Yetmez ama evet yeniden
Fotoğraf: DHA
Yücel Hoca’nın 17 Ekim Pazar günkü ‘YAE atışması üzerine’ yazısından sonra bir grup, sosyal medya üzerinden Evrensel Gazetesi’ne saldırmak için bu yazıyı fırsat olarak değerlendirdi. Fakat, bu arkadaşların saldırısı Evrensel’i tanıyanlar için bir şey ifade etmez. Evrensel Gazetesi, referandum sırasında açıkça “hayır oyu” verilmesinin doğru olacağını yazdı. Yazarları elbette konunun bütün boyutlarını tartıştı. Yücel Hoca gibi “evet oyu” verilmesinin doğru olduğunu savunan da oldu. Yücel Sayman’ın “evet oyu”nu savunması yeni değil yani. “Boykot tutumunu” savunanların görüşleri de gazetede zaman zaman röportajlar ve haberler içinde yer aldı.
Evrensel Gazetesi’nin yazarları yandaş medya “yazarları” gibi emir ve talimatla yazmıyorlar. Herkes düşüncelerini özgürce yazıyor. Bazen birbirlerinden farklı düşünüyorlar ama çoğunlukla temel konularda hem fikir oluyorlar. Nedir bu temel konular: Emperyalizme-faşizme karşı olmak, insan haklarını, demokrasiyi, ezilenlerin, mağdurların hakkını savunmak, kadın hakları, ezilen ulusların ve halkların haklarını savunmak, kapitalizmin dünyayı mahvetmesine karşı çıkmak, özerk-demokratik üniversite vs. Bu yazdıklarım Evrensel’in manifestosu değil elbette. Benim gazetenin yazar ve muhabirlerinde gördüğüm yaklaşımlar. Elbette bunları yazdıklarından görüyoruz.
Çoğu sosyalizmi, sınıfsız bir toplumu da savunuyor. Biliyorum. Ama şimdiye kadar AKP’yi, MHP’yi savunan bir yazar ya da muhabir görmedim Evrensel Gazetesi’nde. Ben, yazılarımda sık sık “yetmez ama evet”çileri andım. Onları eleştirdim. Ama bu eleştirilerimi sadece “evet oyu” verdikleri için yapmadım. Onların yanlışları AKP’nin Türkiye’yi demokratikleştirmeye çalıştığına dair açık ya da dolaylı yaptıkları propaganda, kitleler içinde böyle bir algı çalışması yapması idi. Yani, Büyük Ortadoğu Projesi ya da Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi’nin propagandacılığını yapmalarını eleştirdik. Ilımlı İslam, demokrat İslam propagandası yaptılar.
Oysa, iyileştirme yapılıyormuş gibi yapıp AKP iktidarını güçlendiriyor ama demokratikleşme için ciddi adımlar atmıyordu. Bunu herkes görüyordu, ama AKP’ci liberaller görmek istemiyordu. AKP düşünce özgürlüğünü engelleyen bir yasada değişiklik yapıyorum ya da kaldırıyorum diyordu ama bu sefer başka bir yasanın başka bir maddesi ile aynı sözler suç sayılmaya devam ediliyordu. ABD-AB, liberaller, büyük patronları arkasına alarak ulusalcı asker ve sivil bürokratları geriletti AKP. Sonra, Fetullahçılarla birlikte ulusalcılardan boşalan yerlere kadrolarını yerleştirdi. Sonra, Kürt Sorunu’nu çözeceğim dedi, Kürtlerin mücadelesini yedeklemeye çalıştı. Bu meselede de samimi değildi. Bu görülüyordu. Barış Masası’nı devirerek büyük terör dönemini başlattı. Bu arada ortağı Fetullahçılarla ortaklığı bozuldu, onları tasfiye etmek için Ergenekoncularla iş tuttu. Haziran 2015 seçiminde Meclis’teki tek başına iktidar çoğunluğunu kaybedince Anayasayı açıktan çiğneyerek seçimi yeniledi. Hile ve hurdayla iktidarını sürdürdü. Tartışmalı bir darbe girişimi sonrası FETÖ’yü tasfiye ediyorum derken OHAL ilan ederek ülkeyi senelerce OHAL ile yönetti. Devrimci, sosyalist dergi, gazete, TV, radyoları kapattı. Devrimcileri, solcuları, sosyalistleri, Alevileri KHK’lerle devlet kurumlarından, üniversitelerden attı.
