10 Kasım 2021 23:55

Güç kaybı, istismar ve artan saldırganlık

Erdoğan uçakta gazetecilerle.

Fotoğraf: Murat ÇetinMühürdar/TCCB

Paylaş

İstismar konuları üretip istismar malzemesi olarak sonuna dek kullanma riyakârlığı, burjuva siyasetinin özellikleri arasındadır. Erdoğan yönetimi ve oluşumundan günümüze faşist politikanın ülkedeki en istikrarlı temsilcisi olmayı başaran MHP’nin yöneticileri, Saray harp otağını korumak için, eskimiş ancak kullanılabilirlik özelliği tükenmemiş bu “malzeme deposu”ndan zehirli oklar ve mızraklar çıkarmaya  her koyulduklarında, bu riyakârlık daha karanlık ve karartıcı biçimler alıyor.

"Şehit ailelerine küfür etmek Türkiye düşmanlığıdır” söylemiyle soyundukları kitle avcılığı bu türdendir. Yeni değildir ama “ihtiyaca binaen kullanılması” hem devlet hem burjuva parti fraksiyonlarının sloganıdır. Sermaye partileri yönetimlerinin şovenist milliyetçiliğe baş vurmaları, dini ideolojiden medet beklemeleri, halkın duygularını politik hedefleri için araç haline getirmeleri ve bunları birbirleriyle rekabetin malzemesi haline getirmeleri, asıl olarak ve gerçekte her durumda emekçi halk kitlelerine darbe vurur.

Erdoğan iktidarının karşı karşıya olduğu zorlukların artışı, gelişmeleri saptırmaya duydukları ihtiyacı da artırmıştır. Tek adam yönetimi güç kaybına yol almakta, halk içinde iktidar politikalarına güvensizlik artmakta, burjuva muhalefet partilerine yönelen kitlelerin giderek artması, saldırganlıktaki yoğunlaşmanın yanı sıra, istismar, rüşvet ve satın alma taktiklerine başvurmaya yol açmaktadır.

Sermaye cephesindeki bölünmeler daha görünür haldedir. Küçük üreticiler büyük zorluklarla karşı karşıya. Kredi borçları ödenemez durumda. Tarımsal üretim alanları ve ürün üretimi geriledi. Enerji üretiminde yaşanan sorunlar arttı. Petrol ve doğal gaz fiyatlarına neredeyse otomatiğe bağlanmış zamlar yapılıyor. Bu durumu kitlelere yönelik propaganda malzemesi yapan burjuva muhalefetin politikaları daha fazla ilgi görmeye başladı. İleri işçi ve emekçi kesimlerinin, emekçi kadın kitlelerinin ve mücadeleye uyanan genç kuşakların devrimci muhalefeti daha dikkat çeken bir gelişme olasılığına işaret ediyor.

Erdoğan yönetimi, bu gelişmelere karşı şovenizm, militarizm, sopa ve namlu, provokasyon, saptırma ve satın alma silahını daha aktif hale getirmektedir. İç ve dış politikadaki sertleşmeler bu kapsamdadır. Sermaye cephesinde destek artışı için rüşvet alanı genişletilecektir. Enflasyon ve pahalılık nedenli tepkilerin etkisiz kılınması için, daha şimdiden eriyip yok olmuş olan maaş zammı ve ücret artışı üzerine söyleme ve “alternatifsizlik” demagojisine daha fazla baş vurulacak, halk kitlelerinin desteği hile ve entrikayla yenilenmeye çalışılacaktır. Ancak tek yolun bu olmadığı, iktidarın sürdürülmesi için her yolun geçerli olduğu ve olacağı da her vesileyle açık edilmiştir.

Tüm bu ve benzeri iç ve uluslararası alandaki gelişmeler, devrimci alternatifin geliştirilmesine, mevzisel güç kazanmasına ihtiyacı arttırmıştır. İleri işçi ve emekçilerin, kitlelerin geniş kesimleriyle ilişkilerini ilerletici politikalara ihtiyaç vardır. Devrimci-demokrat ve sosyalist kişi, grup, parti ve örgütler, tekelci gericiliğin en saldırgan temsilcisi olan Erdoğan iktidarına karşı, emekçilerin saflarında biriken tepkilerin devrimci bir rotada ilerletilebilmesi için güç ve eylem  birliğini geliştirici politikalar izleme sorumluluğuyla yüz yüzedirler. Halkın eğemenliğine dayanan ve sosyalizme yol alan bir yöneliş ancak böyle güç kazanabilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa