Mahmut Konuk ve hak mücadelesi

Fotoğraf: Evrensel
Bundan 30 yıl önce, Ankara’da, KESK’in kuruluş süreci başlarında tanımıştım Mahmut Konuk’u… ’80’li yılların sonları, ’90’lı yılların başlarıydı.
Prof. Dr. Mesut Gülmez Hoca, memurların sendikalaşması önünde hukuksal bir engel bulunmadığını yazıyordu, yazılarında.
Memurlar bir arayış içerindeydi.
Başı hep sokak eylemleri nedeniyle dertteydi Mahmut Konuk’un. Bir sivil itaatsizlik, protesto hakkını kullanan bir direnişçiydi. Bir sağlık emekçisiydi. Sayısını kendisinin de bilemediği kadar gözaltına alınmıştı.
Ankara’da her demokratik protestoda, hak arayışında vardı.
SES, KESK ve İHD üyesiydi.
20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL KHK’lerinden 677 sayılı olanı onu da vurmuştu.
İhraç!
22 Kasım 2016 tarihli Resmi Gazete’de 677 sayılı KHK ile, adları soyadları yazılan 15 bin 613 kamu görevlisiyle birlikte kamu görevinden ihraç edilmişti.
Geçen hafta 2 Aralık günü, 237. hafta 1654 gündür sürdürdüğü Ankara Dikmen’de son çalıştığı kurum önündeki basın açıklamasını okudum. Yeni davasını da haber veriyordu.
Şimdilerde KESK üyelerinden ihraç edilenlerin sayısı 4 binleri çoktan aştı.
Terörle, devletin milli güvenliğini tehditle suçlanarak…
Hangi kritere göre, hangi delillere dayanarak, hangi yargı kararına dayanarak, hangi devlet yetkisine dayanarak ihraç sorularını sormayınız.
Hukuksal olarak cevap verilemez. 130 binden fazla kamu görevlisi KHK’lerle nasıl hukuksuzca ihraç edilmişse Mahmut Konuk da aynı usul ve nedenlerle ihraç edilmiştir.
Keyfilik!
Muhalif düşünceye tahammülsüzlük.
Türkiye’nin, laik, demokratik, sosyal ve hukuk devleti temel özelliklerini vurgulayan Anayasa’nın 2. maddesini akılda tutarak soralım bunları.
Hangi hukuka, yasaya dayanarak kamu görevinden çıkarıyorsunuz? Kamu görevinden çıkarmada ölçütleriniz nedir? İlan ettiniz mi? Ne zaman ilan ettiniz de biz duymadık? Değerlendirme ölçütlerinizi de bilmek isteriz yurttaşlar olarak. Varsa da biz bilmiyoruz, çünkü bu ölçütlerin ne olduğu yayımlanmamıştır. Değerlendirmelerin dayanması gereken ölçütler, koşullar da belirlenmiş değil. KHK’lerde siyasi iktidar Milli Güvenlik Kurulu değerlendirmelerinden söz ediyor da o yüzden diyoruz. Milli Güvenlik Kurulu kararları gizli ve o kurulun yargı yerine geçerek aldığı kararların tümü “hukuk devleti” ilkelerine, yani anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddesine aykırı olur. Hukuk devleti ilkesi karşısında “yükümlülük azaltılması”ndan da söz edilemez.
Tam bir keyfilikle KHK’ler ile 130 binden fazla insan ihraç muamelesine muhatap oldu.
OHAL ve KHK’ler giderken, 31 temmuz 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe giren 7145 sayılı Yasa’nın 26. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye geçici 35. maddeyi ekleyip, bıraktı mayın tarlasına. İhraçlar “olağan hal”e geçtikten sonra da 31 Temmuz 2018 tarihinden itibaren önce 3 yıl daha uygulanacak, 31 temmuz 2021 geldiğinde de bir yıl daha 31 Temmuz 2022 yılına kadar tarlada duracak. O arada kamudan ihraçlar hızla devam edecek. Öyle planlandı, bu “arınma” (lustration), kamudan ihraç süreci. Ve öyle de uygulanıyor.
Siyasi iktidar sadece darbe teşebbüsünde bulunanları değil, Allah’ın lütfu kabul edip tüm kendileri gibi düşünmeyen kamu görevlilerinin tasfiyesini hedef aldı ve öyle de yürüttü, yürütüyor bu “arınma” sürecini.
Fakat bu konuyu tartışmaya fırsat vermiyorlar.
Mahmut Konuk ile ilgi 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Yasası’na aykırılıktan açılan soruşturmalar takipsizlikle ve açılmış davalar da beraat ile sonuçlanmıştır. Uzun bir süredir de gözaltılar yanında Kabahatler Kanun’una göre idari para cezaları ile yıldırmaya çalışılmış, bu cezaların hukuka aykırılığı yargı kararlarıyla belgelenmesi üzerine yasa dışı örgüt üyeliği yakıştırması yapılmaya başlanmıştır.
Son durum şimdilik şöyledir:
Her konuda tek bir kişinin karar vermesini eleştiriyor. Siyasal sistemi eleştiriyor. Böyle bir sistemin faşizm olduğunu söylüyor. Bir de kendisi gibi kamudan ihraç edilenler ile ilgili, “Bizi ihraç ederken ‘bunlar darbe ile ilişkili-iltisaklı’ diyerek yalan söylediler” diyor. O zaman da hakkında hem cumhurbaşkanına hakaretten ve hem de halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten dava açılıyor.
Dostları, “Şimdi Mahmut Konuk ile dayanışma zamanı” diyor.
Duruşma Tarihi: 14 Aralık 2021, Saat: 11.45
Yer: Ankara Adliyesi 54. Asliye Ceza Mahkemesi
Evrensel'i Takip Et