27 Kasım 2021 01:11

Yolsuzluğa düdük çalmak

Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) logosu

Paylaş

Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) verilerini sızdırdığı iddia edilen Ramazan A. 25 Kasım 2021 tarihinde tutuklandı. Tutuklama kararı, “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” ve “Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme, değiştirme” iddialarına dayandırıldı.

Hatırlayalım:

Gazeteci Metin Cihan, kimliğini açıklamadığı bir kaynak tarafından kendisine gönderilen TÜGVA içi yazışmaları içeren yüzlerce belgenin bir bölümünü kamuoyuna duyurmuştu. O kadar çok belge gönderilmişti ki Metin Cihan, belgelerin tasnifi ve değerlendirilmesi için gazeteci arkadaşlarından yardım istemişti. Şu ana kadar kamuoyu ile paylaşılan belgelerde öne çıkan unsur, çok sayıda kişinin TÜGVA referansıyla kamu kurumlarında işe alınmalarının sağlanmasıydı.

Vakıfta, nüfus sistemine bağlı bir kurumsal kaynak planlama sistemi (ERP) uygulaması kullanıldığı, yurttaşlık numarası girildiğinde kişinin tüm bilgisinin göründüğü, gönderilen bir defalık linklerle kişilerin atanmak istediği yerleri bildirdikleri ve bu istek üzerinden atamalarının yapıldığı haberleri gündemi sarsmıştı. Bunlara ek olarak TÜGVA’nın pek çok şube binası kiralarının bulunduğu yerin Adalet ve Kalkınma Partili belediyelerince karşılandığı da iddialar arasında yer almış ve konu çok boyutlu tartışmalara neden olmuştu.

Ramazan A’nın tutuklanması, doğası gereği gizli kapaklı sürdürülen bilgi-belge mücadelesinde önemli bir aşama oluşturdu ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun kamu görevlilerini aldığı kararlara dikkat etmeleri konusunda yaptığı uyarıyı akla getirdi. Başta Tayyip Erdoğan olmak üzere iktidar kanadı sözcülerince ‘darbe çağrıcılığı’na indirgenen bu hamlenin, bürokratlar nezdinde etkili olduğu bazı gazeteciler tarafından dile getirilmişti.

Aslında yolsuzluk iddialarını kamuoyuna taşıma gayreti uzun zamandır gündemdeydi. Bu konuda ilkler arasında yer alan simgesel bir çağrı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla ve “israf” vurgusuyla 2019 eylülünde Yenikapı’da sergilenen kiralık araçların etkileyici fotoğrafıyla yapılmıştı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun sosyal medyadan “Bu sadece ufacık bir başlangıç.” yorumuyla karşıladığı bu adım, sadece adı konulmamış bir antiyolsuzluk anıtı olarak değil, bürokratlara yönelik bir “Haydi bakalım sıra sizde” daveti olarak da akıllarda kaldı.

Hem İmamoğlu’nun simgesel yolsuzluk vurgusu hem de Kılıçdaroğlu’nun uyarısı muhalif kesimde başarılı siyasal manevralar olarak yorumlanmış olsa da, gerekli destek yöntemleriyle payandalandırılmadıkları için soyut çağrılar olmanın ötesine geçemedi. Talan düzenine henüz yolsuzluk gerçekleşmeden karşı çıkacaklarla, bilgi-belge sağlayarak sonradan sistemden kopmayı göze alacak yetkililere sunulacak güvenli çıkış mekanizmalarının somut bir biçimde dile getirilmemesi bahsi geçen adımların en büyük eksikliği oldu. Diğer yandan özellikle Kılıçdaroğlu’nun çağrısının imza yetkisi olan kesimle sınırlandırılmış olması ve alt düzeyde görev yapanların da kapsam içine olduğunun açıkça ifade edilmemiş olması hamleyi zayıflattı.

Bahsi geçen süreci çerçeve içine alan “Bilgi uçurma” kavramı, kurum içinde etik değerlere aykırı bir duruma ilişkin bilgi verilmesini içeriyor. Bir kurum çalışanının tanık olduğu yasa dışı eylem ve işlemler konusunda bu durumu engelleyebilme konumunda olan yetkililere, güvenlik güçlerine ya da bunların tümünden umudun kesildiği durumlarda kamuoyuna bilgi sızdırılması anlamını taşıyor. Kelimenin İngilizce karşılığı olan whistleblowing kısıtlı bir ortamda hassas bilginin ifade edilebilmesi vurgusunu içeren düdük veya ıslık çalmak şeklinde çevrilebilir. “Bilgi uçurma” ile ihbarcılık arasındaki ayrımın sınır çizgisini kamu yararı ilkesi çiziyor. Son tahlilde bilgi ve belgeyi sızdırma eyleminin meşruiyeti, sızdıranın kimliğine, siyasal ve sosyal yelpazenin neresinde durduğuna göre değil, işlemin kamu yararına olup olmadığı ölçütüne göre belirlenmekte.

Konunun uzmanlarına göre her dört bilgi uçurandan biri, konuyu önce kurum içinde rapor ediyor. Yolsuzluğu amirine veya kurum/organizasyon içindeki denetleme mekanizmasına bildiren kişi, bundan bir sonuç alamadığında elindeki bilgiyi medyaya, diğer kurumlara veya güvenlik güçlerine sızdırıyor. Bilgi uçurma sürecinin başarısı için elde kanıt olması ve kanıtı değerlendirmeye ehil mekanizmaların önceden hazırlanmış olması gerekiyor. En önemlisi de sürecin sağlıklı bir biçimde ilerleyebileceği bir siyasal ortam ve hukuk sisteminin varlığı. Yolsuzlukla mücadele çağrı ve uyarılarının başarılı olması için kolay ulaşılabilir bilgi aktarma kanallarının sağlanması, bilgi sağlayana yönelik saldırılara karşı güçlü koruma mekanizmalarının oluşturulması ve tekrarının önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılması gerekmekte.

Ramazan A’nın başına gelenler ve dava sürecinde toplumun çeşitli kesimlerince atılacak adımlar, TÜGVA dışındaki kurumlarda da çalınacak düdüklerin gücünü ve sürekliliğini belirleyecek gibi görünüyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa