Pislik

ABD başkanları önemlidir. İnanmayan uzaylı filmlerine baksın. Ama Cmylmz filmlerine değil. Onlar gırgır. Cüneyt ağabeyin miydi neydi, “Dünyayı kurtaran adam” filmini ve filmde kafasına geçirdiği 17 litrelik yağ tenekesi ve alüminyum folyadan yapılmış ceketi ile Yeşilçam kahvesinin talihsiz figüranı büyük ihtimalle Süheyl Eğriboz ağabeyi ve misafir sanatçı Hüseyin Peyda’yı saymazsak esas olanlar Amerikan yapımı.

Dünyayı ele geçirmeye hevesli kötü kalpli (kalp varsa) uzaylıların ilk hedefi ABD başkanıdır. Hani diyeceksiniz ki, filmi yapan düdüğü çalar. Bu uzaylılar her ne hikmetse mutlaka Amerika’da bir yere inerler ve indiklerini de çoğu zaman ya bir çocuk, ya bir köylü görür. Kötü huylu uzaylılar etrafa şöyle bir göz attıktan sonra tam harekete geçeceklerken müthiş Amerikalılar devreye girer. Filmde çok okumamış ama her nasılsa elektronik haberleşme ve bilgisayar teknolojilerinde feriştah olmuş gözlüklü bir genç NASA’yı, NSA’yı, FBI’ı ve Doğu hocanın en sevdiği bölümde CIA’yı atlatarak uzaylılar ile iletişime geçer. Bu sırada reis, yani en önemli kişi (MIP) çoktan nükleer savaş için hazırlanmış sığınağa sokulup güven altına alınmıştır. Güven altına alınan ABD reisinin altını oymak ve uzaylıları fırsata çevirmek isteyen en yakınındaki adamlar yapacakları pisliklerin planlarını yaparlar ama çaktırmadan.

Uzaylılarla iyi ilişkiler kurmaya çabalayan bilim kadını ile onları yok etmek için silaha sarılan beş kenarlı karargah komutanı bu filmlerin olmazsa olmazıdır. Bu sırada bu filmi izleyip sahi sanan vesair askerler de kendilerindeki eksiğin beş kenarlı bina olduğunu, bu bina olmadığı için uzaylıların kendi ülkelerine saldırmaya tenezzül etmediğini, bu iş biraz daha böyle sürerse işe yaramazlıktan dükkanı kapatmak zorunda kalacaklarını düşünür ve uzaylılar gelmeden bina işine girişirler.

Bu arada sıkılan uzaylılar “Nasıl olsa İstanbul’a  İstanbullular yeteri kadar saldırıyor, ortada ne ağaç ne orman bıraktılar, malum rantçılar filan varken bir de biz sıkıntı olmayalım” alicenaplığıyla genellikle Newyork’a ışın silahlarıyla saldırırlar. New York yerle bir olur. Ayıp olmasın, müttefikler kendilerini önemsiz hissetmesinler diye diğer dünya şehirlerine de saldırılar olduğu haberleri verilir o hengamede çalışan televizyonlarda.

Birinin eline geçer de biyolojik tahlille reisin gen yapısı ele geçirilip besin yoluyla bir suikasta maruz kalır, maazallah dünya reissiz kalır korkusuyla reisin b.kunu bile poşetle hep pislediği kubura götürüp döken gizli servis adamlarının bu uzaylı saldırısında yapacakları fazla bir şey yoktur.

Filmin sonuna doğru her gittiği dünya ülkesine 3 makam arabasıyla birlikte klozetini de götüren dünya reisi kendinden beklenen kahramanlığı yapar ve uzaylılar geldikleri gibi giderler.