Cumhuriyetin 98. yaşında öğrenciler okulda aç mı kalıyor?

Fotoğraf: Ramis Sağlam/Evrensel

1970’ler, okul yıllarımı hatırlıyorum. Okul kademelerine göre 7-8’den 3’e 5’e kadar okulda olurduk. Bez çantamızda, evde örülmüş okul heybemizde çökelek ve bir parça ekmekle okula gidilip gelinirdi. Sulu yemeği okula götürmek, tabak kaşık bulundurma şansı yoktu, bunu temiz tutma şansı da yoktu. Tam da beslenme gelişme çağında okullarda 7-8 saat aç, hatta bir kısım kurak bölge çocuğu susuz kalırdı, eksik beslenirdi. Yatılı okullar daha şanslı sayılırdı. Sıcak öğle yemekleri olurdu.

Bugün 29 Ekim 1921’de ilan edilen cumhuriyetin 98. yaşını kutluyoruz. Cumhuriyet Akdeniz rejimi sayılır, MÖ 15. yüzyıla geri giden bir tarihte Likya’da demokratik federasyon kurulmuştur. Isparta köleciliğe karşı halk ayaklanması gerçekleştirmiştir, köleci olmayan demokratik yönetim oluşturmuştur. Antik Grek ve Roma’da da günümüzde de cumhuriyet ve demokrasiler her zaman saltanat ve monarşilerden çok daha insana yaraşır ve insancıl rejimler olmuştur.

Cumhuriyetin 98. yaşı. Cumhuriyete yönelik, özellikle de demokratik oluşumlara ve temel insan haklarına yönelik Türkiye ve Ortadoğu’da, en son örneği Afganistan’da ortaya çıktığı üzere hem teokratik hem de monarşik arayış ve tehditler, en başta da dinci ideolojilerce sürüyor. Asya ülkelerinde dinci tehdit dışında “otoriterlik/reislik”, çeşitli oligarklar, buna yönelik kırılganlıklar veya rejimler de bulunuyor.

Anadolu tarihinin, son 2 bin yılda siyasal en büyük siyasal devrimi cumhuriyetin ilanı, dahası parlamenter sisteme geçiş sayılır. Demokrasi arayışları sayılır.

Cumhuriyet, hele de demokratik cumhuriyetlerin yaşaması en çok da okula, eğitime bağlı. Bu alışkanlıklar, bir yandan temel hak ve özgürlüklere saygı, aklın bilimin esas alınması, diğer yandan otoriter-totaliter eğilimlere karşı mücadele azmi buralarda sağlanacak, çocukların zihni ve vicdanı okullarda özgürleşecek.

Bugün müfredata, okul içi demokratik kültürün oluşturulup oluşturulamadığına girmeden daha başa dönüp en temelde okullarda sağlıklı bir şekilde biyolojik olgunlaşmayı sağlayabiliyor muyuz, bedeni sağlıklı tutabiliyor muyuz, oraya döneceğim. Kovide karşı okulların durumunu da, bunun beden ve kafa sağlığına etkisini de bir yana bırakıp doğrudan öğrencilerin okulda açlık, susuzluk durumuna değinmeye çalışacağım.

18 MİLYON ÖĞRENCİDEN 14 MİLYONU AÇ MI KALIYOR?

Çok yakıcı sorunların bir kısmı, yıllara varan günlük alışkanlıklar ve kanıksanmışlık içinde farkına bile varılmadan kalıyor. Bunlardan biri de okullarda açlık ve susuzluk sorunu, okullarda sağlıklı beslenme ve su bulma sorunudur.

Tam gün okullarda yemekhane var mı? Sadece özellerde mi yemekhane bulunuyor?

Devlette (resmi okullarda) pansiyonlu, yatılı okullar dışında çocuklara öğle yemeği verilmediği; o halde, özel ve açık okulları çıkarsak, 300 bin kadar pansiyonlu, 722 bin kadar da taşımalı öğrenciyi de çıkarsak, geriye kalan 14 milyon öğrenci sağlıklı beslenme imkanlarından uzak kalmaktadır.

Maalesef, ilkokul haftalık ders saatinin 30, ortaokulun 35, liselerin 40, mesleki teknik okulların 43 olduğu dikkate alınırsa, öğrencilerin yüzde 70’inden fazlası, okula gidip dönüş süresini de dikkate alırsak, 7-11 saat kısmen veya tümden aç susuz kalıyor demektir.

1.5 MİLYON MESLEKİ TEKNİK ÖĞRENCİ ON SAAT AÇ MI KALIYOR?

Mesleki teknik okulda çalışan duyarlı öğretmenler acı bir yakınma içindeler: “Çocuklar, 10 saat aç kalıyor,  açlıktan bayılma noktasına gelen öğrenciler var.”

2020-2021 MEB istatistiklerine göre; mesleki ve teknik ortaöğretimde toplam kayıtlı 1 milyon 731 bin 556 öğrenci bulunmakta, bunların 127 bin 280’i özelde ve 105 bin 969’u mesleki açıköğretim lisesinde okumaktadır. Resmi (devlet) mesleki teknik liselerinde 1 milyon 498 bin 307 öğrenci okula gidiyor.

Mesleki teknik okulların haftalık ders çizelgesine bakılırsa, haftada 43 saat ders gözüküyor. Günlük en az 8, bazı günler 10 saat ders görüyor.

Bu 1.5 milyon mesleki teknik okul öğrencisi sağlıklı beslenme imkanına sahip değil, 3-5 liraya simit ayran, 5-10 liraya tek parça lahmacun ayran ile günü geçirmek zorunda kalıyor. Bunlardan bir kısmının bu harçlığı da yok, tüm günü belki bir dilim ekmekle geçiriyor, onu da utandığından okula getiremiyor, tümden aç kalıyor.

DÜZGÜN SİYASET NEDİR?

Monarşi, padişahlık, reislik hepsi bir yana öğrencinin aç kaldığı, sağlıklı beslenemediği bir okul olur mu? Demokratik rejimlerde çocuklar aç kalırken bazıları saltanat sürebilir mi?

En düzgün siyaset çocuklarını, okullarını aç bitap bırakmayacak siyaset değil mi?

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Palavra çöktü

Palavra çöktü

Merkez Bankası, 2025 yıl sonu enflasyon tahminini, daha yılın ilk sunumunda yüzde 21'den yüzde 24'e yükseltti. Enflasyonu düşürme bahanesiyle 20 aydır ücret ve maaşlara saldıran ekonomi yönetiminin hiçbir öngörüsü gerçekleşmedi. Enflasyonun temel sebebinin iç talep ve ‘ücret artışları’ olduğu palavrası tamamen çöktü.

2025’te asgari ücrete yüzde 30 zam

Memur ve emeklilere yüzde 11.54 zam

İşçi emeklilerine yüzde 15.75 zam

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et