Sen neymişsin be TÜGVA: Ortaya daha neler saçılacak neler!
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/195496.jpg)
Fotoğraf: Şebnem Coşkun/AA
TÜGVA, yani Türkiye Gençlik Vakfı, bu sefer de kamuya personel alımındaki “torpil belgeleri”yle gündemde.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan tarafından kurulan ve yine onun Yüksek İstişare Kurulu Başkanlığını yaptığı TÜGVA, 2014 yılında kurulduğundan beri, devletle iş yapan kişi ve firmalardan aldığı yüksek bağışlar ve AKP’nin elindeki belediyelerden aldığı büyük miktarda nakdi ve ayni desteklerle sık sık gündemde oldu.
TÜGVA, geçen hafta da mahkemenin Büyükada Vapur İskelesi’ndeki temsilciliğine ilişkin boşaltama kararını tanımamayı aşarak bu kararın uygulanmasını polisi devreye sokarak engellemesiyle yeniden gündeme gelmişti.
Birkaç günden beri ise TÜGVA, kamuya personel alımında binlerce kişiyi kapsayan “torpil listesi” oluşturmasıyla gündemde.
Gazeteci Metin Cihan’ın ortaya çıkardığı belgeler, TÜGVA’nın kamuya personel alımında bir torpil organizasyonu oluşturduğunu da gösterdi!
BELGELERİN GERÇEKLİĞİNİ TÜGVA DA KABUL EDİYOR
Belgelerin ortalığa saçılmasından altı saat sonra TÜGVA Başkanı Enes Eminoğlu yayımladığı bir video ile ortaya çıkan belgelerin TÜGVA ile hiçbir ilgisinin olmadığını, FETÖ’nün arkasında olduğu bir kumpasla karşı karşıya olduklarını iddia etti. Ancak gerek Metin Cihan’ın açıklamaları gerekse eskiden TÜGVA içinde yöneticilik yapmış Tamer Özsoy’un açıklamaları karşısında Eminoğlu geri adım atmak zorunda kaldı. “Bu bilgiler içeriden sızdırılmıştır, ama maniple edilmiştir” noktasına geldi. Eminoğlu, belgelerin doğruluğunu zımnen de olsa kabul etmek zorunda kalmıştı.
TÜGVA’nın kurucusu ve Yüksek İstişare Kurulu Başkanı (tabir caizse ruhani lideri) olan Bilal Erdoğan ise, “Kıskananlar çatlasın” diyerek, bu rezaleti TÜGVA’nın başarısını çekemeyen çevrelerin yalanlarıymış gibi göstererek savundu!
TÜGVA’nın Van eski İl Başkanı Tamer Özsoy, Twitter hesabından “Geçmişte TÜGVA’da yöneticilik yapmış biri olarak söylüyorum ne yazık ki hepsi doğru. ‘Vatan millet Sakarya’ diyerek neler yapılıyor neler. Bu daha bir kısmı” diyerek tartışmaya katıldı.
TÜGVA FETÖ’NÜN PABUCUNU DAMA ATTI!
Türkiye’de “torpil” her zaman düzenin bir paçası olagelmiştir. Bütün iktidarlar torpili kendi meşreplerine göre kullanmıştır. FETÖ, sınav sorularını çalmayı bir yöntem haline getirip kendi taraftarlarına sınavı kazanmayı garantiye alarak torpili örgütlü bir faaliyete dönüştürmüştür.
Son ortaya saçılan belgeler ve belgeler etrafındaki tartışmalar göstermektedir ki; TÜGVA, torpili bireysel girişimlerden ve sınav sorusu çalma gibi her şeyi her yıl birkaç kez tekrarlamak zorunda kalınan zahmetli ve riskli bir takım “prosedürler”den kurtararak, tezgahı mülakat masalarına kurmuş.
Mezopotamya Ajansına da konuşan Özsoy, kamuda işe alımların tamamıyla “TÜGVA’nın kendi sistemi olan ve nüfus müdürlüğüne bağlı olduğu belirtilen ERP üzerinden yapıldığını” söyledikten sonra şöyle örnekliyor: “Bu sistem üzerinden, örnek veriyorum, kamuda bir yerde alım var. Bu alım tamamıyla TÜGVA’dan geçiyor. TÜGVA yapıyor. TÜGVA bir liste verince o liste geçerli oluyor. Millet Kütüphanesi’nde çalışan 700-800 kişi de tamamıyla TÜGVA merkezli giden kişilerdir!”
Kısacası TÜGVA; torpili sürekli ve organize bir faaliyet olarak kullanmayı FETÖ’den devir almakla kalmamış, FETÖ’nün torpil yöntemini ilerleterek programlaştırıp sistemleştirerek, FETÖ’cülerin pabucunu dama atmıştır!
Ortaya çıkan belgelerde yargı, emniyet, belediyeler, askeriye, Cumhurbaşkanlığı Sarayı… gibi kamu kuruluşlarına TÜGVA’nın torpil sistemi üstünden binlerce kişinin atamasının yapıldığını söylemek hiç de abartı olmaz. Ki, bu sistemin diğer kamu kuruluşlarında da işlediğini, çeşitli tarikat ve cemaatler gibi TÜGVA’nın da devlet içinde organize olan “paralel yapılanmalar”dan(*) birisi olduğunu söylemek de yanlış olmaz.
3Y’Yİ KALDICAĞIZ DİYE GELDİLER 5Y+1T’LİK BİR DÜZEN KURDULAR
Nitekim sızdırılan belgelerde TÜGVA’nın binalarıyla ilgili bilgiler de var.
Dün Cumhuriyet gazetesi, “TÜGVA sızıntıları” başlığı ile verdiği haberde TÜGVA’nın çeşitli illerdeki 46 binasının bütün masraflarının valilikler, devlet kurumları ve yerel yönetimler tarafından karşılandığını yazdı.
TÜGVA benzeri kuruluşlar, Erdoğan tarafında da ifade edilen “dindar nesiller yetiştirme” amacının önemli bir ayağını oluşturmaktadır.
Dolayısıyla ortaya çıkan rezalet, sadece TÜGVA’nın değil “dindar nesiller yetiştirme” amacının da kirli çamaşırlarından oluşmaktadır.
Toplam açısında bakıldığında; AKP iktidarının 20 yıl önce “Yoksulluk Yolsuzluk ve yasakları (3Y)’yi ortadan kaldıracağız” diye yola çıktığı ama bu 3Y’ye “Yağma” ve “Yozlaşma”yı da ekleyerek, 3Y’yi 5Y’ye çıkardığını, bu Y’lere şimdi bir de “T”yi (torpil) ekleyerek, teslim aldığı “3Y düzeni”ni “5Y +1T düzeni” aşmasına getirdiğini görüyoruz. Ki Metin Cihan’ın belgelerle ortaya çıkardığı rezalet, AKP iktidarının 20 yıldır yarattığı çürüme ve yozlaşmanın TÜGVA’daki yansımasıdır.
Batacağı anlaşılan gemiden kaçanlar çoğaldıkça kirli çamaşırların sokaklara saçılması artacağı gibi skandalların boyutlarının da büyüyeceği görülmektedir. Ki, önümüzdeki dönemde bu türden skandalların sayısının çoğalacağını, “daha nelerin nelerin” ortalığa saçılacağını da göreceğiz.
(*) Tarikatlar, cemaatler, TÜGVA… derken, bunların devlet içindeki “paralel” yapılanmalar olduğu söyleniyor ama, bunlardan bağımsız, dolayısıyla bunların “paralel” olacağı meşru bir devlet yapılanmasının kalıp kalmadığı da tartışmalıdır.
Evrensel'i Takip Et