01 Kasım 2021 00:41

Erdoğan, Kavala davasının hangi bakımdan muhatabı?

Osman Kavala duruşmada savunma yaptı. | Mahkeme çizimi: Murat Başol

Paylaş

‘Tek adam’ iradesine dayalı sistemin sonuçlarını Türkiye, pek çok bakımdan ağır bir biçimde yaşıyor. Bu rejimi meşrulaştırmaya çalışan bürokratlar ve iktidar medyası büyük maddi imkanlarla desteklenen bu tatlı hayatı bir daha bulamayacakları için, son ona kadar konumlarını korumanın savaşını veriyorlar.

Bu rejimin yarattığı tahribat, ekonomi, iç ve dış politika ile kültürel alandan gündelik hayata kadar uzanan alanda her gün yaşanıyor.

Bunların içinde bir de, Gabriel García Marquez’in ünlü romanı Kırmızı Pazartesi’de olduğu gibi, herkesin önceden bildiği bir cinayet olarak yaşananlar var. Osman Kavala davası tam böyle bir örnek.

Son olarak büyükelçilerin Kavala açıklamalarına Erdoğan’ın gösterdiği tepki ile yaşanan krizin, çeşitli taktik ve diplomatik hamlelerle yatışmış olması bu dava üzerindeki negatif enerjiyi ortadan kaldırmıyor.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın, 30 Ekim günü Halk TV’de konuk olduğu ‘Liderler Özel Söyleşisi’ programında dile getirdikleri bu açıdan önemliydi: “Sayın Erdoğan’ın Soros’la en az 2-3 defa yüz yüze görüşmüşlüğü var. Bir tanesinde ben de vardım hatırladığım kadarıyla. ‘Türkiye’ye yatırım yapın’ türü görüşmeler bunlar. O gün öyle, bugün böyle. Sayın Erdoğan’ın tutumunda bir tutarlılık aramayın.”

Tahliye olan ve yeniden tutuklanan, 4 yıldır da tutuklu bulunan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala içine konulduğu torba davanın 8 Ekim 2021 günü gerçekleşen duruşmasında, “Cumhurbaşkanının beraatimle ilgili kararı eleştirmesinden birkaç saat sonra yeniden gözaltına alındım ve 1 gün sonra daha önce tahliye edilmiş olduğum, darbe girişimini desteklediğim suçlamasıyla, gene savcı tarafından sorgulanmadan tutuklandım” dedi ve ekledi: “İddianamede daha vahim olan iddia, protestoların, benim tarafımdan aktarıldığı iddia edilen fonlara ya da maddi imkanlara bağlanmasıdır. MASAK raporunda, benim Gezi ile ilgi herhangi bir fon aktarımım olmadığı ortaya çıktı.”Kavala, 24 Haziran 2019 tarihinde görülen duruşmada da, “İddianamede yer alan tüm mali bilgilerden ve MASAK raporundan da anlaşılacağı gibi benim aracılığım ile Gezi olaylarına aktarılmış olan herhangi bir maddi kaynak mevcut değildir” demişti.

Bir dönem Erdoğan’a en yakın isimlerden biri olan Babacan, Erdoğan’ın defalarca dile getirdiği ve iddianameden kanıtlanmadığı halde hukuksal bir delil gibi sunulan Soros-Kavala bağlantısı iddiasına karşı, Erdoğan ile Soros görüşmelerini gündeme getiriyor ve ekliyor: “Osman Kavala ile ilgili konu gerçekten bir hukuk garabeti. Dosyalarda delile dayanan bir suç unsuru yok. Zaten bunu hem kendi Anayasa Mahkememiz hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de tespit etmiş durumda. Burada bir şahsi inatlaşma var.”

Erdoğan’ın bu konuda yaptığı son açıklama da, Babacan’ın ‘şahsi’leşme saptamasını destekleyen cinsten. Erdoğan 27 Ekim günü Azerbaycan seyahati dönüşünde uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlarken Kavala hakkında şöyle dedi: “AİHM’in kararını da Konseyinkini de dinleriz; dinledikten sonra da biz üzerimize düşeni yaparız. Gereği neyse bunu yapacağız. Cumhurbaşkanı olarak bu makamda bulunduğum sürece üzerime düşen görevi dört dörtlük yaparım.”

Bazı basın organlarında bu açıklama iyimser yorumlarla da verildi. Ama daha önemli bir nokta gözden kaçırılarak. Bu dava, Türkiye yargısının davası mıdır, yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davası mı? ‘Üzerime düşeni dört dörtlük yaparım’ cümlesi hangi hukuki muhataplık bağlamından kaynaklanıyor?

Bu sözler, Kavala’nın bugüne kadar Erdoğan beraatine onay vermediği için tutuklu olduğunun bir ifadesi değilse nedir?

Bir delil ortaya konulmadan 4 yıldır tutuklu olan Kavala’nın muhtemelen artık, uluslararası hukuk bağlamında deniz çoktan bitmiş olduğu için tahliyesine tanık olabiliriz.

Ama bu ne anlama gelecek? Herhalde ‘Adalet geç de olsa yerini buldu’ gibi saf ve aptalca bir manası olmayacak.

‘İç düşman’ ve ‘dış düşman’ sarmalı arasında siyasal alanı mayınlayarak güç tahkim etme stratejisinin, kendisine malzeme yaptığı bir kozun daha kullanım ömrünü doldurduğu için devreden çıkarılmasına razı olunması diye okumak çok daha doğru olur. Daha önce AKP iktidarı döneminde başkalarına da yapıldığı gibi.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa