Çıkarlar çatışıyor, bir halk eziliyor!
Fotoğraf: DHA/Arşiv
Bir "dış güç" saldırısı yok.
"Çok net olarak söylüyorum" diyerek Maliye Bakanı Nureddin Nebati vurguladı: “Dışarıdan herhangi bir saldırı yok. İçeride birkaç manipülatif, spekülatif işlem var.”
Saldırı yok ama vurgun var.
Dolar 17.70’i aştı. Avro ise 20 TL sınırını…
Altın fiyatları sert yükselişini sürdürdü. Gram altın tarihinde ilk kez dört haneli rakamları gördü: 1000 TL.
Birileri için vurgun zamanı, av mevsimi.
Çok dövizi olanlar, çok altını olanlar, gayrimenkulü ve serveti olanlar için zenginleşme fırsatı.
Bulgaristan ve Yunanistan vatandaşları için batan geminin mallarını yağmalarcasına alışveriş zamanı. Yol kenarına Yunanca ve Bulgarca reklam tabelaları çoğaldıkça çoğalıyor.
Birileri için ise tam tersi; vurgun yeme zamanı!
Misal ücretliler; daha ödenmeye başlamadan asgari ücrete yapılan zammın yüzde 33’ü eridi.
Açıklandığı günkü kurla 271 dolara denk gelen asgari ücret 4 günde 241 dolara geriledi.
Misal yoksullar; gıda maddelerine gelen zamlar-ki o zamlar yüzde 20’ler, 30’lar-sonrası mutfakta vurgun yedi!
Daha da sürecek üstelik. Döviz kurundaki önlenemez yükseliş nedeniyle akaryakıta gelen zamlara yetişilemez oldu.
Daha 2 gün önce 1 lira 14 kuruş zamlanan mazota 55 kuruş daha zam geldi.
İkin gün önce 69 kuruş zamlanan benzine 62 kuruş daha eklendi.
LPG’ye 57 kuruş daha...
Mazotun yanı sıra uçan gübre fiyatları üzerinden çiftçi çifte vurgun yemiş durumda.
Liste uzun.
***
Hükümet sözcüsü Yenişafak gazetesine göre suçlu: TÜSİAD.
Hükümet ve yandaşları hedefe artık, durumu daha net anlaşılır kılan- başka özne koymuşlar; "dış güçler", "stokçular" yerine ülkenin en kallavi sermayesini.
Bu durumda…
Erdoğan’ın "ekonomik kurtuluş savaşı" çağrısına destek ermek yerine, dolar almaya koşma rekoru kıran illere ne diyeceğiz; Rize, Osmaniye, Kırşehir, Aksaray’a…
Buralar TÜSİAD sermayesinin değil iktidarın kalesi.
Bu illerde yaşayanlar AKP’ye oy verirken aynı zamanda TÜSİAD casusu olmadığına göre…
Ayrıca…
Ülkeyi ucuz emek cennetine (Çinleştirme söylemiyle) çevirmeyi vaat eden hükümetin de sermayenin sözcülüğünden vazgeçtiği söylenemeyeceğine göre…
Mesele TÜSİAD saldırısıyla açıklanamaz!
***
Muhalefetteki sermeye partilerine göre ise suçlu Erdoğan’ın faiz inadı!
Peki faiz inadı neden?
Söz konusu inat, iddia edildiği gibi bir saplantı değil. Cehalet de değil.
Mesele çıkarlar çatışması! Sermaye içi bir çatışma bu.
TÜSİAD çatısı altındaki büyük sermaye ile… İktidar etrafında kümelenmiş, MÜSİAD çatısı altındaki orta ölçekli sermayenin kapışması.
AÇIKLAMALAR GERÇEĞİ GÖSTERİYOR
Cumartesi günü ilk hamle TÜSİAD’tan geldi.
“Son dönemde yaşadığımız istikrarsızlıklar sonucunda, denenmekte olan ekonomi programıyla amaçlanan sonuçlara erişilemeyeceği netleşmiştir.”
Hükümete, "Görünen köy kılavuz istemez düşük faiz politikanız çöktü" mesajı verildi.
Pazar günü MÜSİAD’tan hükümete destek cevap geldi.
“Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde uygulamaya konulan; üretim, yatırım, ihracat ve istihdam odaklı kazanımlarımızı katbekat artıracağına inandığımız düşük faiz odaklı politikamızın destekçisi olduğumuzu yeniden ifade ediyoruz.”
Meali: Düşük faiz politikası tam gaz devam etmeli’…
Erdoğan da…
Sınıf içi bu çatışmada MÜSİAD sermayesinin çıkarlarını korumaktan vazgeçmeyeceğini ilan etti: “Ey TÜSİAD ve yavruları sizin tek göreviniz var, yatırım, üretim, istihdam ve büyüme. Hükümete saldırmanın değişik yollarını aramayın, bizimle mücadele edemezsiniz.”
ÇIKAR ÇATIŞMASINI GÖSTEREN ARAÇ: FAİZ
Sermayenin iç savaşındaki silah: Faiz.
Düşük faiz isteyen sermaye kesimi kimler?
TL ile borçlanarak dönenler…
Faizler yüksek olduğunda kredi alamadığı için batmanın eşiğine gelenler…
Küçük ölçekli, emek yoğun ve ithal ara malı yoğunluğu daha az olan kesimler…
Güçlerini iktidar içindeki temsiliyetlerinden alan bu sermaye grubu düşük faiz için bastırıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu kesimin çıkarları adına faiz teorisi geliştiriyor.
Nas’ı savunur görünürken canhıraş bir şekilde bu sermaye grubunun çıkarlarını gözetiyor.
Dışarıdan kredi bulma olanağı da uluslararası entegrasyonu da güçlü olan sermaye kesimleri ise yüksek faizci.
Tezleri şu: Enflasyonu kontrol etmek için faizleri yükselt. Yükselt ki yabancı sermaye girişleri olsun, TL değerlensin, ithalat ucuzlasın, tüketim artsın. Hem piyasa canlansın hem enflasyon düşsün.
Büyük sermayenin istediği bu politika 2013’e kadar uygulandı. Diğerleri de yararlandı.
2013 sonrası sermaye girişi yavaşlayınca faiz indir-kaldır zikzakları başladı.
2018 sonrası ise her iki sermaye gurubunun da zikzaklara tahammülü azaldı.
MÜSİAD sermayesi, küçük ve orta ölçekli kapitalistler, inşaatçılar, esnaf vb. arasında göreli "denge" politikası 2018 yılından itibaren çatırdıyor.
Son faiz artırma kararlarının ardından Yeni Şafak gazetesinin manşetinde, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’a ithafen şu yazıyordu; “Bu operasyonu kim adına çektiniz?”
Şimdi yaşananlar o kavganın derinleştiğini gösteriyor. Aynı zamanda ekonomik ve siyasi krizin ortasında olduğumuzu da...
Çıkarları farklılaşmış sermaye gruplarının çıkarlarını dengeleyerek koruyamayan tek adam rejimi birinden yana açık tavır almak zorunda kalıyor.
Yaşananlar silahı faiz olan sermaye içi çatışmanın göstergesi; hükümetin safı belli ettiği, ezileni emekçiler olan bir çatışma bu!
Merkez Bankası'ndan yeni faiz kararı: TL'de zorunlu karşılıklara uygulanan faiz/nema oranı düşürüldü
- Ezdirmemek ne kelime suyunu sıktılar 26 Aralık 2024 06:55
- Et ithalatı da sürer gıda pahalılığı da 08 Kasım 2024 11:17
- Türkiye BRICS’te de kapıda bekletiliyor, kapının ardı cennet değil ki! 24 Ekim 2024 13:08
- Bütçenin özeti: Hem yakacak hem kıracak 19 Ekim 2024 07:06
- Şimşek’in haraç şovu 16 Ekim 2024 04:57
- İTO Başkanı ‘şeytan’ taşlatıyor! 09 Ekim 2024 04:39
- Patronlardan 21. yüzyılda 19. yüzyıl talepleri: Bir adım ötesi zincire vurmak 28 Eylül 2024 06:47
- Erdoğan’ın ABD temasları: Mesaj mı yoksa yalvarış ve temenni mi? 26 Eylül 2024 06:27
- Fiyatlar artarken enflasyon düşüşünün yorumu: Kağıt üstünde düşüş, kemikte hissediş 04 Eylül 2024 05:53
- Vergi listesindeki 3 çeşit yüzsüzlük 29 Ağustos 2024 05:34
- Çin istilasına yol! 27 Ağustos 2024 05:10
- 12 şirket neden Varlık Fonu’na devredildi? 22 Ağustos 2024 04:55