Güncel siyasal durum
Fotoğraf: Murat Çetinmühürdar/TCCB
Siyasal partiler hareket halinde, başkanlarıyla sözcülerinin konuşmadıkları gün yok. AKP ile MHP ve Millet İttifakı partileri, ayrı ayrı toplanıp Anayasa’yı tartışıyor. Şurada muhtarlarla, burada esnafla, bir gün tarım, bir gün faiz ve enflasyonla bütçe, bir diğerinde dış politika üzerine halk toplantıları yapıyor. Soldaki partiler bir ucundan mitinglere başladı.
Sadece anketler değil, ama konuşmalarındaki iddia tonu ve kendine güven düzeyinden anlaşılıyor ki, Cumhurcuların hali hal değil. Erdoğan’ın o eski iddialı havasından eser yok, ağzından muhalefetin “İktidara gelme ihtimalini” bile kaçırabiliyor. Bahçeliyse sadece tehdit edip hapisten çıkan mafyacılarla poz veriyor, ama -HDP işaret edilse bile- seçim barajının MHP’nin geçebilmesi için yüzde 7’ye indirildiğini herkes biliyor. Hızlı denebilecek bir güç kaybında bu iki parti. Başlıca nedeni, çalışma ve yaşam koşullarının aşırı bozulmasıyla halkın etinde-kemiğinde hissettiği memleketi batırmış olduklarının artık inkar edilemez olması. Ekonominin çıkmazını hissetmeyen yok ve yıllardır destekleyenler bile bu iki partiden soğuyup kopuyor.
Kuş bakışı görüntü Erdoğan’ın sadece tökezlemeyip rejimiyle birlikte gitmekte olduğu yönünde. Ancak henüz gidişatın noktasının konduğunu düşünen yanılır. Evet, Erdoğan ve ortağı durdurulamaz görünen bir güç kaybı yaşıyor. Ancak, aslan da ayı da desek olmayacak, ama ikisinin de yaralısı sağlamından tehlikelidir. Özellikle suça batmış olanların da öyle. Her şeyini kaybetmekte oluşu kumarbaza müthiş blöfler yaptırır, restler çektirir. Sonuçlarına katlanmayı da göze alarak, Erdoğan-Bahçeli ikilisinin rest çekme ihtimali yok değildir! M. Barlas bunu dillendirdi.
Muhalefete gelindiğinde, kendilerine güvenleri artmış, iddiaları büyümüş görüntü veriyorlar. Hızlı olmasa bile, yükselişte olan burjuva muhalefet partileri, hükümet olduklarında yapacaklarını anlatıyor artık. Kılıçdaroğlu örneğin iddialı mı iddialı. Öncelikle “güçlendirilmiş parlamenter sistemi” getireceğini söylüyor. Bunu 6 parti birlikte yapacaklar. “Tek adamlık” modasının etkisiyle olmalı; diğer vaatlerini hep “Ben yapacağım”, “Ben edeceğim” diyerek açıklıyor. “İlk bir haftada esnafın, bankalardan veya esnaf kredi kooperatiflerinden çektikleri kredilerin faizlerini sıfırlama” ve Süleyman Şah Türbesini eski yerine taşıma sözü verdi bile. Asgari ücreti vergi dışı tutacağını, KDV’yi yüzde 1’e indirip ÖTV’yi sıfırlayacağını ilan etti.
Parlamentarizmi biliyor bu halk, yaşadı. İçine düştüğü perişanlık, ülkeyi görünüşte parlamentonun yönettiği 2001 krizi döneminde bugünkünden pek de iyi değildi. Ve o kızgınlıkla ülkeyi yöneten tüm partileri sıfırlamıştı halk. Ama doğrusu asgari ücretin vergi dışı tutulmasıyla KDV ve ÖTV indirimleri, esnafın kredi faizlerinin sıfırlanması kulağa hoş geliyor. Akşener, tabii o da kendisinin yapacağını söyleyerek, benzer vaatlerde bulunuyor.
Ancak bir sorun var: Hem CHP hem İYİ Parti, yabancı sermaye dahil tekellere teşvik ve vergi vb. kolaylıkları vadediyor. Güncel krize çare olarak, açıkça ülkeye gelecek yabancı sermayeye dayanacaklarını, kapkaça gelen “sıcak para”ya değil ama yabancı yatırımcıya ellerinden ne geliyorsa sağlayacaklarını söylüyorlar. Gerçekten de, kapitalist sistem içinde kalınıp tekeller savunuldukça, ülkenin her şeyiyle bağımlı olduğu yabancı sermayeye dayanmak ve onun himmetine sığınmaktan başka çare de yok! Eh, CHP’yle İYİ Parti ve yakınları yeterince kapitalistler şüphesiz ve aynı destekleri yerli tekellere, Koçlara, Sabancılara da sağlayacaklarını vadediyorlar. Son YİK Toplantısında TÜSİAD Başkanı Kaslowski’nin sunduğu program çerçevesiyle bu iki partininki tıpa tıp uyuyor.
Parlamentarizmin burjuvalar için olması bir yana, burjuva muhalefetin açıklamadığı şey, hem örneğin asgari ücreti vergi dışı tutar ve KDV’yle ÖTV’yi kaldırır, hem de tekelleri desteklerken kaynak sorununu nasıl çözeceği. İşçilerle emekçilere verilen sözler, yükü örneğin servet vergisi konarak tekellere yıkılmadan nasıl yerine getirilecek?
Halka verilen sözler sadece laf ve işçi ve emekçiler taleplerini elde etmek için kendi göbeklerini kendileri kesmek zorundalar.
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02