22 Kasım 2021 23:55

Patronlar ve iktidarın gençliğe yeni vaadi: Okumayı bırak çırak ol kurtul!

MESEM afişi

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Gazetemizin 20 Kasım günü çıkan sayısında manşetten verilen, gençlere “Okulu bırak çırak ol” çağrısı yapılması ile ilgili haber, burada anlatılması manidar bir ilk gençlik yılları anısını aklıma getirdi.

“Demirci Hasan, kasabanın demirciler arasında kendi halinde bir demirci ustasıdır.

Kasabada, hemen herkesin, özellikle de gençlik çağının başındaki çocukların tanıdığı Sıcak Demirci Ustası Hasan, 2 metreye yaklaşan boyu, geniş omuzları, günümüzün ‘vücutçularını’ kıskandıracak bir kas yapısı, demirci ocağından yayılan isin, kurumun yüzü ve vücudunun açıktaki her yerini siyaha boyamasıyla, sadece parlayan gözleriyle kasabanın çocukları için masal kitaplarından fırlamış kötü bir dev gibiydi!

Hasan’ın çocuklar üstünde bıraktığı bu “korkulan dev” imajını kullanan babalar, dedeler, okula gitmek yerine haylazlık eden, şu ya da bu nedenle okulu savsaklayan, karnede bol zayıf getiren çocuklarını, torunlarını, “Eğer okumazsan seni Demirci Hasan’a çırak veririm” diye tehdit ederlerdi.

Çünkü, o korkunç görünüşlü adama çırak olmak herhangi bir zanaatkara çırak olmaktan çok daha kötüydü!

Yani “Demirci Hasan’a çırak olmak” ihtimali çocukları okuldan vazgeçirmeye değil okumaya teşvik etmek içindi.

Ancak önceki gün Berfin Türkmen arkadaşımızın Antep’ten yaptığı haber, Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin, Valilik ve okul idarelerinin iş birliği ile açtığı kampanya tam tersine o çocuklara, gençlere, “Okumayı bırakın gelin çırak olun!” derken 60 yıl önce çocuklarını “Oku yoksa seni çırak veririm” diyen sıradan vatandaşların ne kadar gerisine düştüklerini göstermesi bakımından ilginçtir.

GENCE ‘ÇIRAK OL’ DEMEK NE ANLAMA GELİYOR?

Üstelik de Antep Büyükşehir Belediyesi, gençleri çırak olmaya çağırırken, kendisi de emekçi olan Demirci Hasan’a, demirci Hasanlara değil, tek amacı genç hatta çocuk emeğini sonuna kadar sömürmek olan aç gözlü kapitalistlere, asgari ücretin üçte biri karşılığında bir ücretle çırak olmaya çağırmaktadır.

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in imzasını taşıyan, “Gençler, geleceğimiz çıraklık geleneğimizde”, “Geleceğin ustalarını arıyoruz” diye gençleri okumaktan vazgeçmeye çağıran afişlerde gençlere cazip gelecek vaatler de yer alıyor.

Antep’in billboardlarını donatan afişlerde, okuduğu okulu bırakıp mesleki eğitim merkezlerine (MESEM) gelecek gençlere; “haftada 4 gün iş, 1 gün okul”a gidileceği, “ayda 767 TL net maaş” verileceği, sonunda “lise diploması”nın ceplerinde olacağı vadediliyor.

Böylece bu afişlerde;

1) Gence: Haftanın beş günü servisti, okul harçlığı idi, kitaptı, defterdi, okula katkı payıydı… binbir zorlukla uğraşmak yerine, bir gün okula gideceksin sonunda lise diplomasını da cebine koyacaksın denilerek genç, hemen MESEM’e başvurmaya teşvik edilmektedir.

2) Emekçi ailesine: Zaten açlık sınırında yaşarken bir de bir okul masrafı yükü altında kalıyorsun; çocuğunu kolundan tut, “Eti senin kemiği benim” diyerek MESEM’in kapısına bırak, okul masraflarından, gelecekteki üniversite masraflarından, muhtemel işsizlik endişelerinden… kurtul. Bir de eve 767 TL de para girsin denilerek çocuğunu derhal okuldan alıp MESEM’e getir deniyor.

Gaziantep Valisi Davut Gül ise “Çocuklarımız hem eğitim alacak hem harçlığı olacak hem de meslek sahibi olacak” diyerek çocukların okuldan alınıp MESEM’e verilmesine tam destek veriyor.

ÜNİVERSİTE VE LİSE EĞİTİMİNİN BİR İŞE YARAMADAĞININ İTİRAFI

Afişlerin altında Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in imzası var. Ama, Berfin Türkmen’in haberinden anlıyoruz ki MESEM, Valilik, okul idareleri ve patronların tam bir iş ve güç birliği içinde oluşturmuş bir proje. Ve tabii bu girişim, sadece Gaziantep’e has olmayıp tüm ülkede hayata geçirilen bir iktidar politikasının bir uygulamasıdır.

Açıkça olan, “çıraklık” adı altında genç, hatta çocuk emeğinin, çocukların çalıştırılmasını yasaklayana yasaların arkasından dolanarak patronların vahşi sömürüsüne resmen açılmış olmasıdır.

Ancak, MESEM girişimiyle; çıraklık eğitimine giren öğrencilere haftada 1 gün birkaç saatlik Türkçe ve matematik dersiyle lise diploması vererek, lise diplomasının, dolayısıyla lise eğitiminin de boş bir eğitim olduğunu ilan etmiş olmaktadır.

Sadece bu kadar da değil; gençlerin MESEM’in eğitimine girmesini teşvik ederken, zaten üniversite mezunlarının da iş bulamadığını, bu yüzden de üniversite okumanın bir anlamı olmayacağını propaganda ederek, aynı zamanda AKP iktidarının ”Her ile bir üniversite” ve onlarca vakıf üniversitesine de destek verilmesi politikasının iflas ettiğinin itirafı olmaktadır.

LAİK DEMOKRATİK EĞİTİM VE GENÇLİĞİN GÜVENLİ GELECEK TALEBİ

MESEM girişimi, elbette bir yandan genç-çocuk emeği sömürüsüne meşruiyet kazandırmanın yeni bir adımı olmanın yanı sıra iktidarın az çok laik temelli pozitif bilim eğitimini itibarsızlaştırma girişimlerinin de devamıdır.

Gençliğin ileri kesimleri ve sınıf partisi, MESEM girişiminin sadece Antep sermayesinin değil tüm sermaye güçlerin politikası olduğunu bilerek davranmak durumundadır.

Bu amaçla;

Laik, demokratik, parasız, nitelikli, ana dilinde eğitim talepleri ile gençliğin güvenli bir gelecekle ilgili talepleri arasındaki bağı güçlendirmek,Mesleki eğitimle pozitif bilim eğitiminin karşı karşıya getirilmesine karşı mücadele etmek, Sendikaların, dahası ileri işçilerin ve mücadeleci sendikacıların meslek edindirme adı altında işçilerin kazanılmış haklarını gasbetmenin bir dayanağına dönüştürülmesine karşı mücadeleyi de gündemlerine almaları önemli olacaktır.

İktidarın emekçi sınıfların gençliğine, “şehitlik”ten sonra şimdi de “Çırak ol kurtul” çağrısı iktidarın sınıfsal kimliğinin açık ifadesi olmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa