"İnsan olmak" bunu gerektirir!
Marvel Entertainment adlı YouTube kanalında yayınlanan 'Marvel Studios’ Eternals | Official Teaser' adlı videodan alıntı
Marvel sinematik evreni gişe gelirlerini domine edip, hem izleyici kültürünü hem de endüstrinin dinamiklerini değiştiredursun, seyirciye de “insanlık” dersi vermekten geri kalmıyor. Ama hakkını yemeyelim. Nihayetinde onlarca yıldır milyonlarca kişi tarafından takip edilen karakterler yaratmak için hayli yaratıcı da olmak gerekiyor. Üstelik kendi adıma, bulunduğumuz çağda insanlıktan ümidini kesmiş, baktığı her yerde ‘kötülük’ gören düşünceler hayli yaygınken insanlıktan umudunu kesmemiş içerikler fena gelmiyor!
Marvel dünyasının kötüleri dünyayı cezalandırırken, rasyonel bir neden aramazlar çoğu zaman. Tür olarak insan soyunun kötü olması yeterlidir ortadan kaldırılmasına. Yani dünyada olup bitene bakarsak haksız da sayılmaz bu sayın kötüler. Ben bile şahsen göktaşı çarpsın, kıyamet kopsun da hepimiz layığımızı bulalım diye düşünen birkaç arkadaşa sahibim. İşte bu ahval ve şerait içinde Marvel kahramanlarının bütün o süper güçlerine rağmen ‘Tanısanız seversiniz insanları’, ‘İkinci bir şahsı hak ediyorlar bence’, ‘özümüzde iyiler’ gibi çabalarını önemsemişimdir ne yalan söyleyeyim!
İşte Marvel evreninin ilk bölümü kapanıp, bu yıl itibarıyla ikinci bölüm açılmışken yukarıda özetlediğim tematik yaklaşım da devam ediyor. Bu yeni evrenin yeni kahramanları olarak “Eternals”lar bu hafta itibarıyla sinemalara konuk oluyor. Jack Kirby’nin ilk kez 1976’da yayımlanan orijinal “Eternals” çizgi romanının karakterleri mitoloji ve antik Yunan’dan alıyor ilhamını. ‘Eternal’lar, binlerce yıl önce insanlığı Deviant adlı vahşi bir uzaylı ırkından korumak için Dünya’ya uzak gezegen Olympia’dan gönderilen ölümsüz bir uzaylı ırkıdır. Büyük patmamanın ardından evreni kontrol eden Göksel Varlıklar tarafından yeryüzüne gönderilen bu ölümsüz ve sonsuz kişiler tarih boyunca insanoğlunun gelişimine mümkün olduğu kadar az müdahale ederek onları Deviant’lardan korumayı başarmıştır. Günümüzden 500 yıl kadar önce de son Deviant’ın öldürülmesinin ardından her biri kendi yolunu seçmiş, dünyanın dört bir yanına savrulmuştur.
Film bir yandan her biri ayrı bir yetenekle donatılmış on kişinin tarih içindeki serüvenlerini, farklı karakterlerine rağmen bir arada durabilmelerini, gerilimlerini anlatırken, diğer yandan bugünden geçen hikayede hepsinin tek başına yapıp etkileriyle açılış yapıyor. Maddeleri dönüştürebilen Sersi, Londra’da dersler vermektedir. Ekibin en genç üyesi, sahne görüntüler yaratabilen Sprite ve sevgilisiyle sokakta yürürken Deviant saldırısına uğrarlar. Evet yaratıklar geri dönmüştür. Üstelik bu yeni yaratığı öldürmek o kadar da kolay değildir. En zor anlarında grubun en güçlüsü Ikaris çıkıp gelir yardımlarına. Bu üçlü, ekibin Göksel Varlıklar tarafından atanan doğal lideri Ajak, enerjiyi silaha dönüştürebilen Thena, benzer bir özelliğe sahip Kindo, bilim konusunda uzman Phastos, çok hızlı hareket edebilen Makkari, zihinleri kontrol eden Druig ve durdurulamaz bir güce sahip olan Gilgamesh’i bulmak için harekete geçerler. Ancak bu yeni serüven hem aileden kayıplar yaşayacakları hem de varoluş krizine gerecekleri bir sürecin de kapılarına aralar.
Gördüğünüz üzere karakterlerin adları tarihteki isimlerden ya doğrudan ya da çağrıştıracak biçimde alınmış. Orijinal çizgi romandan farklı olarak bazı karakterler kadın yapılmış, Japon olan Kindo Hint asıllıya dönüşmüş. Bir eşcinsel ve bir engelli karakter de yeni seride kendisine yer bulmuş. Bundan sonrası için izlemeyenlerin tadını kaçırmamak adına şu kadarını söyleyelim. Evet, dünyanın sonunu getirecek çeşitli gelişmeler yaşanmaya başlar ve karakterlerimiz ikiye bölünürler. İnsanlığı kurtarmak ile yaşamın doğal akışına karışmamak arasında zor bir seçimdir bu.
Burada ekip ikiyi ayrılırken, dünyayı ve hayatı algılayış açısından da bir ikiye ayrılma söz konusu. İnsanlığı kurtarmak için ısrar etmekle Gök Varlıklar’ın yasalarına koşulsuz uymak arasındaki tercih aslında insan soyunun ‘tanrı’ ile bin yıllardır kurduğu ilişkiye benzer bir anlatı inşa ediyor. “Eternals”ın yaratıcı varlıkları tek tanrılı dinlerdeki gibi bir hale ile kutsanıp tapınılmasını beklemiyor. Onlar yaratıyor ve milyonlarca yıl boyunca fazla müdahale etmiyorlar ortalığa. Ancak aynı kolaylıkla da yok edebiliyorlar. İşte tam da bu noktada, yalnızca insan soyunun değil, kendi varlığının da anlamını sorgulayan kimi Eternal’lar bu yaratıcı tanrılara başkaldırmayı, kendi kaderlerini insanlarınkiyle birleştirmeyi seçiyorlar. Yani onların ‘insanlaşma’ süreçleri de ‘Yaratıcıya kafa tutmak’la başlıyor.
“Nomadland” ile büyük çıkış yakalayan ve Oscar kazanan Chloé Zhao’nun dokunuşlarını hissettirdiği, gerçek mekanlarda yapılan çekimlerin görsel gücü artırdığı, dijital bir oyuncak gibi görünmekten en uzak Marvel filmi “Eternals”. Ancak, bu kadar çok karakter ve olayın işin içine girmesi senaryo savrukluklarının, karakter motivasyonlarındaki eksikliklerin önüne geçemiyor. Bazı karakterler tam olarak inşa edilemezken, Diveant’ların yeniden dünyaya dönüşü ve evrim süreçleri de es geçiliyor. Belli ki yeni bölümlerini izleyeceğimiz bir serinin girişi bu film. Hal böyle olunca, tıpkı benzerleri gibi hikayede hep tamamlanmamış bir parça oluyor.
- Zamanı eğip bükmenin şehveti 21 Aralık 2024 04:15
- Uçucu bir peri masalı 02 Kasım 2024 04:15
- Altın Koza ve kronik festival problemleri 05 Ekim 2024 04:30
- Dibini görmeyen... 31 Ağustos 2024 04:25
- Silahlı kuvvetler sermayeye hükmetmeye yelteniyor! 10 Ağustos 2024 04:50
- ‘The Boys’ evreni nasıl kuruldu? 03 Ağustos 2024 04:15
- Roma’nın gurbet kuşları! 27 Temmuz 2024 04:25
- En güzeli uzaktan sevmek belki… 20 Temmuz 2024 04:42
- Analardır, adam eden adamı! 13 Temmuz 2024 04:40
- Amerika kimin rüyası? 06 Temmuz 2024 04:46
- Türkiye’nin film festivali rejimi 11 Mayıs 2024 04:15
- Müslüm’ün yapımcısından: Amy Winehouse! 04 Mayıs 2024 04:37