Bakana ‘af’, vatandaşa yem

Nureddin Nebati | Fotoğraf: Barış Oral/AA
Tek adam sisteminde istifa yasak. Doğal olarak, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan da istifa yerine görevden affını istedi.
Yerine Yardımcısı Nureddin Nebati atandı.
Tercih edilen isimler bir şey anlatır. Ama asla meselenin özünü anlatmaz!
Nureddin Bey ağustos ayında objektife yakalanmıştı. Daha önce affını isteyen damat Bakan Berat Albayrak ile… Süleymaniye’de bir masada.
Mesele, ‘Damadın adamı bakan oldu’, ‘Dünün kaybedeni Berat artık daha güçlü’nün ötesinde.
Berat gittiğinde…
Ekonomi politikalarında öncelik değişmişti. Faiz artırılmış, merkez bankasının dolarlarının satışı durdurulmuş, döviz cinsinden iç borçlanmada frene basılmıştı.
Berat’ın gidişini sevinçle karşılayan çoktu.
Uluslararası entegrasyonu güçlü büyük sermaye… Piyasalar (finans sermaye)… Hatta sorunları bakanın damat olması üzerinden açıklayan muhalefet… Hepsi de memnun olmuştu damadın gidişinden.
Birileri memnuniyet yaşarken, ‘acı ilacı içeceğiz’ diyen Erdoğan ise… Bir süredir gerilim yaşadığı-Zaman zaman zayıflasa da bağlarını hiçbir koşulda koparmadığı-Batı’ya ve büyük sermaye çevrelerine ‘köprüleri atmayalım’ mesajı veriyordu; Lütfi Elvan’ı bakan ve Onunla ortak zihniyetteki Naci Ağbal’ı Merkez Bankası başkanı olarak atarken.
O görevlendirme döneminde bu köşede şu tespiti yapmıştık: Sevinen kesimlerin iyimser beklentileri ile aylardır ücretsiz izinde olan, kısa çalışma ödeneği ile geçinen, uzun süredir iş arayan milyonların beklentisi maalesef kesişmiyor. Bu kesimlere düşen ‘acı ilaç’ olacak.
Ve eklemiştik: Hükümet artık büyük sermaye ile etrafındaki daha küçük ölçekli sermaye grubunun çıkarlarını dengede tutamıyor. Şimdi ‘büyükleri’ sevindirse de yakın zamanda faiz indirimleriyle diğerlerini korumanın peşine düşecek.
Nitekim öyle oldu!
Cumhurbaşkanı Erdoğan önce Merkez Bankası başkanını değiştirdi. Ardından ‘faiz insin’ talimatı verdi.
Süreci onaylamayan…
“Ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam” sözleriyle Cumhurbaşkanınca hedef gösterilen..
Bakan Elvan’ın ‘affı’ da malumun ilanı oldu.
VATANDAŞA ‘SAF’, PATRONA ŞAH MUAMELESİ
Şimdi bu süreç, ‘Ekonomik kurtuluş savaşı’ olarak pazarlanıyor.
Oysa faiz kararı…
Yüksek faiz altında ekonomik faaliyetini sürdüremeyen, düşük kredi faizi ile beslenen sermaye çevreleri için.
Gelen isim de onların temsilcisi. Hükümetle ‘kader ortaklığı’ yapan ülkenin daha küçük ölçekli sermayesinin örgütü MÜSİAD’ın Yüksek İstişare Heyeti üyesi.
Eski bakan damat da bu kesimlerin sözcülüğünü yapıyordu.
Şimdi hazırlanan…
50 kişinin altında çalışanı olan firmalara istihdama kattıkları her yeni kişi için 100 bin liraya kadar kredi…
58 şehirde de girişimcilere 7 puana kadar faiz desteği…
Öngören yeni teşvik paketi de bu kesimleri gözetiyor.
Bakan Elvan göreve geldiğinde yaptığımız gibi gittiğinde de peşinen söyleyelim: Ortada yine emekçilerin sevineceği, umutvar olacağı bir durum yok. Aksine bu tepişmelerden doğacak yüksek enflasyon ve yüksek kurun bedeli yine emekçilerin sırtından çıkacak.
Dikkat buyurun! Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu dün, ‘yatırımcılarla’ bir araya geldi.
Vatandaşa, ‘Faiz düşecek, ekonomi coşacak, istihdam artacak, ekonomi boyunduruktan kurtulacak' anlatısı yapılırken onlara dedi ki: “Faiz indirimi için sınırlı alan kaldı ve bu alanı büyük ölçüde bitirdiğimizi düşünüyorum.”
Mealen: ‘Faizi çok da indiremeyiz.’
Vatandaşa yapıldığı gibi ‘ekonomide kurtuluş savaşı’ anlatmak yerine patronlara onları rahatlatacak şeyler söyleniyor.
‘Faizi indirelim, kur ne olursa olsun. Hükümet gözünü kararttı’ havası da önceki gün bitmişti; Merkez Bankası kurlara döviz satışı yaparak müdahale ettiğinde.
Merkez, müdahaleyi dolar 14 TL’ye yaklaşınca yaptı. 14 TL üstüne tahammülü olmadığını gösterdi.
Merkez Bankasının elinde çok atımlık barut yok. Katar’ın ve bankaların emanetiyle, elin barutuyla savaş bir yere kadar.
Yarın öbür gün barut bitince ne olacak?
Cevap: Daha beter!
Vatandaşa, ‘faiz inecek, her şey düzelecek’ yemi atılıp, ‘yukarıdaki’ çıkar savaşlarının üzeri örtülüyor.
Özetin özeti:
- Hükümet seçime kadar piyasaya can verip, sonra can alma peşinde.
- Hükümetin ekonomik ve finansal bağımlılığı ortadan kaldıracak bir planı yok.
- Dış politikadaki açmazlar, iç politikada tıkanıklar hükümetin içindeki (Berat-Soylu bilek güreşinin çok ötesinde cereyan eden) gerilimi tırmandırıyor.
- Aşırı yetkili tek adam sistemi ‘rasyonelliğe’ ve ‘verimliliğe’ yol açmıyor.
- Attığı yeni adımda iktidarın nefesinin seçime kadar yeteceği çok şüpheli.
- Çözümü ‘faiz indir’, ‘faiz çıkar da’ aramanın faturası emekçilere çok ağır.
Evrensel'i Takip Et