23 Kasım 2021 23:51

Uğur Tekstil işçileri öğreniyor ve öğretiyor!

Uğur Tekstil işçileri

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Uğur Tekstil işçileri, Urfa gibi işçilere kölece çalışma koşullarının dayatıldığı bir bölgede DİSK Tekstil Sendikasında örgütlenip sendikal yetkiyi de alarak sınıf mücadelesi bakımından belki küçük ama önemli bir adım atmışlardı. Üstelik sendikalaştıkları için işten atıldıktan sonra yaptıkları direnişle patronlara sendikayı kabul ettirerek bölgede ağır çalışma koşulları ve düşük ücret altında örgütsüzlüğe mahkum edilen bütün işçiler için umut olmuşlardı. Elbette bu durumun işsizliğin ve siyasal baskıların kendini en fazla hissettirdiği bölge kentlerini işçiler için cehennem ve kendileri için bir kâr cennetine çeviren patronları rahatsız etmemesi beklenemezdi. Ancak Urfa’da mücadeleleri ile öğreten, diğer işçiler için umut kaynağı olan Uğur ve Özak Tekstil işçileri, bu mücadelelerinde yeni bir şey de öğrendiler: Patronlarla iş birliği yapan ve işçilerin kapı önüne konmasına seyirci kalan sendikal bürokrasinin de karşılarında olduğunu gördüler.

Maalesef DİSK gibi mücadeleci bir gelenek ve birikime dayanan bir konfederasyona bağlı tekstil sendikanın genel başkanı, sendikasında örgütlü yüzlerce işçinin çıkarlarını kişisel bir çekişmeye kurban etmekte sakınca görmemiştir.

Evrensel’i takip edenler biliyor: Sendika Genel Başkan Kazım Doğan, sendikal örgütlenmenin önünde ciddi engellerin olduğu böylesi bir dönemde başta Uğur ve Özak Tekstil olmak üzere bölgede bine yakın işçinin DİSK Tekstil’de örgütlenmesinde önemli bir rol oynayan sendikanın Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen’i kendi talimatlarına uymadığı gerekçesiyle görevden alıyor. Ardından fabrikalarına gelen sendikanın Genel Başkan Vekili Mehmet Ali Başak’a Mehmet Türkmen’in neden görevden alındığını soran yüze yakın Uğur Tekstil işçisi, jandarma zoruyla fabrikadan çıkartılıp patron tarafından işten atılıyor. Uğur Tekstil işçilerinin işten atılmasını, yine sendikada örgütlü Özak işçilerinin ücretsiz izne çıkartılmaları takip ediyor.

Evet, dün sendikalaştıkları için işçileri topluca işten çıkartan patronlar, bu kez işçileri sendika genel merkez yöneticisini dinlemedikleri gerekçesiyle işten atıyor. Sadece patronların bu tutumu bile durumu yeterince açıklıyor. Zaten sendika genel merkez yönetimi de kendilerini dinlemedikleri gerekçesiyle işlerine geri dönmek için fabrika önünde direnişe geçen işçileri yalnız bırakıyor.

Pazartesi günü fabrika önünde direnişe geçen işçiler adına yapılan açıklama, Uğur Tekstil işçilerinin mücadele ederek bölgenin bütün örgütsüz işçilerine neler öğrettiklerini de özetliyor:

“Aylar önce Uğur Tekstil de örgütlenirken hep bir şeye inandık, Uğur Tekstil’deki örgütlü mücadele, birlik beraberlik sadece bu fabrikada çalışan işçilerin değil, Urfa’daki ve bölgedeki tüm işçilerin kaderini değiştireceğini biliyorduk ve bu düşünce ile yola çıktık(…) Önümüze kırmızı halı serilmeyeceğini, tam aksine hesap edemeyeceğimiz engeller ile karşılaşacağımızı biliyorduk. Ama birilerinin bilmediği ve hesap edemediği bir şey vardı, o da işçilerin birliği, örgütlü mücadelesi ve işçinin bitmek bilmeyen direnme gücüydü (…) En son bir buçuk ay önce fabrikayı kapatarak bu işten, sendikadan, kurtulmayı hedefleyenler yine yanıldı. Biz fabrika önünde direnişe başladık, mücadele ettik ve fabrika tekrar açıldı ve bütün işçiler eksiksiz bir şekilde iş başı yaptı. Bütün bunlar işçinin birliği, kararlı mücadelesi ve sağlam iradesiyle gerçekleşti…”

Devamında söylenenler işçilerin bu mücadelede karşılarında sadece patronların olmadığını nasıl öğrendiklerini de ortaya koyuyor:

“Sendikamızın Genel Başkanı Kazım Doğan, bu fabrikayı bizimle birlikte gece yarılarına kadar ev ev dolaşıp üye yaparak örgütleyen, başından beri bu mücadelemize önderlik eden, fabrikada yetki alınmasını, kapatılan fabrikanın tekrar açılıp hepimizin işe alınmasını sağlayan Bölge Temsilcisini sırf patronun isteğiyle görevinden alıyor. Mehmet Türkmen’in görevden alındığının açıklandığı gün biz işçiler jandarma zoruyla kapı dışarı ediliyoruz. Mehmet Türkmen harcanırken bununla eş zamanlı olarak Uğur Tekstil ve Özak Tekstil işçileri kendilerini kapının önünde buldu, bunun tesadüf olmadığını biliyoruz ve buradan Kazım Doğan’a sesleniyoruz: bu sendikanın gerçek sahipleri biz işçileriz.”

Bugün “Emeğimiz, haklarımız ve onurumuz için direniyoruz” diyen Uğur Tekstil işçilerinin kazanması, insanca çalışma koşulları ve yaşam isteyen bütün işçilerin, mücadeleci sendikacıların ve emekten yana bütün parti ve örgütlenmelerin de kazanımı olacaktır.

Şimdi kölece çalışma koşullarını dayatan patronlara, onların çıkarlarını savunan devletin yönetici ve kolluk güçlerine ve iş birlikçi sendikal bürokrasiye karşı Uğur ve Özak işçileriyle dayanışma zamanı!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa