29 Eylül 2021 22:12

Bilimle hurafenin maçı adeta

Ajax'lı oyuncu ayakta, yerde kolları üzerine düşen Beşiktaşlı oyuncu.

Fotoğraf: Dursun Aydemir/AA

Paylaş

Ajax ile Beşiktaş arasında oynanan karşılaşmayı hâlâ hakemle açıklamaya ya da “Beşiktaş tam kadro çıksaydı acaba ne olurdu” gibisinden tuhaf sorular eşliğinde yorumlamaya çalışanlar var. İki takım arasındaki muazzam farkı bir türlü göremiyorlar…

Beşiktaş, Türkiye Ligi’ni domine eden birkaç takımdan birisi.

Diğer bir deyişle, ülkenin en güçlü ekipleri arasında. Böylesi bir gerçekliğe karşılık Ajax, adeta idman maçı oynarmışçasına rahat bir tempoyla kolayca sonuca gitti. Öyle ki attığından çok daha fazla ve kolay pozisyonu gole çeviremedi. İki kez boş kaleye gönderemediler topu. Bütün bunlar iki ülke futbolu arasında sadece milli takımlar düzeyinde değil, kulüp takımları düzeyinde de çok büyük bir fark olduğunu bir kez daha gösterdi. Bunu son olarak Milli Takım’ın Hollanda karşısında aldığı 6-1’lik yenilgide görmüştük…

Skoru bir kenara koyup eleştirel gözle oyuna bakmayı beceremiyoruz bir türlü. Tıpkı maçı anlatan ve oyunu anlamaktan aciz spikerin sürekli olarak hakemin açığını yakalamaya çalışması gibi. Taraftarlara yaranmak ve onları yenilginin burukluğundan kurtarabilmek için illaki dış unsurlara sorumluluk yüklemek gerekiyor tabii. Genelde hakim olan bu bakış açısı nedeniyle de eksiklerimizi, yetersizliklerimizi, hatalarımızı göremiyor, sürekli olarak dış faktörler bahanesine sığınıp kendimizi kandırarak durumu idare etmeye çalışıyoruz. Öte yandan, eleştirel bakabilmenin, geliştirici yorumlar, değerlendirmeler yapabilmenin bilgi gerektirdiği gerçeği var. Bilgi kıt olunca, dış faktör arayışının sonu gelmiyor elbette.

Beşiktaş, hasbelkader bu maçtan beraberlikle ya da galibiyetle de ayrılabilirdi. Futbolda zaman zaman böyle beklenmedik sonuçlar olabiliyor. Lakin bu, iki takım arasında çok büyük fark olduğu gerçeğini değiştirmezdi…

Futbolun, bireysel performansa bel bağlayarak değil, takım olarak oynanması gereken bir oyun olduğu gerçeğini idrak edemediğimiz sürece bir değişim ve gelişim gerçekleştirebilmek imkansız...

Transfere dayalı kadro planlaması ancak ülkemizde fark yaratabiliyor, Avrupa kulvarında işe yaramıyor. Avrupa’da ses getirebilmek için çok daha yoğun bilimsel, düşünsel ve kültürel çalışmalara ihtiyaç var…

Bir tarafta sistem ürünü olarak ortaya konan ve her oyuncunun ne yapacağını bildiği, tıkır tıkır işleyen bir oyun, diğer tarafta rakibine direnmeye çalışmanın dışında çok az şey yapabilen toplama takım görüntüsündeki çaresizler topluluğu…

Bir tarafta alanı doğru kullanan, doğru pozisyon alan ve doğru yerlere yaptıkları koşularla arkadaşlarının pas seçeneğini çoğaltan oyuncular, diğer yandan top ayağına geçtiğinde ne yapacağını bilemeyen oyuncular… Bir yanda bilimsel temeller üzerine inşa edilmiş bir oyun, diğer yanda doğaçlama çırpınışlar…

İşin temeli, alanı doğru paylaşmayı öğrenip bunu kolektif mücadele, dayanışma ve bir oyun planı çerçevesinde geliştirilen taktik varyasyonlar aracılığıyla sahada uygulayabilmek… Ne yazık ki böylesi bir organize olma halinin çok uzağındayız.

Sergen Yalçın, maçtan sonraki açıklamasında oyun planı gereği topu rakibe verip beklemeyi tercih ettiklerini söyledi. Ajax’a topu vermek, “Gelin bize gol atın” demekten farksız. Çünkü hemen hemen her ataklarında tehlike yaratabiliyorlar. Doğru açıklama, “Topu Ajax’a verdik” değil, “Ajax’ın maç boyunca yaptığı etkili baskı yüzünden topu ayağımızda fazla tutamadık” olmalıydı… Doğru saptamalar yapmadan hiçbir şey düzelmez. Teknik direktörlerden, “Topu rakibe verdik” saçmalığını duymak fazlasıyla umut kırıcı.

Bilimsellik önemli diyoruz. Diyoruz ki, teknik direktörler artık şans, talih, kader, kısmet gibi kavramlara sığınmasın. Buna karşılık hâlâ pek çok teknik direktör bu kavramları dilinden eksik etmiyor. Bir “nazar” eksikti, Sergen Yalçın sonunda onu da işin içine soktu!..

Sahadaki görüntü, bilgi ve bilimle, hurafe arasında oynanan maçın yansıması gibiydi adeta.

Bilim karşısında hurafenin kazanma ihtimali olabilir mi?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa