İçme suyu ve mikroplastikler
Görsel: Oregon State University/Flickr (CC BY-SA 2.0)
Plastikler uzun yıllardır günlük hayatımızın da tam merkezinde. Plastik kirliliği ve plastiklerin daha küçük parçalanma ürünleri olan mikroplastikler başımızın belası. Sofra tuzunda, okyanuslarda, dağların zirvelerinde, dünyanın en ıssız, insansız bölgelerinde dahi mikroplastiklere rastlanıyor. Mikroplastiklerin özellikle su ekosistemleri üzerindeki olumsuz etkileri yeni yeni ortaya çıkmakta ve araştırılmakta. Türkiye’nin plastik atığı ithal eden bir ülke olduğu da göz önünde bulundurulursa, önümüzdeki dönemlerde plastik kirliliği sorununun ulaşabileceği boyutlar daha rahat anlaşılabilir.
Mikroplastiklerin salınımı, tespiti ve ortadan kaldırılması üzerine günümüzde pek çok çalışma yapılmakta. Evlerimizde yiyeceklerin depolanması ve hazırlanmasında sıklıkla kullandığımız plastiklerin yüksek miktarlarda mikroplastik salınımına neden olduğu bilinmekte idi. Ancak bugüne kadar bu sonuçları ortaya çıkaran deneyler, laboratuvarlarda kullanılan ve iyonlarından, safsızlıklarından arındırılmış (Filtrelenme, ters ozmoz vb. aşamalardan geçerek arındırılmış) saf su ile yapılmakta idi. Geçtiğimiz hafta yayımlanan yeni bir çalışma, saf su yerine içme suyu kullanıldığında mikroplastiklerin oluşum durumlarını araştırdı1. Araştırmacılar Dünya Sağlık Örgütünün standartlarını kullanarak sentetik bir içme suyu hazırladılar. Bu sentetik içme suyu içilebilir çeşme suyunu bileşim bakımından taklit edecek şekilde oluşturuldu. Yani sentetik içme suyuna çeşme suyunda bulunan iyon, element ve minerallerin aynısı eklendi.
40 ila 100 derece sıcaklıktaki sentetik su ve çeşme suyu, plastiklere eklenerek mikroplastiklerin oluşumu takip edildi. Her iki su örneğinde mevcut bulunan bakır iyonları nedeniyle, bakır oksitten oluşan bir filmin plastikler üzerinde zamanla oluştuğu gözlendi. Bu filmin, plastik yüzey üzerini kaplayarak mikroplastiklerin salınımını düşürdüğü ortaya çıkarıldı. Su ısıtıcılarında/çaycılarda kullanılan polipropilen tabanlı plastik ürünleri ve çeşme suyunu kaynatıp kullanarak yapılan daha uzun süreli çalışmalar, bakır oksit filmin su ısıtıcıları üzerinde benzer şekilde oluştuğunu ve mikroplastiklerin salınımında yüzde 99.8 oranında azalma olduğunu gösterdi. Sentetik suda bakır iyon miktarları arttıkça daha yoğun filmlerin oluştuğu da gösterildi.
Çalışma, gerçek dünyayı taklit edecek deneysel test sistemlerinin oluşturulmasının ne kadar elzem olduğunun altını bir kez daha çizmiş oldu ve çeşme suyu (İrlanda, Dublin şehrinin çeşme suyu) kullanılan plastik su ısıtıcılarında oluşan bakır oksit filmlerin mikroplastik salınımını düşürdüğünü gösterdi. Bunun yanı sıra, mikroplastik salınımını ve kirliliğini azaltmak için doğadan ilham alarak bakır oksit ve ondan daha zararsız benzer kaplamaların yapılabileceği fikrini ortaya koyması bakımından da oldukça önemli.
- Deprem ve salgın hastalıklar 12 Şubat 2023 04:55
- Modern tarım uygulamaları ve yabani otların evrimi 11 Aralık 2022 01:40
- Evcil retroviral elemanlar retrovirüslere karşı 06 Kasım 2022 04:58
- Proto-hücrelerden sentetik amipsi hücrelere 25 Eylül 2022 04:20
- İnsanlığın sivrisinek ile dansı 04 Eylül 2022 03:23
- Hapşıran süngerler 14 Ağustos 2022 02:08
- Tüp bebek başarısızlığının arkasında yatan sebep, erken dönem DNA çoğalması hataları olabilir mi? 24 Temmuz 2022 04:08
- Yer değiştiren genetik elemanlar ve ahtapotun bilişsel yeteneklerinin evrimi 10 Temmuz 2022 03:58
- Evrimsel ilişkiler kara ölümün kaynağının Orta Asya olduğunu ortaya çıkardı 19 Haziran 2022 04:49
- HIV ilacı ile orta yaş hafıza kayıpları engellenebilecek mi? 29 Mayıs 2022 04:15
- Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları ve mikrobiyom 08 Mayıs 2022 01:18
- Antik enzimlerin yeni çağı 24 Nisan 2022 00:07