06 Kasım 2021 00:50

Asgari ücret mücadelesinin emekçiler lehine çözümünün şartı nedir?

DİSK'in vergi açıklaması

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Asgari Ücret Tespit Komisyonunun toplanarak asgari ücreti belirlemek için on yıllardır oynadığı oyunu bir kez daha sahneye koymak üzere “çalışmalara” başlamasına sadece 25 gün kaldı.

Metal iş kolunda süren TİS’te sözleşme masasında işçileri temsilen oturun üç sendikadan biri olan Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi işçiler, "Geçinmek istiyoruz” talebiyle fabrikalarda başlattıkları eylemleri sürdürürken asgari ücretle ilgili taleplere de özel vurgu yapıyorlar.

  • "Asgari ücret sonrası ilk vergi dilimine uygulanan tarife oranı yüzde 10’a indirilsin",
  • "En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine yükseltilsin”

diyen Birleşik Metal-İş üyesi işçiler, “Vergiye esas gelir dilimleri milli gelire göre artırılsın”, “Elektrik, su, doğal gaz ve internet faturaları vergi ve kesintiden muaf tutulsun. Tüm gıda ürünlerinde KDV sıfırlansın” gibi talepleri de öne çıkararak, emeği ile geçinen tüm emekçi sınıfların yaşamlarını kolaylaştırmak amaçlı taleplerle, asgari ücret mücadelesi arasında bağlantı kuruyorlar.

DİSK’Lİ İŞÇİLER: MÜCADELE ETMEDEN HAKLARIMIZI ALMAK MÜMKÜN DEĞİL!

DİSK ve bağlı sendikalar da “Gelirde adalet, vergide adalet geçinmek istiyoruz” kampanyası etrafında sokaklara çıkmaya başlayan asgari ücret ve asgari ücretle ilgili taleplere özel bir vurgu yapıyorlar.

Gıda-İş, Cam Keramik-İş ve İletişim-İş sendikaları üyesi oldukları DİSK’in, “Gelirde adalet, vergide adalet geçinmek istiyoruz” kampanyası kapsamında Esenyurt-Kıraç’ta, sabahın erken saatlerinde işçi duraklarında bildiri dağıtarak işçilere, emekçilere örgütlenme çağrısı yaparken gazetemize konuşuyorlar. “Herkes öfkeli, A’dan Z’ye gelen zamları göz önüne alırsak, asgari ücrete 1000 lira zam yapsalar bile kurtarmaz” diyerek yaşamlarının her gün ağırlaşmasından yakınırken, işe giden işçilere seslenirken, mücadelede kendilerinin sorumluluğuna da dikkat çekiyor; “Mücadele etmeden haklarımızı almak mümkün değil” diyorlar.

Evet gerek işçi sınıfının uluslararası mücadele tarihi gerekse Türkiye işçi sınıfının yakın tarihi açıkça göstermektedir ki, işçiler talepleri etrafında birleşip mücadeleye girmedikçe, taleplerini elde edememektedir.

ASGARİ ÜCRET MÜCADELESİNDE BUGÜN FARKLI OLAN NE?

“Asgari ücretin, işçilerin insanca yaşayacağı bir düzeye yükseltilmesi” talebi için mücadelede bu yıl geçmiş yıllara göre iki önemli farklılık var.

Bunlardan birincisi; ücretlerin, ENAG’ın hesaplarına göre yüzde 50’leri bulan enflasyon ile hızla erimesi, zamların “zam yağmuru” olmayı da aşarak “zam kasırgası”na dönüşmüş olması… karşısında işçiler ve sendikalar cephesinde girişimler olmasıdır. DİSK’e bağlı sendikaların sınırlı da olsa asgari ücret ile ilgili talepler öne sürmesi, önemli görülmesi gereken bir adımdır.

İkincisi ise, bir yandan işçiler ve emekçilerin yaşama koşullarının olağanüstü ve hızlı bir biçimde ağırlaşması, öte yandan da henüz tarihi belli olmasa da seçim sathı mailine girilmiş olmasının baskısıyla Meclisteki partilerin gündemine de asgari ücret tartışmasının geçmiş yıllara göre daha erken girmesidir. Üstelik bu sefer iktidar partisi AKP sözcülerinin bile asgari ücreti gündemlerine almak zorunda kaldıkları gözleniyor.

Nitekim, CHP dün 81 ilde asgari ücretten vergi alınmaması ve çeşitli adlar altında yapılan kesintilerin iptalini istedi.

Ancak sermaye partileri, seçimler yaklaştıkça alışkanlık haline getirdikleri emekçilere yönelik vaatlerini seçim ya da benzer hassas dönemler dışında hep unutmuştur. Hele de asgari ücret ve asgari ücretin vergi dışı bırakılması ve öteki talepler gibi, sermaye aleyhine düzenlemeler söz konusuysa işçilerin, sendikalarının, emek güçlerinin beklentiye girmeleri elbette ki işçilerin, emekçilerin tavrı olmaz, olmamalıdır. Ki; işçiler, sendikaları, emek güçleri, sermayenin saflarındaki şu veya bu nedenle işçilerin taleplerine göz kırpan bu tür gelişmeleri onların yumuşak karnı olarak görüp, mücadeleyi daha sonuç alıcı bir çizgiye çeken bir mücadele hattına girdikleri ölçüde bu gelişmeleri kendi lehlerine kullanabileceklerdir. İşçi sınıfının 200 yılı aşan mücadele deneyimi bunu gösteriyor.

MÜCADELE ATÖLYELERE, FABRİKALARA… TAŞINDIĞI ÖLÇÜDE BAŞARILI OLACAK

Evet bu yıl, henüz DİSK ve üyesi sendikalarla sınırlı görünse de sendikaların, işçilerin geçmiş yıllara göre asgari ücret için adımlar atmaya başlaması elbette ki önemlidir. Elbette ki, sendikalı işçilerin hangi sendikanın, hangi konfederasyonun üyesi, sendikasız mı olmasına bakmadan onları birleşerek mücadeleye çağırmaları çok önemlidir. Ancak burada daha da önemli olan Kıraç’ta bildiri dağıtan DİSK’li işçilerin “Mücadele etmeden haklarımızı almak mümkün değil” diyerek, işçilerin “Yapılmalı”, “Edilmeli” gibi kendilerinin dışından medet uman tarzı bir yana bırakarak, doğrudan mücadele çağrısı yapmasıdır.

Bu yüzden ileri işçiler, mücadeleci sendikacılar ve sendikalar elbette ki sokaklardan, meydanlardan tüm emekçileri asgari ücretle ilgili talepler için mücadeleye çağırmaya devam edeceklerdir. Ancak burada asıl önemli olan, atölyelerde, fabrikalarda, her çeşit hizmet biriminde çalışan işçilerin yukarıda ifade edilen asgari ücret ve bağlantılı talepler etrafında milyonlarca işçi ve emekçiyi harekete geçirmeyi amaçlayan bir mücadele hattına geçmesinin zorunlu olduğudur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa