26 Kasım 2021 23:55

Beyaz Yürüyüş’te hekimler hepimiz için yürüdü!

ttb nin beyaz yürüyüşünden kocaelide görüntü

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Türk Tabipleri Birliğinin (TTB) çağrısıyla, “Emek bizim söz bizim” sloganıyla İstanbul’dan başlatılan Beyaz Yürüyüş bugün Ankara’da sona eriyor.

23 Kasım’da İstanbul’dan yola çıkan; 24 Kasım’da Kocaeli, 25 Kasım’da Bursa, 26 Kasım’da Eskişehir’de basın açıklamaları ve yaptıkları ziyaretlerde taleplerini dile getiren hekimler, bugün Ankara’da düzenleyecekleri Beyaz Forumla Beyaz Yürüyüş’ü tamamlayacak.

Kocaeli’nde yapılan basın açıklamasında, TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı amaçlarını; “Emeğimizin karşılığını vermiyorlar, vermeyecekler bizler yaşamdan yana bir mücadelede her gün yüzlerce insanı yitirmek istemiyoruz. Beş dakikaya sığmayan sağlık hizmetiyle karşı karşıya kalan ve bir aynı hastanın 252 kez hastanelere başvurmak zorunda kalmasına karşı mücadele ediyoruz. Hastalarımızın nitelikli sağlık hizmeti alabilmesi için mücadele ediyoruz. Bizim taleplerimiz sadece sağlık emekçilerinin, hekimlerin değil tüm toplumun talepleridir” diyerek dile getirmişti.

HEKİMLER SADECE KENDİLERİ İÇİN Mİ YÜRÜDÜ?

Beyaz Yürüyüş boyunca hekimlerin örgütü TTB’nin yöneticileri ve her kademeden sözcülerinin öne sürdükleri taleplerden açıkça görüyoruz ki hekimlerin;

  1. Kendilerini “tüketen” çalışma koşullarına, giderek daha çok şiddete maruz kalmalarına, ekonomik ve özlük haklarının her geçen gün kötüleşip “geçinemez” hale gelmesine, COVID-19’un meslek hastalığı kabul edilmemesine, asistanların kölece koşullarda çalıştırılmasına, sağlık birimlerine liyakatsiz atamalar yapılmasına, emeklerinin karşılığının verilmemesine gibi kendilerini doğrudan ilgilendiren,
  2. Pandemi koşullarına bütçede sağlık için yeterince ödenek ayrılmadığı, insanlarımızın sağlığa erişimi giderek zorlaştığı, hastalara beş dakikada bir randevu verildiği, hastanelerde aylar sonraya randevu verildiği, üniversite hastaneleri ve devlet hastanelerinde sağlık hizmeti çökertildiği, her geçen gün vatandaşın cebinden sağlığa daha fazla pay ayrıldığı… gibi kendilerinden çok sağlık hizmeti alan halkı doğrudan ilgilendiren talepler için yürüdüler.

HEKİMLER ’HERKESE PARASI KADAR SAĞLIK’ ANLAYIŞINA KARŞI MÜCADELE EDİYOR

Sağlık sorunu hiç kuşkusuz kişisel olduğu kadar toplumsal bakımdan da en önemli sorundur.

Sağlıklı olduğumuzda bunun pek farkında olmasak da sağlımız bozulduğunda, hele de bir hastaneye gitmek zorunda kaldığımızda hem sağlığımızın hem nitelikli sağlık hizmetinin ne kadar önemli oluğunun farkına varırız. Pandemi günlerinde sağlık hizmetinin ne kadar hayati olduğunu açıkça gördük.

Hekimlerimiz ve onların örgütü olan TTB onlarca yıldan beri; “nitelikli, ulaşılabilir, parasız, ana dilinde bir sağlık hizmeti” için mücadele ediyor. AKP’nin 20 yıla dayanan devri iktidarında ise bu mücadele daha da önem kazandı. Çünkü Erdoğan-AKP iktidarı; kamusal sağlık hizmetini kendilerinden önceki iktidarlardan farklı olarak “kısmen” ihlal etmeyi de bir yana iterek, açıkça cepheden saldıran bir politika izliyor.

Erdoğan-AKP iktidarının, “Sağlıkta Dönüşüm Programı” adıyla uygulamaya soktuğu politikalarla;

  • Tıp eğitiminden, kamu hastanelerdeki hizmete kadar kamusal sağlık hizmetini bilerek isteyerek kötüleştirip itibarsızlaştırarak,
  • Şehir merkezlerindeki hastaneleri kapatıp, herkesi şehir dışında yandaş müteahhitlere inşa ettirilen, halkın ulaşmasının bile sorun haline geldiği, hasta garantili devasa hastaneleri sağlık sisteminin merkezi yaparak,
  • Kamunun imkanlarını özel hastane ve özel sağlık kliniklerine aktararak, “sağlığı sermayenin en tatlı kâr alanı” haline getirerek “herkese parası kadar sağlık hizmeti” vermeyi savunuyor.

Bunun içindir ki, TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Hoca, “Bizim taleplerimiz sadece sağlık emekçilerinin, hekimlerin değil tüm toplumun talepleridir” diyor.

SENDİKALAR VE EMEK ÖRGÜTLERİ KENDİLERİNE GÖREV ÇIKARMALI

Hekimlerin, Beyaz Yürüyüş vesilesiyle yeniden ifade ederek farkındalık yaratmak istedikleri sağlık sorunuyla bağlantılı olarak öne sürdüğü talepler, sağlık sorununu Londra’da New York’ta da çözebilecek olan bir avuç multimilyoner dışında tüm toplumu ilgilendirmektedir.

Hekimlerin toplum içinde “özgül ağırlığı”, hele de söz konusu sağlıksa, çok yüksektir. Ama iktidarın bunu umursamadığı, tersine kamusal sağlık hizmeti gibi hekimliği de itibarsızlaştırmak için her yola başvurduğu dikkate alındığında, “halk için bir sağlık hizmeti” diyerek Beyaz Yürüyüş yapan hekimlerin öne sürdüğü “halk sağlığı” ile ilgili talepleri de umursamayacağı besbellidir.

Bu yüzden de hekimlerin sıraladıkları talepleri övmenin, hekimlere alkış tutmanın ötesine geçerek, bu talepleri savunmak için herkesin kendisine “görev” çıkarması gerekir.

Burada “herkes” derken, birer birer vatandaşlardan öte sendikalar, emek örgütleri, halktan yana siyasi parti ve çevreler, kamusal sağlık hizmetinin önemini fark eden her tür örgütlenmeleri kastediyoruz. Bu örgütlenmeler sağlıkla ilgili talepleri kendi mücadelelerinin talepleri olarak görmek, bunları her platformda savunmak durumundadır.

Dolasıyla emek mücadelesinin diğer alanlarında olduğu gibi sağlıkla ilgili taleplerde de, bu taleplerin mücadelenin talepleri olarak benimsenmesi ve yaygınlaşması için ileri işçi-emekçilerin, emekten yana siyasi parti ve çevrelerin sorumluluk alması belirleyici önemde olacaktır.

Alkışlamak yetmez! Mücadelede herkesin bu ”hayati talepler”e sahip çıkması da gerekir

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa