Manolya

Fotoğraf: Pixabay
Ekim ayı farkındalık günleri açısından da zengin bir ay. Misal, 10 Ekim ‘Dünya Ruh Sağlığı Günü’ idi. Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu’nun bu yılki teması ise “Eşitliğin olmadığı dünyada ruh sağlığı”.
İlgili uzmanlık dernekleri yaptıkları ortak açıklamada “Yoksul ülkelerde yoksul olmayan ülkelere göre ruhsal hastalıkların ortaya çıkma riskinin daha yüksek olduğunu” bir kez daha hatırlattılar. Yine bir başka önemli ayrıntıya da vurgu yaptılar: “Ruhsal hastalıkların varlığı, bireylerde iş bulabilme ve çalışmayı sürdürebilme becerilerini zayıflatmakta ve yoksulluğu daha da artırmakta”.
Üstelik bu durum, pandemi koşullarında dezavantajlı grupları daha da artırdı.
Eşitliğin olmadığı bir dünya elbette yeni değil. Ama hiç bu kadar alenileşmemişti.
Ruhumuza ne iyi gelir peki? İlk sırada dayanışma ve barış ve elbette eşitlik, özgürlük, adalet...
Doğa, tahammül sınırlarımızı genişletir. Denebilir ki ekolojik yıkım önemli bir ruh sağlığı bozucudur. Kirlenmiş, kurşuni bir deniz ya da kirli bir gökyüzü hangi ruhu dinlendirebilir ki?
Adettendir: Hastaya, yorgun düşene çiçek götürülür. Ama hangi çiçek?
Tarihsel olarak sarayların el koyduğu çiçekler hep oldu. Misal bizde lale öyleydi. Ama bir çiçek var ki, eski Çin’de saraya mahsus kılındı: Manolya...
Eski Çin’de manolya çiçeğine sahip olmak bir haktı ama sadece imparatora. Ancak o isterse, hediye ederse manolya çiçeği bulundurabilirdi tebaa.
İnsanlık tarihi, mücadeleler tarihidir aynı zamanda. Manolya edinme hakkı dahil.
Çocukluğumun İzmir Fuarı ağaçlarıyla güzeldi. En gözde olanlar ise manolya ağaçlarıydı. Ve üzerlerinde fidan bağışlayanların adı olurdu. Fuar ziyaretçileri bu nadir ağaçları görmeden ayrılmazdı.
Eşitliğin olmadığı dünyada ruh sağlığı...
Şimdi her zamankinden fazla doğaya tutunma zamanı. Çözüm olmasa da hayatı katlanılır kılıyor çiçekler ve yeşil.
Sağlıcakla kalın…
Evrensel'i Takip Et