23 Kasım 2021

Salgında beşinci dalga, eylemlerde beşinci perde

Avusturya | Fotoğraf: Aşkın Kıyağan /AA 

Kovid-19 salgınında beşinci dalga Avrupa’yı etkisi altına alırken, önlemler ve kısıtlamalar da ardı ardına gelmeye başladı. Aşı olanların sayısının diğer Avrupa ülkelerine oranla düşük olduğu Avusturya’da önce aşısızlara sokağa çıkma kısıtlaması getirildi. Böylece Avusturya aşısızları kapatan ilk ülke oldu. Ancak gelen tepkiler ve vaka sayısındaki artış nedeniyle birkaç gün içinde bu kısıtlamalar 22 Kasım tarihinden geçerli olmak üzere tüm nüfusa genişletildi. Aşı yaptırmak da yetişkinler için Şubat 2022’den itibaren zorunlu olacak. Daha doğrusu bunun için yasa hazırlıkları başladı. Bu adımla birlikte, Avusturya bu konuda da bir ilke imza atmış oldu. Aşılamaların başlamasından bu yana aşı yaptıranlarla aşı olmayanlar arasındaki gerginlikte böylece yeni bir aşamaya geçilmiş oldu. Bu gerginlik çatışmaya evrilir mi? Gelişmeleri önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz. Elbette sadece Avusturya’da değil, başka pek çok ülkede. 

Salgın kısıtlamaları ile birlikte, bu kısıtlamalara karşı protestolar da yeniden başladı. Geçtiğimiz cumartesi günü Avusturya’da kırk bin kişi Koronavirüs önlemlerine ve aşının zorunlu hale getirilmesine karşı eylem yaptı. Aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisinin (ÖFP) çağrısı ile gerçekleşen eylemde “Korona diktatörlüğü” yazılı pankartlar açıldı. Aynı gün, bazı meslek grupları için aşının zorunlu hale getirilmesi nedeniyle Avustralya’nın Sidney ve Melbourne başta olmak üzere birçok kentinde de eylemler düzenlendi. Kopenhag’da “Men in Black” adlı sistem karşıtı örgütün çağrı yaptığı protesto gösterisinde de eylemciler sağlık pasaportunun yeniden uygulamaya konulmasını protesto etti. Danimarka’da iki ay önce tüm kısıtlamalar kaldırılmıştı.

Hollanda’da da vaka sayıları bir süredir oldukça yüksek seyrediyor. Hollanda hükümeti de ülkede özellikle restoran, bar ve kafelere yönelik kısıtlamaları uygulamaya koydu. Kısıtlamalarla birlikte, Hollanda’da da protestolar başladı. Rotterdam’da geçtiğimiz cuma akşamı isyan çıktı. Yaralılar var ve onlarca kişi gözaltına alındı. Bu olaylar üzerine, cumartesi günü Amsterdam’da düzenlenecek olan eylem çağrıcı örgüt tarafından iptal edildi. Aynı gün La Haye kentindeki eylemler de başkaldırıya dönüştü. Polisi taşa tutan eylemciler bisikletleri de yaktı. Bu örnekler, salgının beşinci dalgasında protestocuların eylemlerinde öncekilerden daha fazla şiddet repertuvarına başvurduğunu gösteriyor.

Bir “öfke hareketi” de aşı yaptıranların oranının oldukça düşük (12 yaş üstü nüfusun yüzde 43’ü) seyrettiği Fransa’nın denizaşırı toprağı olan Guadalup’ta. Aşının bazı sektörler (sağlık, eğitim, turizm gibi) için zorunlu olmasına karşı adada süresiz grev başladı. Bir haftadır araçlar yakılıyor, dükkanlar yağmalanıyor, göstericilerle polis çatışıyor. Her gece onlarca gözaltı oluyor. Adada, geçtiğimiz cuma gününden beri akşam saat 18.00 ile sabah 05.00 arasında sokağa çıkma yasağı uygulanmasına ve merkezin güvenlik güçlerini eylemlerin gerçekleştiği bölgelere yığmasına rağmen, ne yağmalar ne de araç yakmalar son bulmadı. Sağlık pasaportuna ve aşının zorunlu olmasına karşı başlayan eylemler, artık genel bir memnuniyetsizliğin yansıması. Devletin hatalarından ve yapmadıklarından dem vuruyor eylemciler. “Bir damla doz, vazoyu devirdi” diyor Libération gazetesi yaptığı haberde (22.11.2021).

Peki, bir damla doz başka yerlerde de bardağı taşırır mı? Bir yanda, yüksek enflasyon, özellikle enerji, konut ve gıda fiyatlarındaki muazzam yükseliş, art arda gelen zamlar, hayat pahalılığı, düşük gelirler gibi nedenlerle pek çok ülkede yükselişe geçen “geçinemiyoruz eylemleri”, diğer yanda salgın politikalarına karşı yapılan eylemler… Bu iki protesto dalgası gün olur birleşir mi? Birleşir de kitlesel isyanlara dönüşür mü? Aşırı sağ ile birleşilir mi demeyin. Bu derinleşen ekonomik kriz ortamında her şey olur. Bugün, kısıtlamalara karşı eylem yapanlara öfkeyle, tiksintiyle bakanlar, yarın onlarla aynı meydanda birleşebilir. Dünyanın bütün kitlesel isyanları, normal zamanlarda bir araya dahi gelmeyecek kesimlerin alanlardaki açık ya da örtük ittifakına dayanır. Tahrir’de, Gezi’de ve nice başka meydanda da zaten böyle olmamış mıydı?

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Başpınar'da yüzde 30 kavgası

Başpınar'da yüzde 30 kavgası

Asgari ücrete yapılan yüzde 30’luk sefalet zammı, tüm ücret artışlarına üst sınır çizen bir bıçağa dönüştü. Ücret zammı ve toplu sözleşme dönemindeki tüm emekçiler o bıçağı kemiğinde hissediyor. Antep Başpınar OSB’de de bu yüzde 30 dayatmasına karşı kavga sürüyor. Bir arada durmayı başaran işçiler kazanıyor.

Şireci Tekstil 2023’te vergi öncesi kârı 1.6 milyar TL ama 2023’te hiç vergi ödemedi. İşçilere teklifi yüzde 30 zam.

Karafiber 2023’te 6.6 milyar TL değerinde net satış geliri elde etti. Bu satışlardan “kâr etmediğini” öne sürerek vergi ödemedi.

Yalçın Kardeşler Halı 2023’te kendi beyanıyla 44.4 milyon TL vergiye esas kâr elde etti. İşçilere yüzde 34 zam dayatıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et