Meta, şirketler ve Internet’in geleceği
Facebook - Meta | Fotoğraf: Hakan Nural/AA
Facebook, perşembe akşamı ana şirketinin adını inşa etmek istediği “metaverse”e atıfla “Meta” olarak değiştireceğini açıkladı. “meta-” Yunancada ileri ya da aşkın gibi anlamlarda kullanılan bir ön ek. Güncel kullanımda ise çoğunlukla önüne geldiği ifadenin kendi için yeniden kullanımını tarif ediyor. Bu anlaşılırlığı düşük tanımı bir örnekle daha anlaşılır kılabiliriz: metaveri, yani veri hakkında veri. Metaverse’e dönecek olursak, benzer şekilde o da evrenlerin evreni olarak kabaca özetlenebilir. Burada mevzubahis evrenlerin her biri bugün Internet’te irili ufaklı örneklerini görebildiğimiz oyun, iş, sosyalleşme vb. için kullanılan birbirinden bağımsız sanal sistemler.
Metaverse kelimesi ilk kez Neal Stephenson’ın 1992 tarihli “Snow Crash” adlı kitabında sanal gerçeklik ile birlikte Internet’in evrileceği yeni hali tarif etmek için kullanılıyor. Snow Crash’in dünyası şirketler tarafından yönetilen bir dünya ve “daha özgür” bir alan olarak metaverse o dünyadan bir kaçış. Detaylara takılmaz da öze bakarsak Stephenson’ın gerçekliği çok da ıskalamadığını iddia edebilecek kadar çok benzerlik bulmak mümkün günümüzle.
Facebook’un Meta’sı, birbirinden bağımsız çeşitli sistemleri bir sanal gerçeklik ortamının içinde birleştiren “hepsine hükmedecek tek evren”in ya da tek olamazsa bile en popülerinin Facebook’a ait sistem olması için yapılmış bir hamle ve günümüz Internet’i için de bir dönüşüm planı. Internet’in geleceğine dair bu tip planlar konusunda Facebook yalnız değil. Gerek büyük şirketlerin gerekse de devletlerin Internet’i kendi çıkarlarına daha uygun kılmak için çeşitli plan ve projeleri var zaten. Soru bu plan ve projelerin kimin çıkarına olduğu. Tüm insanlığın mı yoksa bir avuç şirket ve devletin mi?
Facebook’un ya da her nevi teknoloji devinin niyetini daha rahat görmek için yakın zamanda açıklanan Facebook ve Google’a dair dosyalardan bazı satırbaşlarına bakmak yeterli:
- Zararlı içerikler hakkında Zuckerberg’in “Yüzde 94’ünü kaldırıyoruz” iddiasının aksine kaldırılan zararlı içerik oranı yüzde 5’i bulmuyor.
- Facebook Suudi Arabistan ve Mısır gibi bazı ülkelerde kendi platformu aracılığıyla “kadın ticareti” yapıldığından haberdardı. Apple’ın kendilerini platformdan çıkarmakla tehdit etmesinin ardından bazı tedbirler aldı ancak bu insan hakları ihlali daha düşük seviyelerde olsa da bitirilmiş değil.
- Facebook, Google ile garantili reklam ihaleleri, daha uzun teklif verme süresi ve kullanıcıların verileri karşılığında Google’ın reklam sisteminde kalmakta anlaştı. “Jedi Blue” olarak anılan bu yasadışı anlaşmanın ortaya çıkması halinde Facebook ve Google’ın birbirlerini nasıl koruyacaklarına dair bir kısmı bile mevcuttu.
- Google, reklam takası sistemi ile ilgili gizli kalması gereken bilgileri ihtiyacına uygun bir şekilde düzenli olarak sızdırdı.
- AMP, Google’ın reklam takası sisteminden kaçınılmasını engellemek içindi ve AMP performansı Google’ın sisteminin rakibi “header bidding”i kullananlarda kasti olarak düşürülüyordu.
- Reklam takası sistemleri hileliydi ve Google’ın en yüksek teklifi vermediği durumlarda dahi kazanabilmesini sağlıyordu.
- Kullanıcılar Chrome’da oturum açmak ve bu yolla verilerinin reklam amaçlı pazarlanması için herhangi bir Google servisine oturum açtığınızda Chrome oturumunun da otomatik olarak açılması gibi çeşitli yöntemlerle aldatıldı.
Teknoloji devlerinin suçlarının listesinin bu küçük kısmı dahi Internet’in geleceğini neden şirketlere emanet etmemek gerektiği sorusunu fazlasıyla yanıtlıyor. Öte yanda ise yine kendi çıkarı için Internet’e hükmetmeye çalışan devletler duruyor. Kullanıcılarının tüm insanlığın çıkarına bir Internet’i savunacak güçlü bir “üçüncü hattı” oluşturamadığı durumda bu iki yönden gelen sıkıştırma Internet’in geleceğini tayin edecek.
- Çocukları çevrimiçi tehlikelerden kim koruyacak? 14 Aralık 2024 04:24
- Sosyal medyaya yaş sınırlaması çocukları koruyabilir mi? 30 Kasım 2024 04:50
- Medyanın arama tekeli ile imtihanı 23 Kasım 2024 05:01
- Teknoloji patronları ABD seçiminin galiplerinden 09 Kasım 2024 04:32
- Platformlar ve yayıncılar çevrim içi radikalleşmenin neresinde? 19 Ekim 2024 06:56
- Hamam böceği yuvası mutfakta değil 10 Ekim 2024 04:55
- ‘Yerli ve milli’lik siber güvenliğin neresinde? 21 Eylül 2024 06:01
- Sızan/sızmayan veri ve sonrası 14 Eylül 2024 04:54
- Modern İskenderiye Kütüphanesi yanarken 07 Eylül 2024 04:43
- Genç oyun geliştiricilere vadedilen kabus 24 Ağustos 2024 05:58
- Oyunları kim, neden hedefe koyar? 17 Ağustos 2024 05:04
- Sansür, ebeveynler ve oyunlar 10 Ağustos 2024 06:30