Memleket manzaraları

Fotoğraf: Eylem Nazlıer / Evrensel
Pazar günü yurt hakkı için Ankara’ya giden bir grup üniversite öğrencisinin önü kesildi. Doksan civarında öğrenci gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında gazeteciler de var. Öğrencilerden birinin kolu kırıldı.
Televizyonlarda gözaltına alınmalarını izliyoruz. Öğrencilerden biri gösteri ve yürüyüş hakkından söz ediyor polise. Polis “o sana göre” diyor. Halbuki gösteri ve yürüyüş hakkı öğrenciye göre serbest değil, Anayasaya göre serbest. Sana göre diyen polis de en üst amiri gibi Anayasayı tanımıyor. Gösteri ve yürüyüş hakkı sana göre serbest, bana göre sana serbest değil diyor. Sana göre yasa, bana göre yasa düzeni…
Ankara Valisi, sana göre yasa, bana göre yasa düzenini bir başka şekilde izah etmiş. Ankara’ya giden öğrenciler “marjinal bir grup” imiş. Yasaların uygulanmayacağı, Anayasa ve haklardan yararlanamayacağı ilan edilen yeni bir yurttaş grubumuz daha oldu: “Marjinaller”
Vali Bey marjinallerin tarifini yapmamış. Ama Ankara’ya giden gençlerin taleplerini biliyoruz. Yurt istiyorlar. AKP iktidarı ortaokul açar gibi her tarafa lise düzeyinde üniversite açtı. Bu üniversitelere giden öğrencilerin büyük çoğunluğu o üniversitenin açıldığı kentte yaşayan genç değil. Bu nedenle üniversitelerin olduğu yere yeterli miktarda yurt da açmak gerekiyor. Fakat, iktidar gençleri “dindar ve kindar” yapmak için yurt açmıyor. Öğrencileri tarikat yurtlarına mahkum ediyor. Öğrencilerin “deccal” diye kafası kesilen tarikat yurtlarına.
Aynı gün sokak röportajı yapan üç youtuber gözaltına alınmış. Hem de yine gece yarısı evi basılarak ve evindeki bilgisayar ve telefonları da götürülmüş. Bunlar olurken Adalet Bakanı “reformlar” yapmaya devam ediyor. Güya insanlar gece yarısı gözaltına alınmayacaktı. Mesai saatlerinde gözaltına alınacaktı. Gece yarısı gözaltıları devam ediyor. Kanunlarda evlerden ve işyerlerinden bilgisayar vb. alınamayacağı, imajının alınarak bir suretinin sahibine verileceği yazılı iken, hala bilgisayarları, telefonları, tabletleri alıp götürüyorlar.
Sokak röportajlarından da rahatsız olmuşlar. Gerekçe bir AKP’linin şikayeti imiş. O zaman, şikayet edilen kişiyi savcılığa çağır ifadesini al, yasaya aykırı bir iş yaptıysa hakkında dava aç. Niye gece yarısı evini basıp, evini dağıtıp, bilgisayar ve telefonuna el koyarak gözaltı yapıyorsun?
Adalet Bakanı “reform” yapmaya devam ediyor hala…
Bu satırlar yazılırken Türk Lirası yüzde on daha değer kaybetti. Artık insanlar elinde para varsa temel ihtiyaç maddelerinden alabildiği kadar alıp bir temel ihtiyaç mallarını bulamama durumuna hazırlanıyormuş.
Faşizm uygulamaları ve ekonomik iflas atbaşı gidiyor.
Değiştiremezsek geleceğimiz fena.
Evrensel'i Takip Et