20 Kasım 2021

Türkiye’de Üçüncü Sinema (4)

Türkiye’de Üçüncü Sinema kapsamında değerlendirilen filmlerin ortak özellikleri şöyle sıralanabilir:

  1. Antiemperyalist.
  2. Ezilenden, sömürülenden, emekçiden ve yoksuldan yana.
  3. Egemen sisteme (kapitalizme), en azından iktidardaki baskıcı yönetime muhalif.
  4. Geri bırakılmışlık, gelişmemişlik ve feodal ilişkiler irdelenip eleştiriliyor.
  5. Konuların işlenişi “militan” bir yapıda. İzleyicinin rahatsız edilip, harekete geçirilmesi amaçlanıyor. Hemen bir şeyler yapmaya aktif olmaya çağrılıyor.
  6. Çarpıklıkları, bozuklukları, sömürüyü, geri kalmışlığı, yoksulluğu belgelemeyi ve sergilemeyi amaçlıyor.
  7. Yeşilçam, uyutucu, uyuşturucu bulunuyor. Ona karşı çıkıyor.
  8. Filmin finansmanı, var olan sinemanın ekonomik yapısı dışından sağlanıyor. Yeni gösterim ve dağıtım koşulları oluşturulmaya çalışılıyor.
  9. İlan edilmiş ya da edilmemiş bir manifestoları var. Bu çerçevede hareket ediliyor.
  10. Film, belgesel de konulu da olsa gerçekçi yaklaşımla ele alınıp, gerçekçi sinema dili kullanılıyor.
  11. Yönetmenler senaryolarını kendileri yazıyorlar. Yani inandıkları filmi çekiyorlar. Filmin protesto-sosyalist-muhalif yapısı, kendi dünya görüşleriyle örtüşüyor. Yaşamdaki duruşları da filmdeki duruşlarıyla örtüşüyor. Militan ve muhalif. (1)

FİLM FESTİVALLERİ

Önceki bölümlerde Üçüncü Sinema kapsamında belgesel ve uzun metraj sinema filmleri üreten, film gösterimleri, etkinlikler yapan, yarışmalar düzenleyen sinema kolektiflerinden söz etmiştik. Film festivallerini de atlamamak gerekir. Bu alanda faaliyet gösteren festivaller:

1. Documentarist: Bir grup bağımsız belgeselcinin inisiyatifiyle 2008 yılında çalışmalarına başlayan etkinlik, Avrasya Sanat Kolektifi (ASK) çatısı altında gerçekleştirilmektedir.

2. İşçi Filmleri Festivali: 2006 yılından itibaren her yıl aksamadan devam etmektedir. İlk gösterisi aynı anda İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirilmiştir. Daha sonra festival Anadolu gezisine başlamıştır. İl il dolaşarak Bolu, Artvin Kemalpaşa ve Hopa, Adana, Mersin, Bursa, İzmir, Eskişehir ve İzmit’te izleyicilere 20 ülkeden filmler göstermeyi sürdürmüştür. İşçi filmlerinden oluşan bir festival düzenlemenin sebepleri bir manifestoda, 9 Kasım 2006 tarihinde, “Neden İşçi Filmleri, Neden Film Festivali?​” başlığıyla belirtilmiştir. Her yıl farklı temayla düzenlenmektedir. Birçok kurum ve kuruluş tarafından desteklenmektedir

3. Gençlik Filmleri Festivali: Çeşitli öğrenci kolektiflerinin “Gençliğin Sesi Perdeye Yankılanıyor” sloganıyla 2010’un aralık ayında çeşitli üniversitelerde gösterimler düzenleyerek başlattıkları festival etkinliğidir Ayrıca İzmir ve İstanbul’da birçok lisede festival etkinlikleri de gerçekleştirilmiştir. Yarışmasız, gösterimlerinin ücretsiz olduğu festivalin amaçlarından biri de genç yönetmenleri üretmeye ve ürettiklerini paylaşmaya teşvik etmektir.

YILMAZ GÜNEY’İN İZİNDE ÜÇÜNCÜ SİNEMA ÖRNEKLERİ

’60-65 yılları arasında yapılan toplumsal gerçekçi filmlerle başlatmıştık süreci, sonrasında Genç Sinema Hareketini ve Yılmaz Güney’in Üçüncü Sinema’sını yazmıştık. Yılmaz Güney’in birlikte çalıştığı ya da etkilediği dönemin genç yönetmenleri de ’70’li yıllarda ana akım sinemanın dışında, bazıları Yeşilçam sisteminin dışında “bağımsız” ve önemli bir kısmı Üçüncü Sinema kapsamında filmler yapmaya başlamışlardı.

