16 Ekim 2021 00:48

‘Suikast’ açıklamaları ve bizim cephenin sorumluluğu

Tahir Elçi, öldürülmesinin 5. yıl dönümünde Diyarbakır'da anıldı

Fotoğraf: MA

Paylaş

Önce CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sonra devlet organizasyonlarıyla içsel-organik ilişkiler pratiğinden geçen İYİ Parti yöneticisi Koray Aydın, “siyasal suikastlar olabileceği”ne dair duyumlar aldıklarını belirterek iktidar güçlerini “uyarıcı” açıklamalar yaptılar. Kaynaklarının istihbarat teşkilatları içinden olduğu yönündeki yorumlar da yayın organlarında yer aldı.

Bu açıklamaları salt siyasal polemik düzeyinde yapılmış, amiyane deyişle “haybeye yapılmış”- dayanağı olmayan açıklamalar olarak görmek, Türkiye’nin siyasal suikastlar tarihini göz ardı etmektir. Yakın dönem (özellikle son otuz-kırk yıllık süreç)te ise, “beyaz toroslu” cinayetlerden Ağar’lı- “Yeşil”li kontra terör şebekesinin “ülkücü” militanlarıyla (Çatlı ve Çiftçi anımsansın), IŞİD’li “öfkeli gençler”in (Davutoğlu öyle demişti) toplu katliamlarına, Erdoğan iktidarına muhalif gazeteci ve politikacılara yönelik saldırılara dek, dizi dizi saldırı ve siyasi cinayet örnekleri yaşandı. Ekmek almaya fırına giderken katledilen Berkin Elvan’ı “terörist” ilan eden, 14 yaşındaki U. Kaymaz’ın otomatik silahlarla delik deşik edilmesini “teröre karşı savaş” mantığıyla benimseyen, “Yüzde elliyi zor tutuyorum” diyerek tehdit eden iktidar politikası ve politikacılarının, iktidarlarını sürdürmek için her yol ve aracı geçerli saydıklarını gösterir binlerce örnek vardır. Burjuva muhalefetine “yönetime geleceklerini düşünmemelerinin kendileri için daha iyi olacağını” söyleyen Erdoğan’ın, devletin tüm yönetim yetkilerini ele geçiren mali-askeri oligarşinin başı olarak dile getirdiği tehdit dolu açıklamalar, saldırı ve baskıyla yıldırma politikasının ‘ucu açık’lığının da ilanıdır. Bahçeli ise, basın-yayın tekelinde görevli mahfillerinin açıkça dile getirdikleri üzere devlet adına süreklilik gösteren kin kusmakta, tehdit dolu açıklamalarıyla “hazır kıta” birliklerine yön ve adres işaret etmektedir.

Devrimci muhalefet güçleri, ileri işçi ve emekçiler, demokrat devrimci aydınlar, burjuvaziye satılmayı reddeden mücadeleci sendikacılar, çeşitli ilerici dernek çevrelerinde bir araya gelenler, örgütlü sosyalist ve devrimci kesimler açısından “siyasal suikastlar” üzerine yapılmış açıklamalar ve devlet iktidarı sözcü ve yöneticilerinin, zaten sürmekte olan ağır baskı ve saldırı politikasının daha da pervasız bir düzeye çıkarılacağı yönündeki tehditleri, bu saldırı ve tehditlere karşı güç birliğini tesis etmeyi daha acil hale getiricidir. Halk kitlelerinin ekonomik-sosyal yaşam koşullarının dayanılmaz boyutlarda ağırlaştığı ve buna karşı tepki birikiminin yer yer çeşitli protesto eylemleriyle dışa vurduğu bir dönemdeyiz. Kitlelerin mücadele cesareti gösteren kesimlerinin en acil ekonomik-sosyal talepler için ve politik baskı ve yasaklara karşı birleşik tutumu ve bu tutumun kitlelerin daha geriden gelen kesimlerini uyaracak bir duyarlılıkla pratiğe yansıması-yansıtılması, daha azgın saldırılarla karşılaşmayı engelleyebilecek tek yol ve güç olacaktır. Sömürülen ve ezilenlerin geniş kesimleri, çalışma ve yaşam koşullarındaki basit reformist iyileşmeleri dahi “ciddi ilerleme” olarak görecek hale gelmişlerdir. “Tek adam rejimi”-“Tek adam yönetimi”nin “seçimle gidip gitmeyeceği” tartışması miadını doldurmuştur. Saldırı, entrika ve yalanın bin türlüsü devrededir. Daha kapsamlısı yönünde tehditler artmıştır. Buna karşı ancak güç birliği ve mücadele ruhu yükseltilerek direnç gösterilebilir. Bu sorumluluk öncelikli ve ivedi olarak tüm ilerici-devrimci ve sosyalist kişi, parti ve örgütler başta olmak üzere sömürülen ve ezilenlerin ileri kesimlerinindir. Savaş, ilhak ve yıldırma politikalarını sürdüren iktidarın bu politikaları karşısında yılmak bilmeyen bir devrimci direnç ruhuyla kitle çalışmasını sürdürmenin önemi her zamankinden daha fazla artmıştır. Örgütlü devrimci kesimlerin güç ve eylem birliği emekçiler için güven verici işlev görecek, somut talepler için mücadele güç bulacaktır. İşçi ve emekçilerin, devlet ve sistem savunucusu burjuva muhalefet partileriyle devlet iktidarını elinde bulunduran saldırı güçleri arasındaki rol kavgasına yedeklenmeden kurtulmalarına yardımcı olabilecek tek doğru tutum da budur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa