23 Ekim 2021 23:12

Üç dünya ve Üçüncü Sinema (3)

Fotoğraf: Gecelerin Ötesi filminden bir sahne

PAZAR
Paylaş

Geçtiğimiz iki hafta 3. Sinema’nın başlangıç yıllarından günümüze yolculuğunu yazdık. Ek bilgilerle serüvenini anlatmayı tamamlayıp, Türkiye’de 3. Sinema konusuna geçelim.

1954’te Fransızlara karşı Vietnamlıların zaferi, 1959’daki Küba Devrimi ve 1962’de Cezayir’in bağımsızlığından hemen sonra Üçüncü Sinema ideolojisi ortaya çıkmıştır. “Üçüncü Sinema” kavramının orta çıkması 1960’ların sonunda ortaya çıkan manifestolarla, yazılarla olmuştur. Garcia Espinoza, Fernando Solanas, Octavio Getino gibi yönetmenler “Üçüncü Sinema” tanımının oluşmasındaki başlıca temsilcilerdi. 3. Sinema’nın ne olduğu, neleri gerektirdiği ve hangi filmlerin 3. Sinema kapsamında ele alınması gerektiği başlangıcından itibaren hep tartışıldı.

Glauber Rocha’nın “Açlığın Estetiği” (1969), Solanas ve Getino’nun “Üçüncü Sinema’ya Doğru” (1969) ve Julio Garcia Espinosa’nın “Mükemmel Olmayan Bir Sinema İçin” (1969) gibi manifestolar sinema anlayışında, anlatımında bir dönüşüm çağrısıdır. Farklı uluslardan, kültürlerden, sinemalardan olsa da manifestoların itirazı, kaygısı, önermesi ortaktır.

Manifestolarla oluşan bu sinema, ’60’ların diğer sinema hareketlerine göre politik açıdan çok daha solda, alternatif, bağımsız ve antiemperyalist bir sinemadır. Üçüncü Sinema genellikle ekonomik ve sosyal statü olarak toplumun alt kesimlerinin öykülerini beyaz perdeye aktarmaktadır.

Solanas ve Getino’nun militan sinema tanımına bağlı kalan Mike Wayne’ e göre 3. Sinema toplumsal ve kültürel özgürleştirmenin sinemasıdır. Emperyalizmin bir kolu olarak gelişen Hollywood’un, kapitalizmin propagandasını yapan filmleri, mücadelenin entelektüel alanda da yürütülmesi gerektiğini düşünen devrimcileri düzen sınırlarını aşan filmler yapmak üzere bir araya getirmiştir.

SOLANAS’DAN YILMAZ GÜNEY’E

“Arjantinli Yönetmen Fernando Solanas, sadece ülkesinin değil, tüm Latin Amerika’nın yüzlerce yıllık ezilmişlik tarihinin sinemadaki haykırışı olmuştur. Askeri diktatörlüğün ülke yönetimini ele geçirmesiyle, o çok sevdiği vatanından ayrılmak zorunda kalırken bile, “Ülkemden kopmuyorum ben, asla sessiz kalmayacağım” demiştir. Sinemadaki idolü, Luis Bunuel’di.

Solanas, diktatörlük sonrası ülkesine dönme şansı elde etse de yolculuğunun yeni bir dönemin başlangıcı olan filmini Fransa’da gerçekleştirir. Buraya ilk geldiğinde ona kucak açan yapımcı Patrick Lemarie’ye ve aynı yerde tanışıp arkadaş olduğu kendisi gibi sürgün Yılmaz Güney’e adadığı Tangolar’da Paris’e sığınmış bir grup Arjantinli sanatçı, tangonun efsanevi yıldızı Carlos Gardel’e ithafen bir gösteri hazırlamaya çalışır. Bir yandan gösterinin provalarını izlerken bir yandan da bu insanların geçicilik üzerine kurulu hayatlarına, ülkeleriyle bağlarını koruma çabasına, yabanda, sevdiklerinden uzak olmanın acısına ve diri tutmaya çalıştıkları umuda tanıklık ederiz. Sonrasında Latin Amerika sinemasının başyapıtlarından birine imza atar, Güney, “kendi yurdunda sürgün” olanlara, ülkede kalıp hayatları kökten değişen, yıllarını hapiste geçiren muhaliflere odaklanır.” (*)

Solanas’ın “Tangolar / Tangos, El exilio de Gardel” filmi, jeneriğindeki Yılmaz Güney’e ithaf yazısı yüzünden 1986’da Sinema Günleri’nde sansür kurulu tarafından yasaklanmıştı.

