Asırlık bir zeytin ağacına adımın verilmesini neden kabul etmedim?
Fotoğraf: Pixabay
Geçtiğimiz hafta Dikili de “İklim Krizi, Kapitalizm Ve Ekoloji Mücadeleleri” başlıklı bir panele katıldım. Sonrasında Dikili sahilinde otururken şakayla karışık, işin içine Türkçenin güzelliklerini de katarak “Dikili bir ağacımızın olmaması Dikili’de bira keyfi yapmamıza engel değil” diye sosyal medyadan bir mesaj paylaştım. Sağ olsun Aydın Çine Belediyesi bu mesajı görmüş olsa gerek bu yıl birincisi yapılan Uluslararası Memecik Organik Zeytin Festivali kapsamında oluşturulacak Zeytin Şükran Ormanı’nda asırlık bir zeytin ağacına adı verilecek kişiler arasına benim adımı da eklemiş!..
Zeytin Şükran Ormanı’nda yaşamını doğa koruma mücadelesine adayan ve bugün hayatta olmayan Saynur Gelendost, Hayrettin Karaca, Manisa Tarzanı Ahmet Bedevi, Victor Ananias, Ali Ulvi - Aysin Büyüknohutçular gibi isimlerle adımın yan yana anılmış olması bile benim için başlı başına bir onur kaynağı. Ancak ortada büyük bir sorun vardı...
***
MİLAS FESTİVALİNDE MASKE DÜŞÜNCE
Bugünler Ege’de zeytin hasadı günleri. Geçtiğimiz hafta içerisinde Ege’nin çeşitli yerlerinde zeytin festivalleri, şenlikler yapıldı. Muğla Milas’ta yapılan zeytin şenliğine termik santral ve kömür madencisi YK Enerji şirketinin sponsor olmasına yönelik tepkiler damgasını vurdu. On binlerce zeytin ağacının kesilmesinden sorumlu olan şirketin böylesi bir festivale sponsor olamayacağını belirten, aylardır Akbelen Ormanı’nı bu şirketten korumak için mücadele eden İkizköy Çevre Komitesi bu sponsorluk olayını protesto etti. Bu protesto sırasında komite Üyesi Çevre Mühendisi Deniz Gümüşel gözaltına alındı. Gümüşel’in devlet-sermaye ve yerel yönetimler üçlüsünün bu ikiyüzlü tavrını teşhir eden, “çevreci” maskelerini düşüren sözlerinin ardından gözaltına alınması hem ekoloji örgütlerinde hem de hukuk camiasında ciddi tepkiyle karşılandı. YK Enerji şirketi kadar festivali düzenleyenlerden CHP’li Milas Belediyesi de eleştirilerin ve tepkilerin odağına yerleşti.
Milas’taki bu skandalın yankıları henüz sona ermemişken benzer bir festival ve sponsorluk öyküsü Aydın Çine’den geldi. Çine Memecik Zeytin Festivali’nin sponsorları arasında Güneyege Zeytinciler Derneği Başkanı sıfatıyla Maden Şirketi Patronu Osman Aydın da vardı. Bir diğer sponsor ise Osman Aydın’ın kayınpederi Yüksel Tuncer’di. Kaltun Madencilik’in sahibi olan Tuncer festivale bir başka işletmesi ile, ünlü bir köfteci markasıyla sponsor olmuştu.
BİR DOĞA VE EMEK DÜŞMANININ PORTRESİ
Kayınpeder - damat yıllardır Çine’de madencilik işletmeleri ile tanınıyor aslında. Kim mi bu Kaltun Madencilik ve Osman Aydın?
Aydın Ekoloji ve Yaşam Platformu ile Çine Yaşam Platformunun ortak yaptıkları basın açıklamasından bir bölümle anlatmaya çalışayım;
“Sosyal demokrat” belediyelerimiz, dönmüş dolaşmış, zeytine sponsor olsun diye ağacı katledenleri bulmuş. Kabalar, Söğütçük, Harımcık’taki maden ocaklarında zeytinleri yok edenleri! Gökbel’deki maden ocaklarıyla ormanları ve su kaynaklarını talan edenleri! Sadece RES projesi için dahi 160 bin çam ve zeytin ağacını kesenleri! Çine’deki maden işçilerinin slikozis hastası olmasına neden olup işçileri nefessiz bırakanları! Maden faaliyetleri ile Madran ve Gökbel dağlarını talan eden, zeytinlikleri toz altında bırakıp çürüten, yeryüzündeki iklim krizini derinleştirenleri! Tropikal meyve yetiştirebilmek için patlattıkları bombalarla yağmur bulutlarını dağıtanları...”
Yeterli mi? Bu liste daha uzatılabilir. Bir dönem CHP milletvekilliği ve Çine belediye başkanlığı da yapan Osman Aydın’ın adı kasım 2011 tarihinde açılışının yapıldığı gün saldırıya uğrayan Çine Doğaseverler Derneğini adamlarına bastırıp dernekte bulunanları darbettirme iddialarında da geçiyor.
Görüldüğü gibi işin en tepki çeken yönlerinden birisi de doğa ve emek sömürüsü bakımından sicilleri son derece kirli olan bu sermaye gruplarının özellikle son dönemlerde ana muhalefet partisindeki belediyelerle bu tür sponsorluklarda yan yana gelmeleri oldu. CHP’li belediyeler bu kirli sicilli şirketlerle yan yana durarak, bu şirketlerin kendilerini temize çıkarma çabasına destek olmakla eleştiriliyor haklı olarak.
Milas’ta Deniz Gümüşel’in gözaltına alındığı gece konuştuğumuz CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır da kendi partisinden bir belediyenin böylesi tartışmalı bir şirketle yan yana olmasından duyduğu rahatsızlığı gizlemiyordu.
***
ZEYTİN ŞÜKRAN ORMANI
Bu yazıyı yazdığım gün Çine Belediyesi resmi internet sitesinde “Zeytin Şükran Ormanı”nda ismi asırlık bir zeytin ağacına verilecek kişiler içinde, yaşamını doğa koruma mücadelesine adayan isimlerle adımın yan yana anılmış olması bile benim için büyük bir mutluluk kaynağıydı. Öte yandan yıllardır Aydın’ın, Çine’nin dağlarında, ovalarında zeytin ağaçlarını, çamları katleden, suları yok eden, doğayı ve emeği sömüren, işçileri silikozis hastası yapıp kapı önüne koyan maden patronlarının, zeytin ağacı adına gerçekleştirilen böylesi bir festivale sponsor yapılmasını kabul etmek de mümkün değildi. Adı zeytin ve işçi katiline çıkmış şirket patronlarının sponsor olduğu böylesi bir etkinlikte ismimin geçmesini bu sebeple kabul edemezdim. Bu nedenle Çine Belediyesine gösterdikleri duyarlılık ve nezaket için teşekkür edip, festival sponsorları ile ilgili eleştirilerimi aktararak bu koşullarda adımın “Zeytin Şükran Ormanı” etkinliğinden çıkarılmasını rica ettim.
Aynı gün Aydın Ekoloji ve Yaşam Platformu (AYEP) ile Çine Yaşam Platformu (ÇİYAP) da bir açıklama yaparak ölmez ağacı öldürenlerin zeytin festivaline sponsor yapılmasını protesto ettiler. Bu isimlerin sponsorluktan çekilmelerini istediler.
YIKTIĞINA BENZEYECEKSEN, YIKMA!
Çine ve Milas’daki zeytin festivallerine maden-termik şirketlerinin sponsor olmasına gösterilen tepkiler gün geçtikçe eriyen siyasi iktidar karşısında “Geliyor gelmekte olan” diye iktidara hazırlık mesajları veren CHP’ye ve diğer muhalefet partilerine de ciddi bir eleştiri olarak değerlendirilmeli. İktidara böyle gelecekseniz, hiç gelmeyin! Yıktığınıza benzeyecekseniz, yıkmayın!
“Hellaleşeceğiz” dedikten hemen sonra TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklı gibi sermaye temsilcileriyle, termik ve madenci şirket patronlarıyla poz vermek yerine, katledilen zeytinlerle, darmadağın edilen dağlarla, kirletilen nehirler, kurutulan göllerle, silikozis hastası edilip kapı önüne konan işçilerle, toprak, hava ve su ile helalleşin...
- Kıbrıs’tan Şam’a bir siyasal İslam okuması 16 Aralık 2024 04:35
- Siyasette dip temizliği 09 Aralık 2024 04:09
- Bu toprağın sonu!.. 02 Aralık 2024 04:33
- Doğa ve Direniş Öykülerinden çıkıp geldiler 25 Kasım 2024 04:12
- COP29 toplantıları ya da "Bir şey yapılıyor tiyatrosu": Tam bir zaman kaybı 18 Kasım 2024 04:20
- Kaz Dağları kardeşliği... 11 Kasım 2024 04:44
- Namlunun ucunda yaşamı savunanlar: Kırılırız ama eğilmeyiz!.. 04 Kasım 2024 04:51
- ‘Etki ajanı yasası’ ve Bergama köylüleri için kaynatılan cadı kazanı 28 Ekim 2024 04:51
- Bilimle dalga geçmenin bedeli 21 Ekim 2024 04:40
- Kapadokya'da balon turizminin görünmeyen yüzü ve balon emekçileri 14 Ekim 2024 04:32
- Mor çiçekli garganlar, arılar, mezarlar... 07 Ekim 2024 04:48
- Gediz bitti!.. 30 Eylül 2024 04:34