AKP’nin demokrat olduğunu, ılımlı İslamcı olduklarını vb. iddia eden veya düşünen liberaller, solcular Gezi, Barış Masası’nın devrilmesi, OHAL ile yapılan devrimci-sosyalist kıyımı sonrasında fark ettiler AKP’nin niteliğini. Ya da 2013’ten sonra artık “demokrat AKP” iddialarını savunamaz oldular. Yoksa, referandumda kullanılan oy, on sene süren bir aymazlığın içinde evredir sadece.
2010 Referandumu ile AKP-Fetullahçılar ittifakı, ulusalcıların yargıdaki vesayetine son veriyoruz diyerek, yargıyı AKP-Fetullahçılar ittifakına bağladılar. Yargıyı ele geçirmek için Referandum Paketi’nin içine elma şekeri de koydular. Geçici 15. maddeyi kaldırıyoruz, 12 Eylül darbecilerinden hesap soracağız dediler. Jüristokrasiye son vereceğiz dediler, yargıyı FETÖ’ye teslim ettiler.
Biz, Evrensel Gazetesi ve yazarları AKP iktidarının ilk gününden itibaren bıkmadan, usanmadan AKP’nin ve ortaklarının demokrat olmadığını, uyguladığı politikaların demokratikleşme ile ilgisi olmadığını, emperyalistlerin BOP politikalarını uygulamaya çalıştıklarını, gelmiş geçmiş en işbirlikçi, en işçi düşmanı hükümet olduğunu anlatmaya çalıştık. Tek tek bütün politikalarını ele alarak, demokratikleşme adı altında iktidarlarını nasıl güçlendirdiklerini, bütün muhalefeti ve iktidarlarına takoz olan rakiplerini etkisiz hale getirmeye çalıştıklarını göstermeye çalıştık.
Örneğin, HSYK ve AYM üyelerinin bir kısmının TBMM’den seçilmesinin tek başına yargıyı demokratikleştirmeyeceğini; hatta nitelikli çoğunluk ile yüksek yargıçların seçilmesinin yeterli olmayacağını, mesleğe alımlar, yargıç teminatı ve disiplin meseleleri vb.nin çözülmeden değişiklik olmayacağını söyledik. Ayrıca, Yücel Hoca’nın da son yazısında vurguladığı gibi bütün bu değişikliklerin aslında sistem içi düzenlemeler olduğunu, gerçek demokratik yargının halk tarafından seçilen ve geri çağırılabilinen yargıçlar, halk mahkemeleri halk jürileri vb. ile gerçekleşebileceğini de yazdık.
Sonuçta haklı çıktığımız için övünmüyoruz. Bunları Evrensel’e haksız ve mesnetsiz saldıranlar için yazıyoruz.
Referandum’da “evet oyu” verenlerin hepsini de elbette aynı kefeye koymuyoruz. Bunların bir kısmı emperyalizmin, BOP’un propagandacısı idi, bazıları AKP’nin demokrat olduğuna ve demokratikleşme adımları atacağına inanan saf demokratlardı, bunların daha safına “kullanışlı aptallar” adı verildi. Bazıları da bazı küçük değişiklerin dahi eskiye karşı savunulabileceğini düşünenlerdi.
İyiniyetli olanlar AKP’den demokrasi beklemenin yanlış olduğunu gördüklerini defalarca yazdılar, özeleştiri yaptılar. Emperyalizmin işbirlikçileri ise sessizliklerini hâlâ muhafaza ediyorlar. Bizim derdimiz emperyalizmin savunucuları iledir.
- Kartlar yeniden karılıyor 17 Aralık 2024 04:41
- Suriye'yi bekleyen 10 Aralık 2024 05:01
- Savaşa ve yoksulluğa karşı ittifak 03 Aralık 2024 06:40
- Kayyım 26 Kasım 2024 04:41
- Onların çocukları 19 Kasım 2024 04:42
- Etki ajanlığı 12 Kasım 2024 04:59
- Senaryo belli oldu 05 Kasım 2024 04:52
- Açılım senaryoları 29 Ekim 2024 04:48
- Haklar pazarlık konusu olmaz 22 Ekim 2024 04:13
- Erdoğan'ın dediklerinin meali 15 Ekim 2024 04:37
- Bilinen yalanlar 08 Ekim 2024 04:41
- Barış mücadelesi 01 Ekim 2024 04:48