25 Aralık 2021 02:39

Bermuda

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Ülkede sömürülmeyen herhangi bir alanın kalmadığı günlerden geçiyoruz. Federasyon seçimlerinin ardından Türkiye Satranç Federasyonu yönetimi de kaldığı yerden satrancı sömürmeye devam ediyor. Temmuz ayında Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye şampiyonaları, ulusal turnuvalar ile ulusal takım sporcularının belirlenmesine yönelik uluslararası turnuvaların otellerde yapılmasını yasaklayan bir genelge yayımlamıştı. Tüm federasyonlara gönderilen genelgede, “Yarışmaların Bakanlığa veya kamu kurum ve kuruluşlarına ait tesislerde yapılması gerekmektedir” denilmiş, ayrıca turnuvalara katılan kafilelerin kalacak yer için belirli otellere yönlendirilmemesi de vurgulanırken, daha önce otellerde yapılacağı ilan edilmiş bu tür faaliyetlerin iptal edilmesi istenmişti. Çok değil beş ay geçmeden sporcu ve velileri sömüren eski düzene geri dönüldü. Ocak ayında yapılacak olan Türkiye Küçükler ve Yıldızlar Satranç Şampiyonaları yine beş yıldızlı otellere verildi. Binlerce sporcuya ulusal takım havuzu adındaki havucun ucunu gösteren federasyon, ölü sezonda beş yıldızlı otel odalarını fahiş fiyatlarla sporcu ve velilere satmaya devam edecek. Federasyonun açıkladığı oda fiyatları ise dudak uçuklatıyor. İki veli ve bir sporcunun kalabileceği üç kişilik oda fiyatı bir hafta için on iki bin yüz seksen (12 bin 180) TL.  Merak edip araştırdım bu otelde bir hafta kalmak için normalde ödeyeceğiniz ücret ne kadardır diye. Üç kişilik bir ailenin üstelik ultra her şey dahil konseptiyle bir hafta için ödeyeceği miktar on bin seksen (10 bin 80)TL. Binlerce sporcu ve veliden oluşan bir organizasyon için federasyonun pazarlık yaparak odaları bu fiyatın çok daha altında kiraladığını söylemek mümkün. Aradaki farktan çok daha fazlası federasyonun kasasına gidiyor. Üstelik vergisiz, çünkü ne otel, ne federasyon konaklayanlara fatura kesiyor. Birisi yasa dışı mı dedi? Hadi canım, bu da bir şey mi? Anayasa’nın eşitlik ilkesi ihlal edilerek yarışmalara katılacak sporculardan kişi başı 250 TL katılım bedeli bile alınıyor. Peki, bu paralar nereye gidiyor? Sadece bir ipucu vereyim, Türkiye Satranç Federasyonu İktisadi İşletmesinin, 2020 yılı Denetim Kurulu raporuna göre 2 milyon 160 bin TL’lik satış yapmasına rağmen sadece 50 bin TL’lik kâr yaptığını hatırladınız mı? Tabii ki her şey satranç için. Mesela ulusal takım sporcularımız geçtiğimiz günlerde sona eren Türkiye Şampiyonası’na ödüllerin düşük olması sebebiyle adeta protesto ederek katılmadılar. Satranç Federasyonu yöneticilerinin ve yakınlarının bu durumdan doğan üzüntülerini beş yıldızlı otelde tatil yaparak bir nebze olsun üstlerinden atmaları satrancın geleceği açısından hayati önem taşıyor olmalı. Bakanlığın yayımladığı genelge neden bu kadar çabuk delindi diye düşüyorsanız, Türkiye Satranç Federasyonu İktisadi İşletmesi’ni kimler yönetiyor? Federasyonun otellerle yaptığı anlaşmalar neden şeffaf ve halka açık değil? Bu otellerin sahipleri ile federasyon yöneticileri arasında ne tip ilişkiler var? Gibi soruları da sormayı ihmal etmemelisiniz. Bermuda şeytan üçgeni olarak bilinen, uçakların ve gemilerin yok olduğu bölgeyi andırıyor satrancın yönetimi. Federasyon, Bakanlık ve oteller arasındaki üçgenin içinde adeta kayboluyor satranç.

Dünya Şampiyonası’nın bitimindeki hafta rahatsızlığım nedeniyle yazamamıştım. O yüzden Şampiyona ile ilgili son düşüncelerimi tamamlamak istiyorum. Dünya Şampiyonu Magnus Carlsen, Rus rakibi Ian Nepomniachtchi’yi 4-0 gibi tarihsel bir farkla yendi. Adaylar turnuvasını net bir şekilde kazanarak gelen Nepo, Carlsen karşısında hiçbir varlık gösteremeyerek taraftarlarını hayal kırıklığına uğrattı. Böylesi farklı bir skor Dünya Şampiyonası tarihinde yüz yıldır görülmedi. Genç Kübalı dahi Capablanca 1921 yılında, dünya şampiyonluğunu 27 yıldır elinde tutan yaşlı Lasker’i aynı skorla yenmişti. Kıyaslama yapmak doğru değil ama tarihi açıdan Carlsen-Nepo maçının unutulmayacak maçlardan biri olduğunu söyleyebiliriz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa