21 Kasım 2021 00:00

2022 kışı sermaye için kışa, işçiler ve halk için bahara dönecekse haydi mücadeleye!

DİSK Ege Bölge Temsilciliği ve İzmir Şubeleri, ekonomik kriz ve yapılan zamlarla birlikte işçi emekçilerin geçim sorunu yaşadığını ifade ederek, gelir ve vergide adalet talebiyle 'Geçinemiyoruz' diyerek kitlesel basın açıklaması yaptı. Eyleme binlerce işçi katılırken, asgari ücret için bir günlük genel grev çağrısı yapıldı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Binlerce DİSK üyesi işçi, geçtiğimiz perşembe günü İzmir’de, Cumhuriyet Meydanı’na yürüyerek bir basın açıklaması yaptılar.

DİSK Ege Bölge Temsilciliği ve İzmir şubelerinin kararları doğrultusunda, “Gelir ve vergide adalet” talebiyle İzmir’in çeşitli bölgelerinden harekete geçen işçiler “Geçinemiyoruz” diye haykırdılar.

Cumhuriyet Meydanı’nda konuşan DİSK İzmir Bölge Temsilcisi Memiş Sarı; Türk-İş, Hak-İş, KESK ve diğer kamu emekçisi sendikaları konfederasyonlarına işçinin ve ailesinin insanca yaşayacağı bir asgari ücret için “1 günlük genel grev” çağrısı yaptı. İşçiler, Sarı’nın çağrısına “genel grev genel direniş” sloganlarıyla yanıt verdi.

Yine önceki günkü gazetemizden Gaziantep’te 10 tekstil fabrikasından ileri işçilerin bir araya gelerek “Taleplerimizi elde edebilmek için nasıl örgütlenmeli ve nasıl mücadele etmeliyiz”i tartıştıklarını ve işyerinden başlayarak örgütlenmek üzere harekete geçme kararı aldıklarını öğreniyoruz.

İZMİR’DE BİNLERCE İŞÇİ ALANA ÇIKTI!

Önceki gün gazetemizdeki İzmir haberini okuyanlar ilk bakışta, “Ne var bunda, İzmir on binlerin meydanları doldurduğu ne mitingler ne gösteriler görmüştür” diyebilir. Ya da Antep’te 10 fabrikanın işçilerinin bir araya gelmesine ilişkin “Antep, salonları dolduran ne işçi toplantılarına tanık olmuş bir kent, 10 fabrikadan bir grup işçi bir araya gelse ne olur gelmese ne olur?” diyenler de olabilir.

Ancak bugünkü koşullarda; işçilerin İzmir’deki çıkışı ya da Antep’te 10 tekstil fabrikasından bir araya gelen işçilerin nasıl bir mücadele vermeleri gerektiği konusunda “İşyeri işyeri örgütlenmek” için aldıkları kararlar son derece önemli görülmesi gereken gelişmelerdir.

Çünkü burada;

  • Tek adam iktidarının işçi haklarına yönelik ideolojik, siyasi ve ekonomik çok yönlü saldırıları,
  • Önceleri ekonomik krizi, son iki yıldan beri de pandemi koşullarını bahane eden, iktidar ve patronlarla tam bir iş birliği içindeki sendikal bürokrasinin işçi hareketini kötürümleştiren hain rolünün sınıf mücadelesinde yol açtığı ağır tahribat dikkate alındığında, İzmir’de 5-6 bin işçinin pankartlarını çekip üç koldan Cumhuriyet Meydanı’na yürümesini elbette ki sınıfın kendi göbeğini kendisinin kesmek isteğinin ifadesi olarak görmek gerekir. Tabii aynı biçimde Antepli işçilerin, “Ne yapmalıyız, nasıl yapmalıyız toplantısı” diyebileceğimiz toplantılarını da aynı kategoriden bir girişim olarak görmeliyiz.

İŞÇİLER KENDİ GÖBEKLERİNİ KENDİLERİ KESMEK İSTİYOR

Elbette bu girişimleri işçi sınıfı mücadelesi açısından önemli yapan, işçilerin binlerle ifade edilecek biçimde bir kitlesellikle taleplerini haykırarak sokağa çıkmış olmasıdır. Ki, uzunca bir zamandan beri böyle bir çıkışa tanık olmamıştık. Ya da Antep’te işçilerin “Ne yapmalıyız nasıl yapmalıyız” soruları etrafında inisiyatif almak için bir araya gelmeleri de harekete geçmenin bir ön adımı olarak önem taşımaktadır.