Yolları 12 Eylül darbecileriyle kesilene kadar Erden Kıral, Zeki Ökten, Şerif Gören, Ali Özgentürk gibi yönetmenler 1970-1983 yılları arasında toplumcu gerçekçi filmler yaptılar. Yaptıkları Yılmaz Güney’in açtığı yoldan ve etkisinde yürüyen yeni bir kuşağın, Yeşilçam dışı arayışlarıydı ve ’70’li yıllar boyunca yaşanan toplumsal koşulları da sinemaya yansıtırlar.

Ali Özgentürk

Sinema öncesi tiyatro yapan, sonrasında kısa filmlerle ve kamera asistanlığı yaparak sinemaya geçen, Yılmaz Güney ve Atıf Yılmaz’a asistanlık da yapıp filmlerinde senaryo çalışmalarına katılan Ali (Habib) Özgentürk, 1979 yılında senaryosunu Onat Kutlar’la birlikte yazdığı ilk uzun metrajlı filmi Hazal’ı çeker. Necati Haksun’un Kutsal Ceza kitabından uyarlanan filmde, başlığı ödenip köy muhtarının oğluyla evlendirilmek istenen yoksul köylü ailesinin kızı Hazal’ın, damat adayı ölünce töre gereği damadın on yaşındaki kardeşiyle evlendirilmesi anlatılır.

“Ali Özgentürk, özellikle kısa film ve belgesel çalışmalarıyla Üçüncü Sinema içinde anılabilen önemli ürünler vermiştir. ‘Özel Eğitime Hayır’ ‘Ankara Yürüyüşü’, ‘Bir Kuvvay-ı Milliyecinin Hatıraları’, ‘Bir İşçinin Öldürülüşü’, ‘Ferhat’ ve ‘Yasak’ adlı kısa filmlerinin yanında ‘Hazal’, ‘At’, ‘Su da Yanar’ adlı uzun metraj filmleri, Üçüncü Sinema’nın kapsamına giren başlıca çalışmalarıdır. Sözü edilen filmlerin tümünde toplum sorunlarından yola çıkılmaktadır.” (2)

Erden Kıral

Yılmaz Güney’in oynadığı, 1965 yapımı, “Krallar Kralı” filmiyle sinemaya adım atan Erden Kıral toplumcu-gerçekçi tarzı ve çektiği filmlerin bir bölümüyle Türkiye’deki Üçüncü Sinemacılar içinde değerlendirilir. Yılmaz Güney’in senaryosunu en küçük ayrıntısına kadar yazdığı Arife-Bayram (Daha sonra Şerif Gören’in yönetmenliğinde Yol adıyla çekilen) projesine başlayıp anlaşmazlık nedeniyle ayrılan Erden Kıral, kısa film ve Osman F. Seden gibi yönetmenlere asistanlık sonrasında 1978 yılında Yaşar Kemal'in Teneke adlı yapıtından hareket ederek ilk uzun metraj sinema filmi Kanal’ı çeker.

Kıral’ın ilk kısa filmi olan “Kumcu “Ali Yaşar” filminde “Kumcu”da iskeleye yanaşan motorlardan küfelerle kum aktaran kumcuların hikayesini anlatmıştır. Kadir İnanır’ın oynadığı 30 dakikalık filmle ülkedeki ağır çalışma koşulları altında geçimini sağlamak zorunda kalan büyük işçi yığınları arasında bir grubun yaşamından kesitler sunmuştur.

Haftaya kaldığımız yerden sürdüreceğiz Türkiye’de Üçüncü Sinema’yı yazmayı…

(1) Prof. Dr. Şükran Kuyucak Esen, Türkiye’de Üçüncü Sinema, Derleyen: Esra Biryıldız ve Zeynep Çetin Erus, Üçüncü Sinema ve Üçüncü Dünya Sineması, İstanbul, Es yayınları. sf. 315-316)

(2) Hüseyin Kazan, Yılmaz Güney’in Üçüncü Sineması. İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Çalışmaları Dergisi Sayı 3 Yıl 2 Ekim - 2017

Evrensel'i Takip Et