Üç dünya ve Üçüncü Sinema (2)

Fotoğraf: 1968 yapımı “La hora de Los Hornos” filminden bir sahne
Glauber Rocha’nın, 1965 denemesi “Açlığın Estetiği” (şiddetin estetiği) Birçok kişi tarafından 3.sinema manifestolarını başlatan kişi olarak görülür. Rocha’ya göre film geleneksel kalıpların dışına çıkmalıdır. Açlık ve şiddet sinemaya yansıtılmalıdır. Bunun için ihtiyaç duyulan tek şey “elde bir kamera ve kafada bir fikirdir”.
Üçüncü sinema terimi ilk defa Solanas ve Getino’nun “üçüncü sinemaya doğru” manifestolarında kullanılır. Manifestoda Kızgın Fırınların Saati filminin (La hora de Los Hornos,1968) gösterim sürecinden yola çıkmışlardır.
Bu film Peronist muhalefetin desteğiyle Grupo Cine Liberacion tarafından gizlilik içinde çekilmiş ve gösterilmiştir. Solanas, Octavio Getino ve Gerardo Vallejo, 60 yılların sonunda kurdukları “Grupo Cine Liberacion” (Sine Özgürlük Grubu) ile Latin Amerika’da politik sinemanın koşulların, gereksinimini, amacını, içeriğini ve bunların yanı sıra üretimini, dağıtımını ve gösterimini teorik ve pratik olarak açıklamış olurlar.
“Bu grubun ilk üretimi olan ve 1966 askeri darbesinin koşulları altında iki yılda gizli olarak çekilen ve Peronistlerin iktidara geldiği 1973 yılına kadar yine gizli olarak gösterime giren 1968 tarihli (16 mm.lik) Kızgın Fırınların Saati üretimi, dağıtımı ve gösterimi açısından, daha sonra yayınladıkları “Üçüncü Sinemaya Doğru” adlı manifestoya da örnek oluşturur.
4 saat 20 dakika uzunluğundaki Kızgın Fırınların Saati üç bölümden oluşur: Birinci bölüm, “Şiddet ve Özgürlük” adı altında, Arjantin’in toplumsal, tarihsel, coğrafik ve kültürel değişik yönlerini anlatır. Bu bölüm Che Guevera’ya ve Latin Amerika’nın kurtuluşu için ölenlere ithaf edilir. “Devrim için Eylem” adlı ikinci bölüm, Juan Peron’un ilk on yılını (1945-1955) anlatan “Peronizmin Tarihi” (20 dakika) ve Peronizm sonrası dönemi anlatan “Direniş” (100 dakika) olmak üzere iki alt bölümden oluşur. Son bölüm ise, birinci bölümle aynı adı taşır, “Şiddet ve Özgürlük”, ve 45 dakika sürer. Bu son bölümde, iki röportaj gösterilir ve birkaç mektup okunur. Devrim gerçekleşmedikçe, bu filmin sonunun olmadığı, olamayacağı vurgulanır. (1)
Yazarlar, emperyalist güçlerin bilimi, sanatı, kültürü, sinemayı kendi ideolojilerini yaymak için kullandıklarını bunun karşısında 3.dünya uluslarının devrimci bilim sanat kültür sineması olması gerektiğini savunmuşlardır.
Solanas ve Getino militan sinemalarını gerilla sineması olarak adlandırırlar ve üretim, dağıtım şekliyle ticari sinemadan tamamen ayrılırlar. Üretim ve dağıtım koşulları sıkı bir şekilde tanımlanırken filmin estetik boyutu devrimci amaçlar doğrultusunda olmak dışında bir koşula bağlanmamıştır. Anlatım serbesttir, yalnızca seyirci aktif hale getirilmelidir.
Solanas ve Getino manifestolarında düşüncelerin ateşleyici fitili ve mücadelenin direkt bir politik aracı ve zaman mekân yaratıcısı olarak film anlayışını geliştirirler. Kaynak çalışma olarak Kızgın fırınların Saati 4 saat 20 dakikalık 3 bölümden ve 95 dakikalık birinci bölüm ise 13 bölümden oluşur. Ve bu bölümler filmi herhangi bir noktada, bölümde durdurup filmde ortaya atılan sorunların üzerine tartışılabilmesini de kolaylaştırır.
‘Üçüncü Sinema Manifestosu’, Arjantin’in, diğer Latin Amerika ülkelerinin ve genel olarak bütün Üçüncü Dünya ülkelerinin, sömürgeciliği atlatmış olsalar dahi, kültürel ve ekonomik olarak yeni-sömürgeciliğin etkisi altında olduğunu savunur. Dünya çapında bir özgürleşme hareketi Üçüncü Dünya’da şekillenecek, kültürün sömürgecilikten kurtulması ‘Ernesto Che Guevara’nın sembolü olduğu yeni insanın’ mücadele içerisinde oluşması sayesinde olacaktır.
“Üçüncü Sinema bir benzetmeyle; Tekelci Kapitalist Endüstriyel Sinemanın –Ben-, bağımsızlaşmaya çalışan ya da bağımsız olduğunu iddia eden ve tema olarak da örneğin; sıradan insanın sıradan hayatlarını resmeden Orta Sınıf aydının Sanat Sinemasının –Sen- olarak tabir edilebileceği koşullarda -O-’dur. ‘Ben’ ile ‘Sen’in ise her zaman aralarında bir ilişki diyalektiği vardır. Kimlikleri, kültürleri, düşünce yapıları farklılıklar bile gösterse aralarında bir ilişki vardır. Ve Üçüncü Sinema tam da bu noktada daha uzakta, bir nevi ‘öteki’ konumunda olan ve toplamda –Onlar-’ı ifade eden yoksul sınıfların, ezilen, sömürge, yarı sömürge veya yeni-sömürge ulusların, proletaryanın Sineması’dır.” (2)
Üçüncü Sinema Üçüncü Dünya ülkelerinde ortaya çıkmakla beraber, Üçüncü Dünya Sineması olarak da düşünülmemelidir. Çünkü onların sineması olarak, proletaryanın ve ezilen ulusların sineması olarak tüm dünyayı kapsayıcıdır.
“Üçüncü Sinema ezilen, sömürülen halkların ve proletaryanın yanında saf tutmuş, yaşam koşullarını, açlığını ve tokluğunu onlarla birleştirmiş ve bizzat kendisi bir silah haline gelmiş olan kamerasıyla, yalnızca onları resmetmek, gözlemek, izlemek değil, aynı zamanda onlarla beraber kolektif üretimle, anın içinde, eylemin mücadelenin içinde beraber var olan ve bununla da yetinmeyip ortaya çıkan ve bir mermiye dönüşen filmin erişilebilir, görülebilir, sunulabilir koşullarını bizzat yaratarak, gösterimin kendisini de yeni bir eylem ve mücadele aracı haline getiren orta sınıf entelektüelinin de politik sinemasıdır.” (a.g.y.)
Üçüncü Sinema’da amaç “Yalnızca dünyayı yorumlamak değil, onu değiştirmektir.”
“Üçüncü Sinema tam anlamıyla sağduyulu bir hassasiyetle tanımlanmamasına rağmen, onun iki özelliği özellikle faydalıdır ve bunların değerleri kalıcıdır. İlk özelliği esnek oluşu ve araştırma ve deneysellik halinde ısrarcı olmasıdır ki; bu da toplumsal mücadeledeki değişen dinamiklerin bu sinemaya uyarlanmasının daima söz konusu olmasını gerektirir. Sürekli değişen toplumsal süreçlerin bir parçası olması nedeniyle bu sinema bu süreçlerle birlikte değişmek zorundadır; bu da tüm toplumu kapsayan bir tanımı imkânsız kılar, hatta bu tanım yapılmak istenmez. İkinci faydalı yönü, bu temel esnekliği takip eder: Üçüncü Sinema’yla ilgili olan yegâne sabit şey onun hem anaakım hem de auteur sinemaların anlamlandırma sistemlerinin dışında tutulan toplumsal açıdan geçerli olan söylemi konuşmak isteme teşebbüsüdür.” (3)
Haftaya: Türkiye’de Üçüncü Sinema
(1) Kızgın Fırınların Saati ve üçüncü Sinema, (http://feymag.com/Haberler/Detay/Sinema/Kizgin-firinlarin-saati-ve-ucuncu-Sinema)
(2) Üçüncü Sinema Üzerine, Tahsin Başkavak
(3) Üçüncü Sinema Meselesi: Notlar ve Düşünceler, Paul Willemen. Çeviri: Sinem Aydınlı, Damla Okay Yıldırım. (Sinecine 2015> 6 (1) Bahar)
Evrensel'i Takip Et