Tanık
Fotoğraf: Fırat Topal/Evrensel
Geçen gün bir televizyon kanalında, sabah programında, programın sunucusu Tahir Elçi’nin 6. ölüm yıl dönümü ile ilgili haberi verirken “Dilerim en kısa sürede görgü tanıkları ortaya çıkar da bu cinayet çözülür” dedi.
Belli ki, sunucu Tahir Elçi cinayeti konusunda yeterince bilgi sahibi değildi. Son yıllarda medyada bilgisi olmadığı konuda konuşan o kadar çok ki, artık bu durum kanıksandı. Bu nedenle, sunucunun bilgisizliği üzerine yazmak bu yazının konusu değil. Üstelik sunucu da çok iyi niyetli olarak bu hatayı yaptı. Tahir Elçi’nin ölümüne üzüldüğü her halinden belliydi.
Tahir Elçi’nin öldürülmesinin üzerinden altı yıl geçti. Dava neden bu kadar uzadı? Gerçekten cinayeti çözmek için yeterli delil yok mu? Tanıkların ortaya çıkıp cinayeti aydınlatacak bilgileri mahkemeye sunması mı gerekiyor?
Öyle değil.
Tahir Elçi cinayeti davası en çok tanığa ve başka delile sahip bir davadır. Cinayetin nasıl işlendiği adeta canlı yayımlandı televizyonlarda.
Onlarca tanık, video görüntüsü, mermi çekirdeği ve kovanı var ortada.
Cinayetin nasıl işlendiğini kısaca hatırlatalım.
Dört Ayaklı Minare Diyarbakır’ın simgelerinden biridir. Dört sütun üzerine konulmuş bir platformun üzerine inşa edilmiş bir minaredir. En az beş yüz yıllık minare diğer minarelerden farklıdır. Abdülhamid’in çeşitli kentlere yaptırdığı saat kuleleri gibi dikdörtgendir. Kiliselerin çan kulelerine benzer. Üst kısımda dikdörtgen kulenin bitiminde kısa bir klasik minare görülür. Üzerine oturduğu dört sütunun İslamın dört mezhebini temsil ettiği kabul edilir.
Diyarbakır’ın “Gavur Mahallesi” denilen kısmında yer alan minarenin yakınında altı sene önce “hendek çatışmaları” yaşanıyordu. Minarenin yüz metre ötesindeki bir sokak barikatlarla kapatılmıştı. Polisler barikattaki PKK’lilerle çatışıyorken minareyi de kasıtlı olarak kurşunlamışlardı. Dört sütun üzerinde çok sayıda kurşun yarası vardı. Bunun üzerine Diyarbakır’daki demokratik kitle örgütü, meslek odaları, sendikalar vd. temsilcileri Dört Ayaklı Minare önünde bir basın açıklaması kararı aldılar. Basın açıklaması bitmek üzereydi. Basın açıklaması metnini Baro Başkanı Tahir Elçi okuyordu. Arkasında en az otuz kişi vardı. Önünde ise onlarca gazeteci ve onların arkasında polisler. O sırada polislerin arka tarafından, sokağın başından silah sesleri geldi. Ana caddede polis bir taksiyi durdurmuş, taksiden inen PKK’li iki polisi vurmuş ve Dört Ayaklı Minare’nin sokağına sapmıştı polisten kaçarken. Elinde tabanca ile sokağın girişinden aşağıya doğru koşan eli silahlı birini görünce herkes kaçışmaya başladı. Basın açıklaması için gelmiş polisler dönerek ve koşan kişiye ateş etmeye başladılar. Koşan kişinin silahındaki mermiler bitti. Elindeki tabancayı polislere doğru fırlattı ve minarenin yanından aşağıya doğru koşarak barikatların arkasına ulaştı. Muhtemelen vuruldu.
Polisler kaçan kişi yanlarından geçtikten sonra da arkasından ateş etmeye devam ettiler.
Yol ile cami arasında dikdörtgen bir cep vardı. Minare bu cebin ortasındaydı. Caddeden aşağıya doğru tarif ettiğimizde, kaçan kişi cebin solundaki dar sokakta koşuyordu. Basın açıklaması yapanlar cebin sağına doğru kaçmıştı. Üç polis minarenin cadde tarafında on metre geride bir otomobilin arkasından kaçan kişiye doğru ateş ediyordu. Tahir Elçi bu üç polisin birinin silahından çıkan kurşunla vurulmuştu. Çünkü kaçan kişinin onu vurabileceği mevkide kurşunu bitmiş ve boş silahını polislere doğru fırlatmıştı.
Bütün bunlar o anda gazetecilerin çektiği video görüntülerinde görülüyordu. Görüntüler medyada ve sosyal medyada defalarca yayımlandı. Tanıklar bu şekilde ifade verdi.
Yapılacak şey Elçi’yi öldüren mermi çekirdeğini bulup hangi silahtan atıldığını tespit etmekti. Ama delil karartma ilk andan itibaren başladı. Olay yerini herkese kapattılar. Mermi çekirdeğini bulamadık dediler. Olay yeri çatışma alanı diye uzun süre keşif yapmadılar. Halbuki barikatın olduğu sokak iki zırhlı araçla kapatılıp aynı gün keşif yapılabilir. Alandaki bütün boş kovan ve mermi çekirdekleri toplanabilirdi. Polislerin silahı ile PKK’linin silahının farklı olduğu video görüntülerinden dahi belli oluyordu. Elçi’yi öldüren merminin hangi silahtan çıktığını tespit etmek çok kolaydı. Mermi çekirdeğini bulamadılar. Mermi çekirdeği bir yağmur damlası gibi buhar olup havaya karışmıştı.
Altı ayda sonuçlanabilecek bir dava altı senedir sürüyor.
Fail polis ve asker olunca söz konusu olan cezasızlık, Tahir Elçi davasında da yürürlükte.
Tanık çok. Delil çok. Fail yok.
- Kartlar yeniden karılıyor 17 Aralık 2024 04:41
- Suriye'yi bekleyen 10 Aralık 2024 05:01
- Savaşa ve yoksulluğa karşı ittifak 03 Aralık 2024 06:40
- Kayyım 26 Kasım 2024 04:41
- Onların çocukları 19 Kasım 2024 04:42
- Etki ajanlığı 12 Kasım 2024 04:59
- Senaryo belli oldu 05 Kasım 2024 04:52
- Açılım senaryoları 29 Ekim 2024 04:48
- Haklar pazarlık konusu olmaz 22 Ekim 2024 04:13
- Erdoğan'ın dediklerinin meali 15 Ekim 2024 04:37
- Bilinen yalanlar 08 Ekim 2024 04:41
- Barış mücadelesi 01 Ekim 2024 04:48