Sorun işçilerin talepleri olunca CHP’ye sorular çalışmadığı yerden geliyor

Belediye-İş Sendikasında örgütlü Bakırköy Belediyesi işçileri grevde iki haftayı geride bıraktı.

Okurlarımızın gazetemizden izlediği gibi bu grevin nedeni, uzun bir süre başlamayan ve başladıktan sonra altı ay süren TİS görüşmeleri boyunca belediye yönetiminin “sıfır zam” teklifinde ısrar etmesi.

Evet daha önce de bazı patronların TİS’lerde “Kriz var”, “Zarar ediyorum”… gibi gerekçelerle “sıfır zam” teklifi yapmasına tanık olmuştuk, ama bir kamu kurumunun işçilerine “sıfır zam” teklif etiğine bugüne kadar tanık olmamıştık.

Yani, bir kamu kurumunun yöneticilerinin TİS görüşmelerinde “sıfır zam” dayatması yapması, ülkemizin sendikal mücadele tarihinde bir “ilk”tir!

Bu teklifin hele de İstanbul’un, hatta Türkiye’nin en zengin ilçelerinden birisi olan Bakırköy’ün Belediye Başkanı Kerimoğlu tarafından, “Paramız yok” gerekçesiyle açıklanarak savunulmaya kalkışılmasıysa, “TİS tarihinde görülmemiş bir şey” olmanın da ötesinde ahlaki ve vicdani bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

İŞÇİ 14 BİN TL Mİ ALIYOR YOKSA BELEDİYE BAŞKANI MI ÇARPITIYOR?

“TİS tarihinde görülmemiş bir teklif” diyoruz, ama Bakırköy Belediyesi yönetimi bu teklifi, masaya otururken yapmakla kalmamış altı ayı aşan görüşmeler boyunca da “sıfır zam” teklifinde ısrarlı olmuştur.

Enflasyon Araştırma Grubunun (ENAG) hesabına göre enflasyonun yüzde 50’ye dayandığı, TÜİK’in maniple edilmiş enflasyonunun bile yüzde 20’yi bulduğu koşullarda Bakırköy Belediyesi yönetiminin “yüzde sıfır zam” dayatması elbette ki vicdanlı her vatandaş için infial uyandırıcıdır.

Ama bütün bu gerçekler karışışında Bakırköy Belediye Başkanı Kerimoğlu, işçilerin 13-14 bin TL net maaş aldığını, bir işçinin belediyeye maliyetinin 20 bin TL’yi bulduğunu iddia ediyor!

Oysa işçilerin gerçeği çok farklı. Çünkü işçiler aylık ücretlerin 4 bin TL’den başladığını, ortalama 5-6 bin TL olduğunu söylüyorlar.

Kerimoğlu’nun iddialarına karşılık 25 yıldır Bakırköy Belediyesinde çalışan Selahattin Özdemir, “25 yıllık çalışma hayatımda 14 bin lira maaş almadım” derken, sözleşmeli işçi Yeliz Temur Türkan ise, “2 yıl önce de 4 bin 55 TL alıyordum şimdi de aynı maaşı alıyorum” diye bordrosunu sallayarak yanıt veriyor Kerimoğlu’na.

Gazetemize konuşan Temizlik İşçisi Ercan Gürünlü, ücretleriyle ilgili bir başka ölçüye dikkat çekiyor: “3 sene önce ücretimiz 1000 doların üzerindeyken, bugün 500 dolarlara düşmüştür. İstediğimiz bu farkın kapanması!”

CHP’Lİ BELEDİYE İLE ‘TEK ADAM’IN EMNİYET GÜÇLERİ YAN YANA!