Solanas ve Getino’nun manifestoda tanımlamaya çalıştığı Üçüncü Sinema, sömürgeciliğe karşı mücadelede bir rol oynayacak, halkı aydınlatmakla kalmayıp harekete geçirecek devrimci sinemayı ifade etmektedir.

Teshome Gabriel’e göre de “Üçüncü Sinema coğrafyayla tanımlanan bir sinema değildir; bu öncelikle kendi sosyalist bakış açısıyla tanımlanan bir sinemadır.” Üçüncü Sinema, toplumsal ve kültürel özgürleşmeyi savunan bir sinemadır ve bu özgürleşmelerin sadece devlet politikasıyla başarılamayacağına vurgu yapar. Bahsedilen türdeki özgürleşmeler çok daha radikal bir dönüşümü gerektirmektedir. Sinema bu duruma, bir katkıda bulunma amacındaysa, bu sadece filmler aracılığıyla değil; yapım ve algılamada da bu dönüşümün etkinliği duyumsanmalıdır.

TÜRKİYE VE ÜÇÜNCÜ SİNEMA

Giderek birçok ülkede etkisini göstermeye başlayan Üçüncü Sinema hareketi, özellikle 1968’den itibaren Türkiye’de de etkisini göstermeye başlamıştır.

Türkiye’de Üçüncü Sinema 1960’ların ilk aylarına kadar gitmektedir. 1960-65 yılları arasında çekilen çok sayıdaki toplumsal gerçekçi filmde Üçüncü Sinema’nın izlerini görürüz.

Metin Erksan’ın “Gecelerin Ötesi’’ adlı filmi Demokrat Parti iktidarının henüz devrilmediği bir dönemde Menderes hükümetini ve onun programını eleştiren cesur bir eser olmuştur.

Toplumsal gerçekçi filmlerin ilk örneği, Metin Erksan’ın yönettiği Gecelerin Ötesi (1960), yaşanan toplumsal/bireysel dönüşümü yalın gerçekçi bir dille anlatan önemli bir filmdi. Filmde ideallerini gerçekleştirebilmek için ‘çete’leşen altı gencin öyküsü anlatılır. Farklı düşleri olan bu insanlar, ‘Kısa yoldan köşeyi dönme’ tohumlarının atıldığı, her mahallede bir milyoner yaratma söylemlerinin insanları etkilemeye başladığı günlerde, kendilerine mutluluk getireceğine inandıkları, ideallerini gerçekleştirmek için sahip olmaları gerektiğini düşündükleri parayı ‘çete’ kurup soygunlar yaparak elde etmeye çalışırlar.

Üçüncü Sinema’nın izlerini de gördüğümüz, “Yılanların Öcü”, “Otobüs Yolcuları”, “Şehirdeki Yabancı”, “Susuz Yaz”, “Kızgın Delikanlı, “Karanlıkta Uyananlar”, “Hızlı Yaşayanlar” ve “Bitmeyen Yol” filmlerini ’60’ların ilk yarısında yapılan toplumsal gerçekçi filmlerin önemli örnekleri olarak sıralayabiliriz.

(*) Yönetmen PortreleriFernando E. Solanas: Sürgünler, Güneyliler, Lanetliler Necati, Sönmez; (altyazi.net)

Haftaya; Genç Sinema Hareketi ve sonrasıyla sürdüreceğiz yazımızı

Üçüncü Sinema üzerine yazarken yararlandığım kaynaklar:

Politik Film: Üçüncü Sinema’nın Diyalektiği- Mike Wayne. Yordam Kitap, İstanbul: 2011, Çeviren: Ertan Yılmaz

Mert Kaplan; Üçüncü Sinemada Devrimci Kimliğin Sunumu: Türk sinemasından Örnekler

Gökhan Bak; Üçüncü Sinema ve Türkiye’deki Örneklerinden “Press” Filminin İncelenmesi

Mehmet Ali Sevimli; Üçüncü Sinema’ya Erden Kıral Filmleri Üzerinden Bir Bakış. Konya Sanat Dergisi, 2019; Sayı 2: 15-32 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa