17 Kasım 2021

Kod 36 ve 37: Fişleme

Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında Kod 36 ve Kod 37 var. Bu kodlar işten çıkışı ifade ediyor. Kod 36 “işyerinin kapatılması”, Kod 37 ise “KHK ile kamu görevinden çıkarma” işlemi demek oluyor.

Bunlar fişleme kodu.

15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü sonrasında ilan edilen olağanüstü hal döneminde yayımlanan KHK’ler ile 120 binden fazla insan işten çıkarıldı. Kapatılan üniversitelerde, vakıflarda, derneklerde, ticari kuruluşlarda, kamu kurumlarında, bu KHK’lerin yetkilendirdiği kurullarda/kurumlarda alınan kararlar sonucu insanlar kaybettiler işlerini. Bir de doğrudan KHK’lere ekli listelerde adları ve T.C. kimlik numaraları yazılarak fişlenen, lekelenmeme hakkı ihlal edilen, suçsuzluk karinesi (masumiyet karinesi) ihlal edilen insanlar var, en az 120 bin insan.

Sosyal Güvenlik Kurumu işten çıkış kodu kullanıyor. Kod 37, KHK ile işini kaybetmiş insanları ifade ediyor. Haklarında bir yargı kararı yok. Ama yürütme organı kendisini yargı gücü yerine koyuyor ve damgalıyor. “Milli güvenliğe tehdit oluşturuyor”, “Fethullahçı Terör örgütü üyesi, iltisaklısı, irtibatlısı” diyor ya da genel olarak terörle, terör örgütü ile mensubiyet, irtibat ve iltisaklı olmak diye suçluyor, kararını veriyor ve ilan ediyor. Kanunla/kanun hükmünde kararnamelerle ilan ediyor. T.C. kimlik numarasını da yazarak ilan ediyor. Hem de Resmi Gazete ile yapıyor bunu. Anayasasında “hukuk devleti” yazan bir ülkede oluyor.

Yürütme yargısız infaz yapıyor.

Terör örgütüne “mensubiyet, irtibat ya da iltisak” diyor…

Fikrini söyleyene, akademik özgürlüğü kullanana diyor bunu. Ama Anayasa Mahkemesi, Barış akademisyenleri davası için, “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiri için, yazılanda, söylenende suç yok diyor; ifade özgürlüğü diyor,  akademik özgürlük diyor.

Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar değil mi, Anayasa’nın 153/son maddesine göre şöyledir:

“Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.”

Ama öyle değil. Beni bağlamaz diyen kişiler ve kurumlar var. Mesela iktidar partisi adına konuşup yazanlar, idari makamları bağlamayacağını söyleyenler oluyor. Anayasa’ya bağlı kalacağına yemin etmiş insanlar söylüyor bunu.

Bir de komisyon var elbette. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu. Barış akademisyenleri başvurularına olumsuz kararlar veriyor. Anayasa Mahkemesi kararına rağmen barış akademisyenlerinin başvurularına ret kararları veriyor.

Anayasa’nın Türkiye’nin hukuk devleti olduğuna dair 2. maddesi daima hatırda tutulmalıdır:

“II. Cumhuriyetin nitelikleri

MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”

Acaba?

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Palavra çöktü

Palavra çöktü

Merkez Bankası, 2025 yıl sonu enflasyon tahminini, daha yılın ilk sunumunda yüzde 21'den yüzde 24'e yükseltti. Enflasyonu düşürme bahanesiyle 20 aydır ücret ve maaşlara saldıran ekonomi yönetiminin hiçbir öngörüsü gerçekleşmedi. Enflasyonun temel sebebinin iç talep ve ‘ücret artışları’ olduğu palavrası tamamen çöktü.

2025’te asgari ücrete yüzde 30 zam

Memur ve emeklilere yüzde 11.54 zam

İşçi emeklilerine yüzde 15.75 zam

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et