Bakırköy Belediye Başkanı Kerimoğlu, grevin üçüncü günü her ne kadar; “Siyaset anlayışımızın gereği olarak yoksulluk, işsizlik, pahalılık, gibi sorunlarla siz değerli emekçi arkadaşlarımızın hak mücadelesinin yürekten destekçisi ve alanlarda da yan yana paydaşıyız” gibi “Sıfır zam” dayatması ile taban tabana zıt bir söylemle işçilerin kafasını karıştırmak istese de Kerimoğlu’nun greve karşı olduğunu bütün işçiler biliyor. Ama, “Sadece Bakırköy Belediye yönetimi mi bu greve karşı?​” denirse, elbette değil! CHP ile her alanda karşı karşıya gelen AKP-Erdoğan iktidarı ve onun İçişleri Bakanına bağlı emniyet güçleri de açıkça grevci işçilere karşı! Bu yüzden de emniyet güçleri, Bakırköy Özgürlük Meydanı’na giden yolları kontrol altına alırken, grevci işçilere dayanışma ve destek için gelecek olan işçileri ve emek dostu çevreleri engellemek üzere önlemlerini almış bulunuyor.Emniyet güçleri polis kuşatmasını önce İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformunun (İİSŞP) dayanışma ziyaretini engellemek, sonra da İzmir’den gelen belediye işçilerinin ziyaretini engellemek için kullandı. Her iki ziyarette de işçiler polis engelini aşmayı başardı. Ancak, sadece bu kadar değil. Grevin başından itibaren polisin grev çadırı çevresinde oluşturduğu kuşatmanın değişik işyerlerinden gelecek işçi grupları ve her türden işçi dostu çevreden gelecek ziyaretleri engellemek amaçlı olduğunu da bu ülkede gelişmeleri az çok izleyen herkes bilir. İzmir’den gelen belediye işçilerinin grevci işçileri ziyareti sonrasında gazetemize izlenimini yazan Liman-İş Sendikası İstanbul Bölge Başkanı Sinan Ceviz; “CHP yetkilileri iktidarla kavgalarında ‘Bu millet aç’ derken, Bakırköy’de yaşanan duruma ilişkin ise tek kelime etmiyorlar… İktidar da ‘Nasıl olur da işçi grev yapar’ diye dayanışmayı engellemek için yüzlerce polisi Bakırköy’e yığıyor. Polis amiri ‘Talimat böyle’ diyor…” değerlendirilmesiyle işçilerin talepleri karşısında CHP-iktidar yan yanalığına dikkat çekiyor.

"BAKIRKÖY İŞÇİLERİ KAZANIRSA BÜTÜN İŞÇİLER KAZANIR"

Kısacası söz konusu işçi sınıfı ve onun talepleri olduğunda, CHP için sorular çalışmadığı yerden gelmiş oluyor!

CHP ne derse desin ne yaparsa yapsın, içinden geçtiğimiz dönemde işçilerin, emekçilerin talepleri etrafında mücadelesi çok önemli, gazetemiz de bu öneme sürekli olarak dikkat çekmeye çalışmaktadır.

Nitekim 5 Kasım günü Bakırköy işçilerinin grev çadırına giderek dayanışma ve destek ifade eden Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz de “Bu grev bütün işçi sınıfının grevidir, eğer burada Bakırköy işçileri kazanırsa bütün işçiler kazanır” diyordu.

İşçilerin kazanması önemli. Ancak CHP’nin işçilerin talepleri karşısındaki karnesinin hiç de iyi olmadığı ortada. Kadıköy ve Maltepe Belediyelerinde imzalanan TİS’lerde CHP’li belediye yönetimlerinin, sendika şubeleri ve temsilcileri bir yana iterek Genel-İş’in merkez yönetimiyle TİS’i bağıtladığı da dikkate alındığında “sıfır zam”da üç gün önce bile ısrar eden Başkan Kerimoğlu’nun da benzer girişimler yapması beklenmez değildir.Umalım ki Bakırköy’ün belediye işçileri ve sendikaları gelişmeleri lehlerine değerlendirerek işçilerin isteğine yakın bir TİS’i gerçekleştirebilsinler!

Kerimoğlu, “İşçiler 14 bin lira ücret alıyor” dedi, işçiler 4 bin liralık bordroyu gösterdi

Grevdeki Bakırköy Belediyesi işçilerinden Kerimoğlu'na: Hani her şey çok güzel olacaktı!

Bakırköy Belediyesi grevine desteğe gelen işçiler polis barikatını aşarak sınıf kardeşleriyle buluştu

EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz: Bakırköy grevi bütün işçi sınıfının grevidir

Şair ve yazarlardan Bakırköy Belediyesi işçilerine ziyaret