son on yılların bir salgını. Hızla artan endüstrileşme ve teknolojik dönüşüm yaşam tarzlarımızı tümden değiştirdi. Hareketsizlik bedenlerimizi tahrip ederken biz ona ‘konfor’ demiş olduk. Nihayetinde atın ölümü arpadan insanın ölümü konfordan...
Obezitede en önemli güncel başlık yakın zamana kadar uzun çalışma süreleriyken son pandemi ile birlikte buna evden çalışma da eklenmiş oldu.
Kalp ve damar hastalıklarının kahir ekseriyeti sigara, yüksek tansiyon, yüksek kan yağları, şişmanlık, hareketsizlik, şeker hastalığı ve genetik yatkınlığa bağlı gelişir. Ama bu nedenlerden şeker hastalığı ve hipertansiyon kalp hastalıklarına yol açmakla birlikte kendileri de aynı etiyolojik nedenlerle ortaya çıkmakta. Hastalığı nar yerine nar taneleri ile anlatmak modern tıbbın bir gediği...
Hazırlayanları arasında DSÖ’nün de olduğu Tütün Atlası’na göre, Türkiye’de ölümlerin yaklaşık üçte biri tütün sebebiyle gelişen hastalıklara bağlı. Bu yüksek ölüm oranı ile Kuzey Kore’den sonra dünyada ikinci sırada yer alıyoruz ne yazık ki.
Edip Cansever’in “Kalbimin atışlarında eriyor kar” ya da Oktay Rıfat’ın “Kalbim sevda içindeydi / İstanbul bahar içinde” dizelerini daha uzun yıllar okuyabilmek için kalbimize iyi bakmamız gerekiyor. Yani dans etmek, ağız dolusu gülmek, telefonla değil bir çırpıda koşarak sevdiklerimize merhaba demek, daha çok sevmek daha az yemek gerekiyor. Malum, bugün ‘Dünya Kalp Günü’.
Sağlıcakla kalın.
- Barış kokusu: Ege denizi 09 Aralık 2024 04:53
- İnsandan inşaata demir eksikliği 02 Aralık 2024 04:48
- Bir davayı seyretmek: Başka bir sağlık sistemi mümkün 25 Kasım 2024 04:43
- Kırmızı kurdele: AIDS ve çocuk 18 Kasım 2024 04:04
- Hekim grevleri tüm dünyada tarihsel bir eşikte 11 Kasım 2024 04:50
- Özelleştirme yolunda aile hekimliği ya da sağlık hakkımız 04 Kasım 2024 04:11
- 2025 ya da sağlık: Yeni sağlık bütçesinin ipuçları 28 Ekim 2024 04:35
- Sağlıkta kayıp kuşak: 0-23 yaş arası ve AKP'li yıllar 21 Ekim 2024 04:53
- Hangi antidepresan bize eşitlik, özgürlük, adalet getirebilir ki! 14 Ekim 2024 04:00
- Koruyucu sağlık hizmetleri: Önlenebilir her ölüm cinayettir 07 Ekim 2024 04:55
- Koku ve hafıza 30 Eylül 2024 04:26
- Yapay zeka insan haklarından neden korkar? (1) 23 Eylül 2024 04:29