Elbette ki, “Memlekette yaprak kıpırdamıyor” denilen dönemlerde işçilerin, mücadeleci sendikacıların haklarını savunmak için pandemi koşullarında bile fedakarca mücadele ettiklerine tanık olduk. Birer birer işletmelerde işçiler patronlara karşı mücadele ettiler. Ya da İzmir’deki son eylemin DİSK’in üç haftadır sürdürdüğü “Gelir ve vergide adalet” kampanyasından bağımsız, işçilerin kendiliğinden sokağa çıktıkları bir eylem oluğunu da söylemek istemiyoruz. Tersine gazetemizi izleyen herkes bu eylemlere verdiğimiz önemi görmektedir.

Burada söylenmek istenen, olanlar; işçilerin artık ne sendika bürokrasisinin “Hele durun, kriz bitsin, pandemi sona ersin. Sonra kayıplarımızı telafi ederiz” öğütlerine ne de sermaye partilerinin “Seçimde oylarınızı bize verin iktidara gelip sizi kurtaralım” vaatlerine prim vereceklerini, ama ileri işçiler ve mücadeleci sendikacılar gerekli müdahaleleri yaptığında işçilerin iş yerlerinden meydanlara haklarını savunmak ve tüm halkın mücadelesinin önünü açacak adımlar atmaktan geri durmayacakları bir döneme işaret ediyor.

KIŞIN BAHARA DÖNMESİ İÇİN EMEK GÜÇLERİ SEFERBER OLMALI

DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı’nın eylemdeki konuşmasının sonunda yer alan “Bu ülke bu halk artık nefes almak istiyor. 2022 kara kışına karşı halkın ekmeğini savunmak için bütçede ve asgari ücrette acil önlemler istiyoruz! Gelirde ve vergide adalet istiyoruz. Bu kış kara kış olacak. Ya işçilere emekçilere ya da sesimize kulak tıkayan iktidara!” tespiti işçiler lehine gerçek olacaksa bunu kendiliğinden olmayacağı besbellidir.

Bu yüzden de önümüzdeki kış eğer “sermaye ve iktidarı için kış” olacaksa işçilerin kışı kendileri için bahara çevirmesi gerekecektir.

Bu da lafla değil;

  • Her işyerinden ileri işçilerin ve her sektör, her sendika ve konfederasyondan (işçi ve kamu emekçisi konfederasyonları) mücadeleci sendikaların ve sendikacıların, sendikal platformların, işyerlerinden başlayan ve sınıfın ana kitlesini harekete geçirmek perspektifiyle davranmalarıyla,
  • Sınıf partisi ve emekten yana siyasi parti ve çevrelerin, emek ve meslek örgütlerinin, emekten yana aydınların, akademisyenlerin seferber edilmesiyle mümkün olabilecektir.

Öyleyse tüm emek güçlerini harekete geçirmek için işyerlerinden emekçi semtlerine mücadeleyi örgütlemek için haydi harekete geçmeye!


İŞÇİLER, DİSK TEKSTİL SENDİKASININ YÖNETİCİLERİNE SORUYOR: MEHMET TÜRKMEN’İ NEDEN GÖREVDEN ALDINIZ?

DİSK Tekstil yönteminin iki yıldır bölgede örnek bir mücadele veren Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen’in görevine son vermesine bölgedeki işçilerden tepki geldi.

Türkmen’in görevden alındığını öğrenen Urfa’da kurulu Özak Tekstil işçileri, yaptıkları basın açıklamasında DİSK Tekstil’in merkez yönetimine de tepki gösterdi.

İşçiler adına konuşan İsmail Budak tepkilerini şöyle ifade ediyor:

  • DİSK Tekstil’e buradan soruyoruz: Her koşulda her eylemde her savunmamızda en önde yürüyen Mehmet Türkmen’i neden görevden uzaklaştırdınız?
  • İşçi hareketi içerisinde tarihi bir direnişe en önde önderlik eden, kapanan bir fabrikayı direnişle açtıran Urfa’daki DİSK/Tekstil Sendikası adına olağanüstü bir örgütleme yapan DİSK/Tekstil Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen’i kimler harcadı?
  • Bunu kim ya da kimler istedi? Nerede işçi iradesi, neden burada sendika yönetiminden kimseyi göremiyoruz?
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa