Dünyada gündem iyi değil. Türkiye’de de hiç ama hiç iyi değil. Kamu yararı tümüyle yürürlükten kaldırıldı. Her şey Saray yararına göre işliyor. Esenler Belediyesi, “öğrencilerin eğitim-öğretim” gereksinimlerini gerekçe göstererek TÜRGEV adlı kuruluşa bir binayı bedelsiz olarak tahsis etmiş. Saray yavrusu kuruluş da binayı bir börekçiye ayda 50 bin liraya kiraya vermiş. Bu kimin yararına olur, gayet açık. Öğrencilerin yararına olmadığı da açık. Kamu yararı ilkesi geçerli olmadığında başka ne beklenebilir ki?

Covid-19 salgını dünyayı sınamayı sürdürüyor. Dördüncü dalga ve yeni türevler gündemde. Kamu yararını öncelikli tutmayan hükümet ve rejimlerin salgını önlemekte başarısız oldukları artık apaçık ortada. Halk sağlığına ayrılması gereken bütçeyi başka önceliklere harcamakta başı çekenler kaçınılmaz olarak toplumun zarar görmesine neden oluyor. Öncelikli olmaması gereken önceliklerin başında militarizm geliyor.

Halk sağlığına ayrılması gereken bütçenin salgının dördüncü dalgası sürerken bile militarizme aktarılması akıl alır gibi değil. Ama militarizm böyle akla aykırı işliyor. Geçtiğimiz hafta bu aykırılığa yeni sıfırlar eklendi. Toplam dokuz sıfırdan söz ediyoruz. ABD Temsilciler Meclisi 778 milyar dolarlık bir militarizm bütçesini 363 oyla onayladı. Yalnız 70 karşı oy kullanıldı. Bu bütçenin yakında senatodan da geçmesi bekleniyor.

778 milyar yazması bile zor bir sayı. Ama tümüyle gerçek. Trump başkanken sıfırların önünde 738 vardı. Trump’a karşı aday olan ve seçilen Biden, emperyalizm söz konusu olduğunda kendisinden önceki başkanlarla aynı çizgide olduğu için 778 milyarlık militarizm bütçesini onaylayacak. Buna kesin gözle bakılıyor.

Belli ki, dünyanın sıfırlarla dolu militarizm bütçelerinden daha çok çekeceği var. Acaba bu sıfırlarla dolu bütçe ABD’deki çocuklara sorulsa, çocuklar ne derdi? Ya da bu konuda dünyadaki çocuklar ne düşünüyor?

Uzun uzun düşünmeye hiç gerek yok. Geçen yıl, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 30. yıl dönümü dolayısıyla Avustralya’da yapılan ve Pasifik ülkelerinden çocukların katıldığı bir toplantının sonuçlarına göz atalım.

Toplantıda belirlenen önceliklerin başında Covid-19 Salgını geliyor. Salgın çocukların dünyasını altüst etti. Dahası, büyük bir belirsizlik yarattığı için gelecek kaygısına neden oluyor. Belirlenen ikinci öncelik, iklim değişikliği. Daha açık bir dille söylersek, iklimlerin çöküşü. Çocuklar ve gençler kendilerini bekleyen bu büyük tehlikenin farkındalar ve gayet akılcı bir yaklaşımla var olan gidişin değişmesi gerektiğini görebiliyorlar. Dünyanın yakın gelecekte yaşanılmaz bir yere dönüşmesi söz konusu olduğu için sürdürülebilir bir dünya istiyorlar.

Üçüncü sırada, yerli çocukların hakları var. Yerli halkların karşı karşıya kaldıkları adaletsizlikler Pasifik ülkelerinde çok daha açık olarak yaşanıyor ve görülüyor. Çocuk Hakları Sözleşmesi çocukların ayrımcılıktan arınmış bir dünyada yaşamasını öngörüyor. Tam da bu nedenle, çocuk hakları her çocuk için geçerli, her çocuk haklarını kullanabilmeli diyor. Çocuklar yine akılcı bir analizle tutarlılıktan yanalar ve bu ilkenin koşulsuz olarak uygulanmasını istiyorlar.

Özetle, çocuklar militarizm dolu bir dünya istemiyor. Kamu yararı ilkesine uygun önlemlerle salgının durdurulmasını istiyorlar. İklim değişikliğine karşı akılcı önlemler alınmasını ve sürdürülebilir bir dünya kurulmasını istiyorlar. Çocuğun yararı ilkesinin uygulanmasını ve ayrımcılığa son verilmesini istiyorlar. Bunları isteyen çocuklar, militarist rejimlere ve sıfırlarla dolu militarizm bütçelerine acaba kaç verirdi? Elbette ki, kocaman bir sıfır!

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Sivil kanıyla harita çiziyorlar

Sivil kanıyla harita çiziyorlar

Suriye’de aralık ayında yönetimi ele geçiren Batı destekli cihatçıların, ülkedeki farklı etnik ve dini gruplara yönelik katliamları artarken, emperyalist güçler bu kanlı ortamı bölge haritasını yeniden şekillendirmek için bir fırsat olarak görüyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İktidar yoksullaştırdığı halkın imdadına yetişen kent lokantalarından rahatsız. Kent lokantasını öven Vedat Milor’a soruşturma açıldı.

Evrensel'i Takip Et