Tehdit mektubu
Evrensel ve Agos gazetelerine TİT (Türk İntikam Tugayı) imzalı tehdit mektubu gönderildiğini biliyorsunuz. Bu ilk değil, son da olmayacak. Yeryüzünde biz ve onlar var oldukça, bunları göreceğiz ve göğüsleyeceğiz.
Tehdit mektubu haberi gazetemizde yayınlandıktan sonra basın meslek örgütlerinden ortak tepkiler geldi. KESK de gazetemize bir mektup göndererek destek mesajı verdi. Onların dışında da fazla bir ses seda duymadık, eğer duyulsaydı gazetemizde yayınlanırdı.
Faşist tehditlere karşı ses çıkartması beklenenlerin sesi her gün bu gazetede duyulur, hem de iyi duyulur. Sendikalar, emek ve meslek örgütleri, hiçbir yerde sesini duyuramadığı kadar bu gazetede duyurur. Bir sendikanın en ücra yerdeki şubesinin dahi sesi burada duyurulur. O sendikanın politik eğilimine de bakılmaz. Gazetemiz, bu sesleri salt habercilik mantığı ile değil, halka gerçekleri yansıtma amacıyla duyurur; çünkü iyi bilir ki, sermaye basını bu seslere kulak tıkar.
TMMOB ve bağlı odalarının sesi de burada hep duyulur, her dedikleri haber olur, çünkü TMMOB doğrulardan bahseder. Yıllara yayılan mücadele kardeşliği bu gazetede her zaman karşılığını bulur. Gazetemize yapılan tehdit ise, ne TMMOB’de, ne de bağlı meslek odalarında herhangi bir karşılık bulamadı. Diğer emek ve meslek örgütlerinin de kurumsal tepkilerini pek göremedik. Yine de yanılmış olmayı umuyorum, yanılmak bazen güzeldir.
Sahipsiz değiliz biz; gazetesiyle, yayıneviyle, televizyonuyla ve örgütlülüğü ile muhteşem bir topluluğuz; ama dostların ahde vefası bizim için önemlidir ve değerlidir. Her ne olursa olsun, kim ne ses verirse versin ya da vermesin, halktan yana çıkan her sesi biz yine buralarda duyuracağız.
Gazetemize yönelik baskıların tarihi epey eskiye dayanıyor. Baskınlar, yasaklamalar, kapatmalar derken 16 yıla uzanan günlük gazete yayıncılığında demir attık ve bu günlere geldik. Katledilen basın emekçilerimiz Metin Göktepe ile, Namık Tarancı ile geldik, emekle ve özveriyle geldik. Günlük gazeteciliğin öncesi ise zaten başka bir konudur, sadece bir gazete yayınlama olayı değildir. Onu daha önce anlattım, bir ara yine anlatırım.
Her devrimci basın organının mutlaka değerli bir geçmişi var. Tümü tehdit aldı, tümü baskı görüp canlarını arkasında bıraktı, ama yine de tümü yollarında dimdik yürüyor. Yürüyüşleri, bize de güç ve gurur veriyor.
Biz ironik güzellemelerle yetinmiyoruz. Durduk yerde aramızda sayım da yapmıyoruz. Geçmişimiz bizimdir, başkalarına ait değildir ve o geçmişimiz bize ışık tutuyor. Baskı ve tehditler, geçmişimizin her aşamasında vardı, şimdi de var; ama bizi diri ve direngen tutan değerlerimiz de var. Bu değerleri yol ve mücadele arkadaşlarımızla paylaşmayı istemek elbette hakkımızdır, bu hakkımızı kullanmak için yazdık bunları.
Evrensel'i Takip Et