Hakem yoksa şanssızlık var
Beşiktaşlı futbolcular | Fotoğraf: Salih Zeki Fazlıoğlu / AA
Beşiktaş’ın Sporting Lizbon karşısında aldığı farklı yenilgiden çıkarılması gereken onca ders varken Sergen Yalçın’ın yenilen golleri şanssızlığa bağlaması ve oyundan memnun olduğunu söylemesi ilginç. Ayrıca, Sergen Yalçın skorun oyunu yansıtmadığını ve aldatıcı olduğunu iddia etmekle kalmadı, oyuncularının arzulu, istekli mücadelesinden memnun olduğunu belirtti. Bu maçla ilgili olarak fazla yorum yapmaya gerek olmadığını eklemeyi de unutmadı.
Yenen golleri rakibin “şanslı” olmasıyla açıklayan Yalçın, kaçırılan goller için de “şanssızlık” yorumunu yaptı. Bir yerde oyunla ilgili olarak şans ve şanssızlık kavramından ne kadar çok söz ediliyorsa, orada oyun bilgisi o kadar az demektir…
Sergen Yalçın’ın yorumlarına, değerlendirmelerine katılmak mümkün değil. İki takımın oyunu arasında ciddi fark var. Bu farkı görememek ve sonucu şans(sızlık)la açıklamak, bilgi ve oyun pratiği donanımından yoksunluğun göstergesi olabilir ancak…
Yenen golleri yorumlarken “şanssızlık” diyerek işin içinden çıkılamaz. Futbol sonsuz ihtimal barındıran bir oyun. Bu nedenle oyunda olan biten hiçbir şey şans(sızlık)la açıklanamaz, çünkü her şey ihtimal dahilindedir. Bir takımın oyunu; savunma yaparken rakibin ihtimallerini azaltmak, atak yaparken de kendi ihtimallerini çoğaltmak üzerine kurgulanır. Bu ne kadar becerilirse, kazanmaya o kadar yakın olunur.
Söz gelimi, rakip oyuncu ceza alanı içinde yüzü kalenize dönük olarak topla buluşursa gol yeme ihtimaliniz artar. Bunun için temel savunma prensipleri, “gol hunisi” denen alan içinde rakip oyuncuların yüzleri kalenize dönük biçimde topla buluşmasına engel olmak üzere oluşturulmuştur.
Kornerden birbirine benzer yenen goller için “şanssızlık” yorumu yapmak yerine, korner atışı sonucunda doğabilecek gol pozisyonu ihtimallerini en aza indirmenin çalışmasını yapmak gerekir.
Bilginin önemsenmeyip geri planda kaldığı yerde yenen goller için hep şanssızlık denir ama atılan goller nedense şansla ilintilendirilmez. Atılan gollerin hepsini teknik ekip planlamıştır zira!..
İki takım arasındaki fark özellikle atak girişimlerinde çok net görülüyordu. Onlar birkaç seri paslaşmayla Beşiktaşlı oyuncuların pozisyonlarını bozup boş alan yaratmayı ve o boş alanda oyuncuları topla buluşturmayı bir sistem ve plan dahilinde gerçekleştirirken, Beşiktaş’ın tek pozisyona girme yöntemi savunmanın arasına ya da arkasına, özellikle de Batshuayi’ye atılan paslardı. Yani onlar ataklarını takımca organize biçimde geliştirdiler. Buna karşılık Beşiktaş ise birkaç oyuncusunun becerisiyle gol aradı hep.
Eğer Sergen Yalçın, “4-1çok adil bir skor değil” derken Sporting’in kaçırdığı golleri kastediyorsa o zaman haklı. Zira Sporting’li oyuncular iki kez kaleye çok yakın mesafeden (üstelik birisinde kale de boştu) topu direğe nişanladılar, bir kez de kaleci Ersin çizgi üzerinde son anda topun kaleye girmesini önledi.
Sergen Yalçın’ın, Sporting’in son bölümde yakaladığı pozisyonlar için “Oyun kopmuştu, onları kabul etmiyorum” demesi de başka bir garabet. Atılan, yenen her gol averaj açısından önem taşırken böyle bir dağılma ve oyun disiplininden kopuş kabul edilemez. Bu, aynı zamanda takımın saha içindeki gelişmelere göre zaman zaman Sergen Yalçın’ın kontrolünden çıkabildiğinin de itirafı sayılabilir. Bir teknik direktörün, oyunun bir kısmını kabul etmediğini söylemesine anlam vermek imkansız.
Oyuncularının gayretli, arzulu, istekli olmasından duyduğu memnuniyeti de dile getirdi Sergen Yalçın. Tabii bu da hiçbir anlam taşımayan içi boş bir söylem. Oyuncuların gayretsiz, arzusuz, isteksiz olacağı düşünülebilir mi? Üstelik de Şampiyonlar Ligi gibi dünyada futbolun en üst seviyede oynandığı ve neredeyse bütün gezegenin odaklandığı bir organizasyonda mücadele ederken. Kendisini yeterince iyi ve hazır hissetmeyen bir oyuncu zaten sahaya çıkmaz…
Avrupa maçlarında hakem hakkında atıp tutma imkanı olmadığı için başka konular hakkında konuşma zorunluluğu ortaya çıkıyor. Sonuçta böyle manasız ve içeriği bomboş açıklamalar duyuyoruz. Ülke futbolunun tüm unsurları (yöneticiler, teknik direktörler, oyuncular, yorumcular, medya) oyunu ağırlıklı olarak hakemlerle açıklamayı içselleştirmiş bir kültürü temsil ediyor. Haliyle, sıra oyunun teknik kısmıyla ilgili değerlendirmelere geldiğinde çuvallamak kaçınılmaz oluyor...
- Yapı 12 Aralık 2024 04:32
- Herkesi kendi gibi sananlar 05 Aralık 2024 04:28
- Bize oyunu anlatın 28 Kasım 2024 06:10
- Tutuculuğun bedeli 21 Kasım 2024 04:37
- Buyrun cinnet ortamına... 14 Kasım 2024 04:14
- Komplodan komediye 07 Kasım 2024 04:12
- Seviyesiz saha dışı, kalitesiz saha içi 31 Ekim 2024 04:34
- Mourinho öğretiyor 24 Ekim 2024 03:33
- Milli takım kazandı çünkü... 17 Ekim 2024 04:04
- Hapishaneden milli takıma 10 Ekim 2024 04:45
- Ne kadar rezil olursak... 03 Ekim 2024 04:28
- Oyunu geriden kurma saplantısı 26 Eylül 2024 03:26