22 Kasım 2021 23:40

Hükümet ne yaptığını biliyor mu?

umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de 15 Temmuz Demokrasi Müzesi mevkisindeki Millet Ormanı'nda, Milli Ağaçlandırma Günü Fidan Dikim Töreni'ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay (sağ) ve Macaristan Başbakanı Victor Orban da (sol) eşlik etti.

Fotoğraf: Murat Çetinmühürdar/TCCB

Paylaş

Erdoğan’ın her sözünde keramet olduğuna inanıldığı köprülerin altından çok sular aktı.

Yine girdiği tüm seçimleri kazanmış olan Erdoğan’ın, bir sahaya inmeyegörsün, bütün parametreleri değiştireceği inancının çoktan yerinde yeller esiyor.

Erdoğan’ın artık kendisi kendine güvensiz görüntüler veriyor.

Ancak şu kesin ki, artık ne Erdoğan’la AKP ne de ortağı Bahçeli ve MHP gündemi belirleyebiliyor. Gündemin peşinden koşup oraya buraya laf yetiştirmeye çalıştıklarını epeydir herkes görüyor.

Hemen her gün neredeyse birkaçı birden açıklanan anketler de, bu tabloyu doğrulayan sonuçlar yayımlıyor. AKP’yle ortağı MHP’nin düşüş sürecinde oldukları hemen herkesin ortak fikri. Hâlâ bu iki iktidar partisini desteklemeyi sürdürenler de Erdoğan ve iktidarının hem de pek yavaş olmayan bir hızla güç kaybettiğini görüyor ve konuşuyor. Gidin işçi ve esnaf kahvelerine, Erdoğan rejimiyle dayanağı iki partiyi savunanların seslerinin kesinlikle eskisi gibi yüksek perdeden çıkmadığını göreceksiniz.

Nasıl çıksın? Erdoğan’ın sesi eskisi yükseklikte çıkıyor mu ki desteklediğini söyleyenlerin yüksek çıksın? Hâlâ bu iki partiyi savunmayı sürdürmeye çalışanlar, her şeyden önce Erdoğan’la Bahçeli’nin ne yapmaya çalıştıklarını anlamıyorlar ki, yüksek sesle sahiplensinler. Savunmaya çalışanlar bir yana, Erdoğan’la Bahçeli kendilerinin ne yaptıklarını anlıyorlar mı ki?

Nas” diyor, faizin düşürülmesini zorluyor Erdoğan. Olacak şey mi? Saf ideolojik gerekçeyle faizin indirilmesini en sıkı Erdoğancının anlaması olanaksız. Haydi, bazı ekonomistlerin savundukları gibi 5’li çete türünden devletle kontratlarını dolar üzerinden yapmış dayanaklar, hazine garantili alacaklarıyla semirmeye devam edecek olsunlar. Haydi, diyelim, ucuz TL ile kolay ihracat yapılacak ve ihracatçının çıkarına faiz indirimi. Tamam, ama bunlar kaç kişidir?

Bu kriz ve AKP’nin kendisinin bile anlamadığı ekonomi politikaları herkesi iktisatçı yaptı. Nasıl yapmasın? Herkesin gözü önünde ve anında alınıyor sonucu. Erdoğan faizden konuşuyor, “Benim gibi düşünmeyen benden değil” diyor, anında dolar değer kazanıyor. Sadece şu son günlerde 8 TL’den başladı 11.5 TL’ye fırladı dolar. Artık, herkesin karnı “Dolarla mı maaş alıyorsun?​” sulandırmasına da tok! Ve AKP destekçisi bile görüyor ki, Erdoğan-AKP’nin ekonomi politikası ekonomi politikası değildir. Ve başlıyor AKP’yle arasına soğukluk girmeye. Devam eden soğukluk kopuşa götürüyor. Ve Erdoğan-AKP desteği eriyor.

Sadece faizle dolar değil ki. Enflasyonun doğal sonucu zamlar. Ve zamlar eskiden AKP ile MHP’ye oy verip desteklemiş olanları etkilemezlik etmiyor. Zamlı benzinle elektrik, gaz faturalarını onlar da ödüyor ve destekledikleri partilerden soğumamaları olanağı yok. İnançlar ve milli değerlerle oynamanın etkisi bir yere kadar. Hamaset kimsenin karnını doyurmuyor.

Bu gidişi ve kendi izlemekte oldukları politikalarla olan doğrudan ilişkisini Erdoğan görmüyor olamaz. Bahçeli de. Erimeyi de görüyorlar şüphesiz.

“Haydi erken seçime” deyip Erdoğan’la Bahçeli’yi seçimi öne almaya ikna etme çabasının sonuç vermeyeceğiyse aşikar. Kim oturduğu koltuktan hele erkenden kalkmak ister? Hangi burjuva? Tersine, eskinin milliyetçi solcusu Barlas, durumdan vazife çıkarıp, suların derinliğini ölçmek için iskandil atıyor. CHP kapatılsınmış! Erdoğan da Bahçeli de oralı olmadı, ama “Neden olmasın” demekle kalmadıkları su götürmez. HDP kaç belediyeden atılmadı mı, kapatılmak için mahkemede değil mi? Bir de “Helalleşme ama tabii hukuki hesaplar da sorulacak” tartışmalarının pekiştirmekte olduğu zaten hiç akıllardan çıkmayan “Gidersek başımıza gelmeyen kalmaz” kaygılarını katın, kendilerini götürecek bir seçime kolayca razı olmayacakları bellidir. “Kapatma” ve faşizmi bir çözüm sayabilirler. Tepkileri ölçme işini Barlas üstlenmiş görünüyor. Hâlâ desteklemeye devam eden yaklaşık yüzde 30’la bir “huruç harekatı” mümkündür diyebilirler.

O nedenle seçimi yok saymadan, öncelikle kuşatılmalılar. Bunu ancak halk yapabilir. O da şimdilik olanca zam ve zulme rağmen burjuva muhalefetin de katkısıyla henüz sessiz. Tüm muhalefet, sesinin ve mücadelesinin önünün açılmasına odaklanmalıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa