Aşı karşıtlığı, AKP gençliği: Anlamsızlığın değeri ve değerin anlamsızlığı
Fotoğraf: DHA
Hem duyumu (görümü) aynı olan şeylerin gerçeğinin (gönderimsel nesnesinin) farklı olması hem de gerçeğinin (nesnesinin) aynı oluğu şeylerin duyumunun (görümünün) farklı olması durumu, dahası aynı kişi veya toplumda her ikisinin de aynı zamanda yaşanma durumu ortaya çıkabiliyor.
Anlam ile görüm arasındaki ilişki sorunu, insanlık tarihinin en zorlu sorularından birini oluşturuyor.
Bir kişi aynı şeyleri yaşayıp farklı şeyler görebiliyor veya farklı şeyler yaşadığı halde hepsini aynı görebiliyor/zannedebiliyor. Aynı kişi aynı şeyi her yaşadığında farklı bir şeyler de görebiliyor. Dahası belki de sadece kendisini yaşıyor da dışsal realitenin aslında hiç de bir anlamı bulunmuyor, hepsi iç dünyasında geçiyor, bütün dünyası iç dünyasından oluşuyor ama bu dünyada bulunuyor.
İki kişi veya çok kişi arasında hem görümde hem de gönderimde bir “çokluk” da oluşabiliyor. Aynı şeylere bakmıyoruz ama aynı görümlere ulaşıyoruz. “Hayret, sen karada ben denizde aynı yerdeyiz.” Veya aynı şeylere baktığımız halde farklı görümlerimiz oluyor. “İkimiz de aynı dünyada yaşıyoruz, ama senin yaşadığın/görümün ile benim yaşadığım/görümüm aynı değil, başka dünyalarda gibiyiz.”
Aynı şeye bakıyor, aynı şeyi görüyor, ama farklı anlarda aynı şeyin farklı değeri olabiliyor veya farklı şeye bakıyor, farklı şeyler olduğunu görüyor, ama farklı şeylerin farklı anlarda hep aynı değeri olabiliyor.
Aristo mantığında yüzlerce tasım (kıyas veya çıkarım) şekli sayılıyor da bu kadar anlamdan/gönderimden sınırlı sayıda tasım biçimi geçerli görülüyor (tam çıkarıma uygun sayılıyor, gerisi eksik veya hatalı çıkarım formlarını oluşturuyor). Aristoteles’in tümdengelimleri de sonra pek çok kritiğe uğradı.
AŞI KARŞITLIĞI: YA GÖRÜ YA ANLAM BAŞKA
Aşıya olumlu veya olumsuz bakma, aşının çeşitli olumlu veya olumsuz etkilerini değerlendirme şeklinde olursa görünün anlam bağı oluyor ama aşıyı başka bir değerin karşıt anlamı haline getirmek nasıl bir hal, bunda bir görüm var mı, bu nasıl bir görü araştırılması gerekiyor. En sıkıntılı olanı ise görü veya anlama onla ilişkisiz bir değerin iliştirilmesi. Görüsüz anlamsız bir değer olur mu, o da başka bir soru.
AKP “GENÇLERLE BULUŞMA PROGRAMI”: BİLGİ BİLİM Mİ, REİS ÇAĞI MI?
Cumhurbaşkanı Erdoğan il il dolaşıp, gençlerle buluşuyor. Şiir okuyor, şarkı söylüyor, ziyaretlerde bulunuyor. “AKP gençliği” aşklarını soruyor, illerine davet ediyor.
AKP gençlik programlarının gerçekten anlamı ne? Anlamı ile görümü arasında nasıl bir bağı var? Bu gençliğin bilgi bilim ile, dünya uygarlıkları ile bağları nasıl gelişiyor? Ana anlamı (gerçeği veya gönderimin nesnesini) reis mi dünya mı oluşturuyor? Bu dünya, reislerin merkez olduğu bir dünya mı? Görü, görgü, bilgi, erek neyin bilgisi veya ereği olmalı?
ÇELİŞKİSİZLER VE ÇELİŞKİLİLER
Her bir durumun zıddı, karşıtı veya çelişiği olmak zorunda mı?
Bazı şeylerin çelişiği olmayabilir. Aynı şeyin birbiriyle çelişik farklı doğru görüm veya sonuçları da olabilir. Çelişiği olanların çelişkilerinin sertlikleri de farklı olabilir.
Burada ana sorular her bir şeyin gerçekten çelişiği var mı? Çelişme durumunda çelişkiler anlamın bizzat çokluğundan mı, görenin gerçek yerlerinin farklılığından mı veya farklı anlardan/hareketten mi yoksa görenin farklı değerlere sahip olmasından mı kaynaklanıyor?
Çelişki yoksa görü de karar ve eylem de çelişmemeli.
Çelişmeli durumlar da olabilir. Bu durumda çelişmenin türü ve sertliğine bakmak uygun olacaktır. Böyle bir durumda (çelişkiler anlamlı olduğunda) böyle bir şeyi (çelişkileri) kendi değer kabulü üzerinden reddetmenin anlamsızlığı çok daha değerli görülerek “kendi değerinin” gerçeğin (anlamın) yerine geçirilmesi ve anlamdan/dünyadan kopuk kendi “değeri” ile yaşama durumu ile karşılaşılabiliyor veya böyle bir anlamsızlık yerine değer geçirilerek “temel anlam” haline getirilebiliyor: Bu çelişkili dünyada kendi çelişkisiz mutlak değerli aleminde yaşamak.
Kanaatim o ki, her hale kendi anlamı içinde bakmak gerekiyor.
Çelişkisizlere veya çelişkililere kendi anlamı içinde bakılamazsa, ilişkisiz her bakışın veya farklı hallerde olmanın çok farklı telafi ve siyasi biçimleri, her birinin farklı sonuçları oluyor.
Kimin hali neye benziyor, varın siz karar verin. Anlamı olmayan değerli olur mu, anlamsız olan değerli olursa bu değer anlamlı olur mu veya nasıl bir anlamı olur?
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15
- Aileler çocuklarını MEB’den kurtarmaya çalışıyor: MEB eğitime, çocuklara, topluma zararlı hale mi geldi? 13 Eylül 2024 04:42
- Eğitimin sorunlarından öğretmenler ve müdür yardımcıları da mağdur 06 Eylül 2024 04:41
- Atamaların değeri değersizleştirilmesi üzerine 30 Ağustos 2024 04:44
- Tarihleri, çağları, problemleri karıştırmak: Ahilik de işletme de amaç ve işleyiş olarak okul değil 23 Ağustos 2024 04:46
- YKS, eğitim ve şehirler: Üniversitede resesyon, şehirde resesyon ve göç 16 Ağustos 2024 04:15